Brexit’te işlem tamam: İngiltere’nin AB serüveni resmen sona eriyor

Brexit’te işlem tamam: İngiltere’nin AB serüveni resmen sona eriyor
İngiltere yaklaşık 4 yıl önce aldığı Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılma (Brexit) kararını, sancılı bir sürecin ardından tamamladı.

İngiltere yaklaşık 4 yıl önce yapılan referandumda alınan kararı hayata geçirerek Avrupa Birliği'nden (AB) bugün itibariyle resmen ayrılacak.  Anlaşmanın AB makamlarının imzasını, son olarak da Avrupa Parlamentosunun onayını almasıyla, İngiltere'nin yerel saatle 23.00'te, Brüksel saatiyle ise 00.00'da birlikten ayrılmasının önü açıldı. Böylelikle ülke, 1973'te başlayan AB üyeliğine resmen son verecek.

BREXIT'E GİDEN SÜREÇ

İngiltere’de, AB’nin atası Avrupa Ekonomik Topluluğuna (AET) 1973’te üye olunmasından itibaren, üye ülkelerin siyasi ve ekonomik bütünleşmesi ile gücün, Brüksel’deki bürokraside toplanmasından şikayet eden bir kesim oluştu.

AB’nin Schengen ve ortak para birimi gibi temel kurumlarının dışında kalmasına karşın İngiltere’de “Avrupa şüphecileri” diye adlandırılan grubun şikayetleri azalmadı, aksine arttı.

Özellikle Doğu Bloku ülkelerinin AB’ye üye olmasıyla artan göç ve 2008 ekonomik krizi, bu düşüncelerin ülkede yaygınlaşmasına yol açtı.

Aşırı sağ siyasetçi Nigel Farage'ın liderliğindeki AB karşıtı Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi’nin (UKIP) 1990’lardaki 100 bin oyluk tabanını 2010’da 920 bine, 2015’te de 3 milyon 890 bine taşımayı başarması da ülkedeki ana akım siyaseti baskı altına aldı. Parti Avrupa Parlamentosu seçimlerinde kazandığı başarıyla çok sayıda milletvekili çıkararak, Brexit’i Avrupa gündemine taşıdı.

Bu siyasi konjonktürde, düşünce kuruluşu British Influence'ın (Britanya’nın Nüfuzu) eski başkanı Peter Wilding'in 2012’de yayımladığı makalede kullanmasıyla dolaşıma giren “Brexit” kelimesi, ülkenin önündeki 8 yılına damga vuracak popülerliğe ulaştı.

Wilding, makalesinde, İngiltere'nin AB içinde liderliğe oynaması gerektiğini savunuyor ve bunda başarısız olunması halinde işlerin “Brexit”e doğru kayacağı uyarısında bulunuyordu, öyle de oldu. İngiltere’nin son 8 yılına damga vuran tartışma, ülkenin AB içinde ve lider rolünde olması gerektiğine inananlar ile AB bürokrasisinin boyunduruğundan kurtulup, “bağımsız” İngiltere’yi “yeniden büyük” yapmayı isteyenler arasında geçti.

REFERANDUM SÖZÜ

Ülkeyi saran Brexitçi atmosfer, 2013 yılında dönemin başbakanı David Cameron’ı AB üyeliğini referanduma götürme sözü vermeye itti. Seçmen tabanını UKIP’e kaptırmaktan endişe eden Cameron, bu vaadin de etkisiyle 2015'te yapılan genel seçimde az farkla ama tek başına iktidar olmayı başardı.

Kendisi AB üyeliğinden yana olan siyasetçi, 2016 yılı başında, AB’nin “siyasi bütünleşme” hedefini eleştirerek ve bazı tavizler almak amacıyla bir dizi diplomatik girişimde bulundu. Cameron, görüşmelerin sonunda AB'den ulusal parlamentonun egemenliği, ekonominin yönetimi ve göçün sınırlandırılması konularında “istediğini kopardığını” ilan etti. 

