Böyle insanlara ihtiyacımız var

Zaman içinde, kurumun elit kanalı TRT 2'nin pek çok programına takılıyorum. Prof. Dr. Hüsamettin Koçan'ı görünce ekrandan ayrılamadım. Söyleşiyi yapan da Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gülveli Kayalı olunca izlenmeye doyulmaz bir programa tanıklık ettim.

Alkışlanacak çaba

Hüsamettin Koçan ismi Bayburt'da kurduğu Baksı Müzesi'yle adeta eş anlamlı. Baksı Müzesi, Prof. Dr. Hüsamettin Koçan'ın doğduğu topraklara hayat tecrübesini taşıma çabasının sonucu olarak ortaya çıkmış bir kültürel değer. Müze, Bayburt'un 45 km dışında, Çoruh Vadisi'ne bakan bir tepenin üzerinde kurulu. 40 dönüm arazi üzerindeki bu sıra dışı müze, çağdaş sanat ve geleneksel el sanatlarına aynı çatı altında yan yana, iç içe yer vermekte. Bu rüyasını hayata geçirmek amacıyla 2005 yılında Baksı Kültür Sanat Vakfı'nı kuran Prof. Dr. Hüsamettin Koçan 2010 yılının Temmuz'unda amacına ulaştı, devletten hiçbir maddi yardım almadan Baksı Müzesi'ni kültür hayatımıza kazandırdı.

Resim yarışması

Açılışının ardından kültür etkinliklerine başlayan Baksı Müzesi 2012'de o yıllarda çalıştığım Akşam gazetesiyle birlikte çocuklar arasında bir resim yarışması düzenlemişti. Rekor katılımın olduğu bu yarışmada jüri üyelerinden biri de bendim. Beni böyle bir göreve layık görmeleri onur vericiydi ama resim yapma konusundaki yeteneğim cetvelle vapur çizecek seviyedeydi. Çorum'dan katılan kızların elde ettiği büyük başarı hala hatırımda.

Dileğim, Prof. Dr. Hüsamettin Koçan gibi köklerine bağlı insanlarımızın daha da çoğalarak onun açtığı yoldan ilerleyip kültür hayatımıza nice değerler kazandırması.

Fransa'dan selam var

Sürekli takipçilerimden Fransa'da yaşayan okurum Şadan Kün'ün ilginç tespit ve öneriler ihtiva eden mektubunu yorumsuz olarak dikkatinize sunuyorum:

"Sevgili burhan Baba;

Hürmetle ellerinden öperim. Uzun zamandır yazamıyordum ama sürekli okuyorum. Yazılarınıza zaman zaman sağlık sebepleriyle ara vermenizi de anlayışla karşılıyorum. Umarım her şey yolundadır.

Gündem gerçekten çok yoğun. Bunca yoğunluk içinde neyi yazacağınızı tercih etmek gerçekten zor. Ancak bu durum köşe yazarları için aynı zamanda bir nimet olsa gerek. Müsadenizle ben de 2 konuya değinmek istiyorum;

Bir yazınızda bir okuyucunuza, Muharrem İnce hakkında, 'Onunla ilgili artık hiç bir şey yazmayacağım' demiştiniz. Madem siz yazmayacaksınız izninizle bu konuda bin bir çift söz edeyim. Ben türküleri severim, çok anlamlı sözleri vardır. Hatırlarsanız daha önce de söylemiştim, bu zat için en uygunu: Yolun Sonu Görünüyor...

Aynı türkü iktidar için de geçerli. Hatta sayın Meral Akşener de bir grup toplantısında dile getirmişti. Bence İYİ Parti hemen bu türkünün telif hakkını alıp Meral Hanım'ın yurt gezilerinde kullanmalı.

Diğer sevdiğim türkü ise Aşık Veysel'in, "Uzun ince bir yoldayım / Gidiyorum gündüz gece..." Tam da milletçe hali pür melalimizi anlatıyor.

İkinci konu ise Kıbrıs... Teknik bir bilgimyok. S-400'leri NATO ve ABD'ye rağmen Rusya'dan satın aldık. Sonrası malum, kıyamet koptu. Bu sorunu ortadan kaldırmak için  S- 400'leri Kıbrıs'a konuşlandırmak çare olabilir mi? Böylelikle S-400'lerin depolarda kullanılmadan çürümesi de önlenmiş olmaz mı?

Diğer taraftan Maraş bölgesini kullanıma açsak, karşı takım herhalde çıldırır.

Bunları pekala becerebiliriz. Bize neye malolur ki?.. Selamlar / Şadan Kün"

KISA KISA

Son olarak paket program  içine alınan hemen her şeyi Gençlik Radyo'da bulabiliyorsunuz. Cumartesi akşamları 22.15'de Orhan Ayhan gibi bir üstadı dinleyip düşüncelerini öğrenmek ayrı bir keyf.

Evimizde Macaristan'a yenildikten sonra Milli Takım'ın Sırbistan deplasmanından 1 puan çıkarması önemli. 1 puan deyip küçümsemeyelim. Ne toplasak kardır. Yeri gelir yarım puan bile etmeyen averaj nice 3 puandan kıymetli hale gelir.

Süper Lig'in yeni takımı Karagümrük, transferleriyle de gözdağı veriyor. Önceki gün Mevlüt Erdinç'i kadrosuna katan kırmızı siyahlılar son olarak Beşiktaş'tan Enzo Roco'ya, ardından da Atıf Chaechouhe'ye imza attırıp dikkatleri üstüne çekti.

Günün Sözü

İnsanoğlu hiç de kötü yaratılmamıştır; ama hastalandığı gibi kötüleşir de. Voltaire

 

Yazarın Diğer Yazıları