Çapulcu kim?
“Öcalan serbest bırakılsın”, “Öcalan milletvekili olsun”, “Türk bayrağı demeyelim, devlet bayrağı diyelim”, “Kürtlere özerklik verilmezse AVM’lere giremez, internetten alışveriş yaparsınız. Üzerinize ceset yağar”, “Başımıza belâ olan ulus devletten kurtuluyoruz”, “İstiklal Marşı niye ‘Korkma’ diye başlıyor?”...
Yukarıdaki sözler Erdoğan’ın âkil adamlarının gittikleri yerde halkı iknâ için yaptıkları tehditlerden bir demet veya bu işle iştigal etmezden önce dile getirdikleri görüşlerden bâzıları... Görüldüğü gibi “Milleti ikna” için millet resmen tehdit ediliyor. Millet de bu tehditler karşısında, “Allah sizi kahretsin, siz, bizi neye ikna edeceksiniz, siz Kandil’e gidin, silahı bırak diye teröristi ikna edin” tepkisi gösteriyor ve hakaret etmemek için en güzel yolla, İstiklâl Marşı ile, devlet ve millete saygı duymaya dâvet ediyorlar.
Âkil efendiler İstiklâl Marşı’na da saygı göstermeyince, millet bu sefer, “Geldiğiniz yere gidin, sizin bizimle işiniz yok” tepkisi veriyor. İşte Erdoğan’ın tahammül edemediği bu. Gelip Öcalan’ın milletvekilliği için propaganda yapanlara kim karşı çıktı ise onlara “Çapulcu” diyor. Âkillerini savunmak için de “Sanki bunlar İstiklâl Marşı’na karşı” diyerek, “Çapulcu” suçlamasını haklı göstermek için “İstiklâl Marşı”na sığınıyor. Aslında Erdoğan da bal gibi biliyor ki, Âkillerin içerisinde İstiklâl Marşı’na karşı olan onlarca kişi var? Meselâ Baskın Oran’a Erdoğan, İstiklâl Marşı söyletebilir mi? Yine akillerden biri bir dönem, “Akif niye İstiklal Marşı’na ‘Korkma’ diye başladı” diyerek aklınca sureti haktan görünüp Akif’i ve İstiklâl Marşı’nı yerden yere vurmuştu.
Prof. Dr. Nurullah Çetin, “İstiklal Marşı’mızı Anlamak” (İsteme adresi ncetin64@hotmail.com -Tel:0312-3594113-) isimli, hacmi küçük amma muhtevası oldukça yüklü, her vatan evladının okuması gereken çalışmasında, bu “Korkma”nın, “Hz.Muhammed’in Hz.Ebubekir’le birlikte Mekke’den Medine’ye hicret ederken aralarında geçen bir konuşmaya telmihten” neşet ettiğini ve bu hadisenin Kur’an-ı Kerim’de (Tevbe suresi, ayet:40) de anlatıldığının altını çizer.
Evet, Âkiller içerisinde İstiklâl Marşı’ndan rahatsız olanlar hiç de azımsanmayacak orandadır. Zâten hem federasyon istemek hem İstiklâl Marşı’nı kabullenmek eşyanın tabiatına aykırı değil midir? Gül’ün dediği gibi “İyi şeyler olduktan” ve Tayyip Bey’in ifade ettiği gibi, “Diyarbakır, Büyük Orta Doğu Projesi gereği bölgenin yıldızı” haline geldikten sonra oralarda kim İstiklâl Marşı’nı söyler, yahut söyletebilir! İstiklâl Marşı söylenirken biz Türk Bayrağı’nı göndere çekiyoruz. Bütün bu pis işler gerçekleşirse oralarda kim Türk Bayrağı dalgalandırabilir? Daha şimdiden tabelalardan Türk Bayrağı niçin sökülüyor!
Evet, Başbakan, milleti “Çapulcular” diye tehdit etmiş, Âkillerin sakil taleplerine karşı çıkanları devletin polisi ve jandarması ile sindirilmesi talimatı vermiştir.
PKK’nın meşrulaştırılması ve Öcalan’ın Mandelalaşması süreci tamamlanmış, Âkillerle olmazsa, biber gazı, cop ve dipçikle Türk milletini federatif devlete ikna ve icbar safhasına geçilmiştir.
Buradan vicdan ehline seslenmek istiyoruz. Kandil’e gidip PKK’yı değil, evinde oturan, dükkânında-tezgâhında ekmeğinin peşinde koşan sıradan insanları ikna için PKK kurşunuyla tehdit eden Âkillere, “Siz yanlış yoldasınız” diyen insanlar, bundan böyle sizlere emanettir.
İşkence dâhil, müfettişler kanalıyla iflas olmak üzere o vatanperverlerin başına her şey ama her şey gelebilir. Eğer vicdan ehli iseniz ve gerçekten vatanperverseniz onlara sahip çıkın. Hiç olmazsa başlarına gelenleri kamuoyuna duyurun. Seher vakitlerinde onlar için dua edin.
Ve “İkna olmazsanız üzerinize ceset parçaları yağar!” diyenler mi yoksa, “İkna için bize gelmeyin, Kandil’e gidin” diyenler mi “çapulcu” artık ona da siz karar verin..