Cenevre'de tarih yazıldı
Anavatan Türkiye''nin müracaatı ile İsviçre''nin Cenevre şehrinde 5+BM gayriresmi Kıbrıs Konferansı 27-29 Nisan tarihleri arasında yapıldı. Beklenildiği gibi toplantıda resmî müzakerelere başlamak için gerekli ''ortak zemin'' bulunamadı. Kıbrıs Konferansı''nın ardından basın toplantısı düzenleyen BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, "Henüz yeterince ortak zemin bulamadık" diye açıklamada bulundu. Guterres açıklamasına devamla "Ama ben pes etmiyorum. Gündemim basit: Birlikte barış ve refah içinde yaşamayı hak eden Kıbrıslıların güvenliği ve refahı için mücadele etmek. Vazgeçmeyeceğiz. Önümüzdeki 2-3 ay içinde gerçekleşebilecek bir sonraki toplantı için mümkün olan en iyi koşulları yaratmak için istişarelerimize devam edeceğiz" dedi. Guterres, Kıbrıs konusunda Rum tarafının uzlaşmaz olduğunu 2017''de Crans Montana''da çöken Kıbrıs Konferansı''nda yakından yaşamıştır. Guterres, emperyalizmin emrindeki memuru olarak aldığı talimatlara göre hareket etmiş, Türkiye''ye geri adım attırmak, AB ve ABD''ye zaman kazandırmak üzere konferans serisini 2-3 ay sonraya ertelemiştir. Önümüzdeki 2-3 ay içerisinde AB ve ABD''nin çirkin şantaj, tehdit ve dayatmalarına şahit olacağız. Geri adım atar mıyız? Bu vakitten sonra buna hiç ihtimal vermiyorum! Ancak bu siyasettir ve nelere gebe olduğu peşinen hükme tabi değildir; hep birlikte bekleyip göreceğiz.
Cumhurbaşkanı Tatar, Anavatan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, KKTC Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu ve beraberlerindeki değerli heyet Kıbrıs Türk halkını, millî davamızı Cenevre''de başarı ile temsil etmiştir. Bana göre Türk tarafı olarak hedeflenen elde edilmiştir. Cenevre''ye giderken:
1. Federasyonun kesinlikle görüşülmeyeceği, 2. Herhangi bir konunun müzakere edilmeyeceği, 3. Crans Montana''da kalındığı yerden müzakere sürecinin başlamasının kabul edilmeyeceği, 4. Güven Yaratıcı Önlemlerin gündeme getirilmesine izin verilmeyeceği, 5. Özellikle Maraş konusunun ağza alınmasına şiddetle karşı çıkılacağı, 6. Masaya getirilecek herhangi bir planın, İngiliz Planı gibi, görüşülmeyeceği ve sadece ve sadece 7. Cumhurbaşkanı Tatar''ın egemen eşitlik temelinde iki devletin iş birliğine dayalı çözüm modelinin taraflara ayrıntıları ve gerekçeleri ile anlatılacağı ve bütün bunların kayıtlara geçirilmesinin sağlanacağı hedeflenmişti.
Bu hedeflerin tamamı gerçekleşmiştir. Üstüne Rum-Yunan ikilisini köşeye sıkıştıran 6 maddelik Tatar Çerçevesi, Türk parametreleri de BM kayıtlarına işlenmiştir.
Uzunca bir dönem gündemde kalacak olan ve Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması için olmazsa olmaz unsurlar ihtiva eden Tatar çerçevesini burada paylaşmamda fayda vardır:
1- Genel Sekreterin inisiyatif alıp yeni bir Güvenlik Konseyi kararı çıkarılmasıyla birlikte iki tarafın eşit uluslararası statüsü ve eşit egemenliği garanti altına alınacak. Alınacak bu yeni karar, iki devletin iş birliğine dayalı bir ortaklık kurmasının yolunu açacak.