İngiltere'de 2016'da yapılan referandumda seçmenin yüzde 52'si, ülkenin Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılmasına (Brexit) destek verdi. 

İngiltere ile AB arasında 2 yıl devam eden müzakereler sonucunda 2018 sonunda Brexit anlaşmasına varıldı ancak dönemin Başbakanı Theresa May liderliğindeki azınlık hükümeti, anlaşmayı parlamentodan geçirmeyi başaramayınca 29 Mart 2019'da gerçekleşmesi gereken Brexit, 3 kez ertelendi.

Brexit krizini aşamadığı için istifa eden May'in yerine iktidardaki Muhafazakar Partinin üyelerinin oylarıyla Boris Johnson liderliğe seçilerek, başbakanlık koltuğuna oturdu.

AB referandumunda, Brexit taraftarı kampın lider figürü olarak da öne çıkan Johnson, birlikle varılan anlaşmada en büyük engeli teşkil eden Kuzey İrlanda'ya ilişkin "tedbir maddesini" değiştirmeyi başardı ama parlamentoda gereken desteği yine bulamadı.

Bunun üzerine muhalefet partilerinin de desteğiyle ülkeyi 2019 Aralık'ta erken seçime götüren Johnson, parlamentonun seçimle gelen 650 sandalyeli alt kanadı Avam Kamarasına 365 milletvekilli sokmayı başardı.

Brexit karşıtı muhalefetin parlamentoda çıkardığı engellerin ortadan kalkmasıyla Johnson, Brexit anlaşmasını hızla yasalaştırdı.

Anlaşmanın AB makamlarının imzasını, son olarak da Avrupa Parlamentosunun onayını almasıyla, İngiltere'nin birlikten ayrılmasının önü açıldı.

BREXİT KUTLAMALARI

Başbakan Johnson, İngiliz televizyonlarından ulusa sesleneceği konuşma yapacak.

Johnson'ın konuşmasında Brexit sürecinde kamuoyunda oluşan kutuplaşmayı sona erdirme ve "yaraları sarma" çağrısında bulunması bekleniyor.

Ülkede, "Brexit günü" diye adlandırılan 31 Ocak Cuma, hem devlet kurumları hem de özel kuruluşlar çeşitli kutlamalara da hazırlanıyor.

Bu kapsamda, Başbakanlık binası "10 Numara"ya yansıtılacak saatle, ülkenin AB üyesi kalacağı son dakikalar geriye sayılacak ve bazı hükümet binaları, özel olarak ışıklandırılacak.

Brexit vesilesiyle İngiliz Merkez Bankası da 50 penilik madeni parayı tedavüle sokacak. 31 Ocak 2020 tarihini taşıyacak paranın üzerinde, "Bütün milletlerle barış, refah ve dostluk" ifadesi yer alacak.

Aşırı sağ siyasetçi ve AB karşıtı kampanyanın mimarlarında Nigel Farage'ın liderliğindeki Brexit Partisi de parlamento önünde kutlama partisi düzenleyecek.

BREXİT ANLAŞMASI

Brexit anlaşmasına göre, İngiltere ile AB arasında 1 Şubat'tan itibaren geçiş dönemi başlayacak. 31 Aralık'a kadar sürmesi öngörülen bu dönemde taraflar, başta kapsamlı serbest ticaret anlaşması olmak üzere gelecekteki ilişkilerinin alacağı şekli müzakere edecek.

İngiltere'nin 30 Haziran'a kadar talep etmesi halinde geçiş dönemi 2 yıl daha uzatılabilecek. Ancak Johnson liderliğindeki İngiliz hükümeti, bu sürenin uzatılmayacağını ilan etmiş bulunuyor.

İngiltere, bu süreçte gümrük birliği, ortak pazar ve serbest dolaşım gibi AB üyeliği unsurlarını sürdürecek ve AB kurallarına tabi kalacak. Ancak ülke, AB'nin karar alma mekanizmalarında söz hakkını kaybedecek.

İngiltere'nin Avrupa Parlamentosundaki milletvekillerinin görevi de sona erecek.

