Gazeteci İsmail Saymaz, CHP İstanbul İl Teşkilatı’na yönelik mahkeme kararını değerlendirdi. Saymaz, alınan kararların arkasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı 2028 seçimlerinde rakipsiz bırakma hedefinin yattığını öne sürdü.

Erdoğan’ın planını açıkladı! CHP’den erken seçim resti
Saymaz, Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesi için Meclis’in erken seçim kararı alması gerektiğini hatırlatarak bununda yeterli olmadığını söyledi. Saymaz yaşananları Erdoğan’ın kazanmasını garanti altına almak için muhalefetin en güçlü aktörü olan CHP’nin etkisizleştirilmesi gerektiğini bu bağlamda, CHP’ye yönelik yargı süreçleri ve kayyum atamaları, muhalefeti bölme ve AK Parti’yi seçeneksiz bırakma stratejisinin bir parçası olarak yorumlayarak şöyle konuştu:
Ben aslında bugün çıkan yazımda burada asıl amacım Erdoğan'ı rakipsiz ve AK Parti'yi seçeneksiz bırakmak olduğunu ifade ettim ve bu görüşteyim. Çünkü Beştepe'nin hedefi 2028 seçimlerini kazanmak. Bu seçimleri kazanması için önce Sayın Cumhurbaşkanı’nın aday olabilmesi gerekiyor. Anayasa’ya göre bu ancak Meclis’in Türkiye'yi erken seçime götürmesiyle mümkün olabilir. Ama tabii sadece Sayın Cumhurbaşkanı’nın katılmasına imkan sağlamak yetmez. Sayın Cumhurbaşkanı’nın kazanmasını da garanti altına almak lazım. Sayın Cumhurbaşkanının kazanmasını garanti altına almak için de ya tek başına yarışmasını sağlamak ya da yenmesi garanti olan bir adayla yarışmasını sağlamak gerekiyor. Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanı’nın kazanmasını garanti altına alırken onun partisi, AK Parti karşısındaki en güçlü iktidar seçeneği kimse onun da Türkiye'yi Türkiye'ye yönetebilecek alternatif olmaktan çıkarmak gerekiyor. Halkın gözünde onu yolsuzlukla, rüşvetle ve çeşitli kriminal ilişkilerle ilişkili hale getirmek ve eninde sonunda AK Parti'yi seçeneksiz kılmak yatıyor. Benim okumam bu şekilde ve bu genel bir okuma elbette. Şu an karşıya kaldığımız tabloyu nasıl okumak mümkün diye soracaksak bunu şöyle anlatabiliriz. Ankara'da 3-4 Kasım 2023'te yapılan Sayın Kılıçdaroğlu'nun kaybettiği, Sayın Özel'in kazandığı olağan kurultayda şaibe olduğu iddiasıyla açılan davanın iddianamesi kabul edildi ama mahkemeler arasında yetki krizi var. Bir mahkeme diğerine en sonunda bir üst mahkemeye yetki kimde diye gönderdi. Henüz yetkisi kimin yetkili olduğu belli değil. Ama bir taraftan bu açılırken, bu iddianame yazılırken diğer taraftan da Ankara'da bir Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 3-4 Kasım 2023 kurultayında iş başına gelen Özgür Özel ve yönetiminin şaibe iddiasıyla el çektirilmesi istemiyle bir tedbir davası açıldı. O mahkeme 30 Haziran'da bir duruşma görmüştü ve o günlerde kamuoyu buna odaklanmıştı. Buradan bir butlan kararı çıkacak. Yani öncekine dönüş kararı çıkacak. Özgür Özel ve yönetimi hiç seçilmemiş gibi ondan önceki Kılıçdaroğlu yönetimine partinin devredileceği yönünde bir tartışma yaşandı. Fakat mahkeme 30 Haziran'da böyle bir karar vermedi, duruşmayı 15 Eylül'le bıraktı. Normalde İstanbul'daki gelişmeler olmasaydı ne olacaktı? Ankara'daki 15 Eylül'deki duruşma görülecekti. Yani 10 gün sonra bir duruşma görülecekti ve muhtemelen o ertelenecekti. Genel bekleyiş, genel kabul o öndeydi. Ankara'dan bir butlan kararının bu sefer de çıkmayacağı, kararın erteleneceği yönünde bir bekleyiş vardı. Bu bekleyişin sebebi aslında terörsüz Türkiye süreciyle beraber girilen bir iyimserlik havasıydı. Ben de böyle okudum ve öyle düşündüm.
Muhalefeti bitirecek savaş senaryosu! CHP’yi bekleyen büyük tehlike
İSTANBUL'DA ÇOK HIZLI BİR SÜREÇ GELİŞTİ
CHP terörsüz Türkiye Komisyonuna katıldıktan sonra hem kendi belediyelerine yönelik operasyonlar kesilebilir hem de kurultay davası süreci askıya alınabilir ve bu iyimserlik gördüğüm kadarıyla kamuoyunda da yer bulmuştu ve bu nedenle 15 Eylül'de Ankara'da bir butlan kararı çıkmayacağı yönünde genel bir hava hakimdi fakat geçen hafta yeni adli yılın açılışıyla beraber İstanbul'da yoğun bir CHP mesaisi başladı. İstanbul'da çok hızlı bir süreç gelişti. Anladığım kadarıyla Ankara kendisinden umulan ve beklenen butlan kararını vermeye pek yanaşmadı. Bu karar gecikti ya da bu karar bir türlü yazılamadı ve haliyle o duruşmanın hemen 12 gün öncesinde İstanbul'da aslında bunun provası niteliğinde bir başka karar verilmiş oldu.