Brezilya'nın "Siyah İnci"si 80 yaşında

Bugün size bir efsaneden bahsetmek istiyorum. Yaşı bize yakın olanlar hafızalarını zorlarsa bu ismi hatırlar. Ama önce size bilmece gibi gelecek olan ismini vermek istiyorum; Edson Arantes do Nascimento...

Nasıl, hatırladınız mı?..

Hatırlamaz olur musunuz PELE'yi...

23 Ekim 1940'ta Brezilya'da doğan "Siyah İnci" geçtiğimiz cuma günü 80. yaşını kutladı...

Peki başlıktaki 'ulusal hazine' nereden geliyor...

Avrupa'ya transferini engellemek için yapılan bir uyarlama...

Peki teklif gelse, her şeye rağmen kabul eder miydi? Sanmam.

Çünkü Avrupa'ya neden gitmedin sorusuna verdiği esprili yanıt her şeyi anlatmaya yetiyor:

"Annemin yaptığı pilavı ve fasulyeyi seviyordum. Ülkemde rahat ve mutlu hissediyordum. Annemle babam, evimden birkaç metre ötede oturuyordu. Hava her zaman 25 dereceydi ve sahil muhteşemdi."

1961'de, o zamanki Başkan Janio Quadros, Pele'yi "ihraç edilemeyecek bir ulusal hazine" ilan eden bir kararname çıkardı.

Daha 17 yaşındayken dünya kupası zaferi yaşadı. Futbol kariyerini 1300 maçta 1282 golle tamamladı.

Yarım düzine gol

 Dünya turuna çıkan Pele'li Santos İstanbul'a da uğrar ve 3 Mayıs 1972'de Fenerbahçe ile bir maç yapar. Fakat sonuç tam bir hezimet. Santos maçı 6-1 kazanır... Fener'in tek golünü Canan Açıkgöz atar.

Canan Açıkgöz bir röportajında o maçı şöyle anlatır; "Herkes diyor ki altı tane gol nasıl yersiniz. O gün inanır mısın sahada bizler sadece Pele'yi seyrettik. Adamın hareketlerine bakıyorsun. O kadar efsane ki çünkü Pele gelmiş yahu. Top ona geldiği zaman hiç müdahale yapmıyorduk. Hep o gitsin çalım atsın. Adam oynuyordu yahu. Seyircilerden pek farkımız yoktu. Belki Mithatpaşa Stadı da bir daha o günkü seyirciyi görmedi. Tribünler dolmuş. Mithatpaşa'nın tarihi rekoru 42 bin 152 diye bir rakam. Sayılı rakamı. O gün bu sahanın içinde, çizgilerin etrafında en az 10 bin kişi vardı. İnsanlar atletizm pistinde beş-altı sıra olmuş, öyle seyrediyor. Hiç unutmuyorum, maçın 85. dakikası filan; Pele ve arkadaşları fiskos bir şeyler konuştular. Maçın çok heyecanlı bir anında, bir baktım Pele, yavaş yavaş sahadan çıktı. Bu kadar insan sahaya girer diye korkuyordu. Biletli seyirciler dışında, sayılmayanlarla o günkü seyirci sayısı 50 bini geçmiştir."

Koronavirüs salgınında tekrar başa mı döndük?

Şu baş belası koronavirüs illetinden bir türlü kurtulamayacağız galiba. Tam azalıyor derken yeniden hortluyor sanki.

Bu tamamen ilgililerin tüm ikazlarına rağmen, gerekli tedbirleri almayan, söylediklerine kulak asmayan, tabirimi mazur görün zır cahillerden kaynaklanıyor...

Adamlar bas bas bağırıyor; maskeni tak, el hijyenini ihmal etme, mesafeni koru... Akraba ziyaretine gitme, şapur şupur öpüşme...

Kadın aşure yapıyor, apartmana dağıtıyor. Apartmanda oturan herkes korona. Karantinada. Yahu yapma. Hadi yaptın diyelim otur kendin ye...

Bırak büyüklerin yaşasın...

Evinizde bile mesafeli olun

Bir uyarı da Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz'dan geldi. Onun söyledikleri  vahameti tam anlamıyla anlatıyor. Kayıpmaz; "Korona virüs salgınında sonbaharın gelmesiyle kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirmeye başlandı. Evlerde her 4 metrekareye bir kişi gibi düşünebiliriz. Yani evin salonu 20 metrekareyse bu salonda en fazla 5 kişi aynı anda bulunmalı" diye uyarıyor.

GÜNÜN SÖZÜ

Amacınıza ulaşmanızın tek yolu anlaşmadır. Afrika atasözü

Yazarın Diğer Yazıları