AYRILIĞIN FATURASI

İngiltere, anlaşmaya göre, AB bütçesine taahhütlerinden kaynaklanan bir ödeme de yapacak. Geçen yıl 29 Mart itibarıyla 39 milyar sterlin olarak hesaplanan meblağın, aradan geçen süre de yapılan ödemelerin düşülmesiyle 30 milyar sterline kadar gerilediği değerlendiriliyor.

Anlaşma, İngiltere'de yaşayan 3 milyondan fazla AB vatandaşıyla AB ülkelerindeki İngiltere vatandaşlarının kazanılmış haklarını da güvenceye alıyor. Buna göre, geçiş dönemi bitmeden başvurmaları halinde taraflar, vatandaşları bulundukları ülkelerde yaşamaya ve çalışmaya devam edebilecek.

İngiltere ile AB'nin, karşılıklı olarak, kısa süreli vizesiz seyahate izin verecek düzenlemelere gitmesi bekleniyor.

KUZEY İRLANDA

Anlaşmada, İngiltere'nin parçası Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasına sınır girmesini engellemeye dönük bir düzenleme de bulunuyor. Bu düzenleme, 31 Aralık'tan itibaren İngiltere ile Kuzey İrlanda arasında bir gümrük duvarı oluşmasına yol açacak.

İngiltere'den Kuzey İrlanda'ya giren ve İrlanda Cumhuriyeti'ne geçmesi muhtemel mallar, gümrük vergisine tabi olacak.

Kuzey İrlanda'ya ilişkin ve "tedbir maddesi" olarak bilinen eski düzenleme, İngiltere'yi kendisine bağlı İskoçya ve Galler ile belirsiz bir süre ve tek yanlı çekilemeyeceği şekilde AB üyesi tutacağı gerekçesiyle, Brexit yanlılarının sert muhalefetiyle karşılaşmıştı.

Yeni düzenlemeye, bunun Kuzey İrlanda'yı İngiltere'den tedricen koparabileceği eleştirisi de yöneltiliyor.

İki İrlanda arasındaki ilişkilerin mevcut haliyle sürebilmesi için Kuzey İrlanda, tarım ve imalat mallarında AB kurallarına tabi kalacak.

Kuzey İrlanda'ya İngiltere'de ayrıcalıklı bir konum tanıyan bu düzenlemenin devam ettirilmesi veya sona erdirilmesi, Kuzey İrlanda bölgesel parlamentosunun onayına tabi olacak. Bölgesel parlamentonun, bu konuda 4 yılda bir oylama yapması öngörülüyor.

TİCARET ANLAŞMALARI

Johnson, serbest ticaret anlaşması dahil İngiltere'nin AB ile gelecekteki ilişkilerinde Birliğin kurallarına mümkün olduğunca az tabi olmak istiyor. Ancak buna sıcak bakamayan AB'nin müzakere sürecinde, İngiltere'yi çeşitli alanlarda tavize zorlaması bekleniyor.

İngiltere ile AB, 31 Aralık'a kadar serbest ticaret anlaşması imzalayamazsa, taraflar arasındaki ticaret Dünya Ticaret Örgütü kurallarına göre devam edecek.

İngiltere, AB'den ayrılarak, Birliğin 70'den fazla ülkeyi kapsayan 40 ticaret anlaşmasından da ayrılmış olacağı için ilgili ülkelerle de ticareti aksayacak.

İngiltere, Brexit sürecinde şu ana kadar AB ile ticaret anlaşması bulunan ülkelerle sadece 20 "devamlılık" anlaşması yapabildi.

İngiltere'nin ticaretinin yüzde 49'u AB, yüzde 11'i ise AB ile ticaret anlaşması bulunan üçüncü ülkelerle yapılıyor. Ülkenin şu ana kadar imzaladığı 20 anlaşma, toplam ticaretinin sadece yüzde 11'ini kapsıyor.

Taraflar, geçiş dönemi boyunca güvenlik, savunma, dış politika ve adli iş birliği alanlarında da çeşitli anlaşmaları müzakere edecek.