2- Bahse konu kararla birlikte sağlanacak eşit uluslararası statü ve eşit egemenliği sonrası, iki taraf, sonuç odaklı, zaman limitli BM nezdinde bir müzakere sürecine başlayacak. Bu müzakereler iki tarafın anlaşacağı bir iş birliği anlaşmasını hedefleyecek.
3- İki devlet arasındaki bu müzakereler AB konuları, mülkiyet, güvenlik ve sınır düzenlemeleri gibi konuları ele alıp, ilişkileri düzenleyecek.
4- Müzakereler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere tarafından desteklenecek, eğer ihtiyaç duyulursa, AB de gözlemci olarak katılabilecek.
5- Eğer iki devlet herhangi bir kontekste bir anlaşmaya varırsa, iki devlet bir birlerini eş zamanlı tanıyacak, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere bunu destekleyecek.
6- Ulaşılacak olan herhangi bir anlaşma eş zamanlı şekilde referanduma gidecek.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Anavatan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, konferansın ardından ortak basın toplantısı düzenlediler. Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye ile birlikte yeni belirledikleri "Kıbrıs''ta egemen eşitlik temelinde iki devlet" siyasetinden asla vazgeçmeyeceklerini vurgulayarak, "Eşitliğe dayalı ve eşit statü tanınmadan, eski şartlarda masaya oturmamızın ve resmî görüşmelere başlamamızın anlamı olmaz" diye konuştu. Toplantıda Rum yönetiminin Crans Montana ve diğer müzakerelerdeki iddialarını sık sık tekrarladığını belirten Çavuşoğlu, "Önümüzdeki süreçte biz sağlam duruşumuzu devam ettireceğiz. KKTC''nin egemen eşitliğe dayalı, iki devletli çözüm vizyonuna ve önerisine destek olmaya devam edeceğiz. Hem de çok güçlü bir şekilde." diyerek geri adım atılmasının söz konusu olmadığını net bir şekilde ortaya koydu. Yeni siyasetimizden inşallah geri dönüş olmayacaktır. Cumhurbaşkanı Tatar''ın ''bu bir milattır'' diye ortaya koyduğu siyaset ileri götürülecek ve devletimizin tanınması için yoğun çalışmalar başlayacaktır.
4 Temmuz’dan sonra tek hedef KKTC’nin tanınması olmalıdır…
Rum-Yunan riyakârlığı sınır tanımıyor. Yalan-dolanda Pinokyo’yu aratmıyorlar!
Tatar, New York’ta milli siyasetimizin arkasında durdu
EOKA’cı/Enosis’çi Hristodulidis’in maskesini TMT izindeki KKTC Cumhurbaşkanı Tatar düşürdü
Emperyalist destekli Rum’a karşı devletimiz KKTC ve anavatan etrafında kenetlenmeliyiz…
Rum uzlaşmazlığı ortak zemin arayışlarını imkânsızlaştırdı… Holguin’in turistik turları sürüyor…
Hristodulidis AB kartını masaya koydu, Türkiye’yi tehdit etti, şantaja başladı!
BM Güvenlik Konseyi’nin 4 Mart 1964 tarihinde aldığı 186 sayılı kararı lanetliyorum
Niyaziodis’in üniter devlet ve Ozmosis provası engellenmelidir
Gerçekçi olunmalı ve tek hedefimize KKTC’nin tanınmasına odaklanmalıyız…
Tolga ŞAHİN
Ukrayna’dan kaçan Türkler YÖK’e göre savaş mağduru değil!
Mustafa Hakan ÜNSER
Emanet Oy
Nuri KAYIŞ
Düşük tansiyon siyasi sağlığa çok iyi gelir
Armağan KULOĞLU
“En son kim vuracak?” yarışı
Orhan UĞUROĞLU
Erdoğan da AKP de yolunu kaybetti
Arslan BULUT
90 yılı Kerkük için yaşayan adam...
Arslan TEKİN
Tarih hafızamız arşivlerde neler oluyor? (2)
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL
Büyük Amerikan yardımı
Kağan Kaya
Siber saldırı türleri ve etkileri
Esfender KORKMAZ
Hayat pahalılığı neden arttı?