Demokrat Parti mensupları salak değildir ve sahnelenen tiyatroyu çözecek kalitededir.
Siyaset inanç ve heyecan ister.
Liderlik ise iddia ve ideal ister.
Şartla, himmetle, merhametle lider olunmaz, ancak emanetçi olunur!
Tansu Çiller, 1993’de mutabakatla değil meydan okuyarak lider oldu!
Keza Kılıçdaroğlu, bugün Baykal’a rağmen liderdir.
Ortak kararla lider olunmaz, ancak partiye müdür olunur!
Bunu Çiller bilmiyor mu?
Elbette biliyor ama kaçmaya bahane aradığı için mutabakat kandırmacasını
kullanıyor!
Ey dünün DYP, bugünün DP’lileri, insafla iz’anla empati yapın yani kendi kendinizi dinleyin, Tansu Çiller son 8 yılda hangi birinizi aradı?
Hanginize hasta yatağında geçmiş
olsun dedi?
Hanginizin ölümüne, düğününe geldi ya da telefon etti?
Hangi fikrinize, hassasiyetinize ve tepkinize ortak oldu?
Hiç birine değil mi?
Hâlâ farkında değilsiniz, onunla sizin dünyalarınız ayrı ve siyaset  ile DP liderliği Tansu Hanım için sadece iştir, iş!
Öyle olduğu için baktı ki DP genel başkanlığında ikbal garantisi yok  ve Zekeriyaköy’de başladıkları onlarca villalık inşaat olayı ile Tepebaşı’ndaki seri otelcilik teşebbüsleri zarar görecek, hemen Cindoruk’un sözlerini bahane edip tornistan yaptı!
Emin olun öyle olmasaydı ve ucunda ikbal görseydi gözünü budaktan esirgemez hemen aday olurdu ki nitekim 1993’de öyle yapmadı mı?
Hem herkes biliyor ki Çiller iki gün sonra yapılacak olan DP kongresinde aday olduğu an yüzde yüz seçilecek, yani ortada risk falan yok. O zaman soruyorum niye aday olmuyor?
Tansu Çiller sizi kullanıyor ve sizin üstünüzden AKP’yle pazarlık yapıyor!
Gelelim İlhan Kesici’ye?
Dostluğuyla övündüğüm İlhan Bey,  hayatında bir kez olsun niye risk almaz?
Kesici ısrarla öyle değil diyor ama kuşkularım var, yoksa Şevket Demirel mallarıma TMSF el koymasın diye baskı yapmaya devam mı ediyor?
Değilse CHP’den niye istifa etti ve onca arayışı niçindi?
Ve tam bu noktada gelin hep beraber bir hakkı teslim edelim:
Hüsamettin Cindoruk uzun bir süredir dik duruşuyla, mücadelesi ile aldığı riskle on tane Çiller etmiyor mu?
Dün sevgili Orhan Keçeli aradı ve bu aşamadan sonra Hüsamettin Bey’e sahiplenmek, DP’nin namusuna ve şerefine sahiplenmekle aynı şeydir dedi.
Dahası Keçeli; Cindoruk için seçim ittifakını yapabilecek tek isim olduğunu söyledi ki bu konuda haklıdır. Kazara Çiller aday olup seçilseydi, emin olun hiçbir parti ve mesela Tantan gibi onurlu hiçbir isim onunla ittifaka evet demezdi!..
Son kulis, Rıfat Serdaroğlu ile ilgili olacak. Dinlediğime göre, “Cindoruk seçilirse istifa ederim” restini çeken Mesut Yılmaz, Rıfat Serdaroğlu’nu destekleyecek. Bu arada Güniz Sokak’a giden Serdaroğlu’nun Demirel’den de desteği aldığı iddia ediliyor. Ama her şey yarın netleşecek.
NOT: Tansu Çiller, dün kendisinden istediğimiz açıklamayı yazılı olarak gönderdi. Çiller, Zekeriyaköy’deki villalar inşaatını Çiller ailesi olarak tek başlarına kendilerinin yaptığını, dolayısıyla Albayraklar’la ortak olunmadığını açıkladı.

BEDEL... 
Prof. Haberal ve Kanal B
Prof. Dr. Erhan Kansız önceki akşam tutuklandı.
Kim midir Prof. Kansız?
İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü Müdürü’dür.
Niçin mi tutuklandı?
Prof. Mehmet Haberal’ı cezaevine sevk ettirmediği için!
Görüyorsunuz Erhan Hoca,
Prof. Haberal için risk almış ve hapishaneye girerek şimdi bedel ödüyor.
Kuşkusuz Prof. Kansız ettiği Hipokrat yemininin gereğini yapmıştır ama o da bazıları gibi araziye uyabilir ve bana ne Mehmet Hoca’nın hastalığından deyip Prof. Haberal’ı cezaevine gönderebilirdi ama yapmadı bunu!
Bu sütunu izleyenler ve arşivimiz tanıktır ki burada Haberal’a yapılan zulüm sürekli olarak eleştiriliyor.
Dahası Prof. Haberal’a yapılanları her hafta Cumartesi akşamları saat 21.00’de Ulusal Kanal’da yaptığımız Alternatif Programında da afişe edip sorumluları topa tutuyoruz.
Sadece ben değil bu ülkenin onurlu kalemleri ve kanaat önderleri de aynı şeyi yaptılar ve yapıyorlar.
Ancak bütün bunlar olurken bir şeyi anlamakta güçlüğüm var!
Ne midir o ?
Mehmet Haberal’a ait Kanal B Televizyonu’nun araziye uyması!
Evet Prof. Erhan Kansız gibi insanlar Haberal Hoca için hapislere düşüyor, biz ve bizim gibi bir grup azınlık Haberal için çırpınıp yırtınıyoruz ama ne hikmetse Mehmet Haberal’ın sahibi olduğu televizyon kanalı hiç oralı değil ve olanları sadece
seyrediyor?
Bizim talebimiz elbette kanunsuz yayın değil, yasaların izin verdiği ölçüde AKP’ye muhalefettir ki bakın Ulusal Kanal bunu aslanlar gibi yapıyor!
Haberal Hoca hapiste, onu asla üzmek istemem ama bu müthiş çelişkiyi derhal gidermek zorundadır.
Yoksa yoksa Kanal B’nin bu yayın çizgisi AKP’yi kızdırmamak için midir?
Değilse Kanal B’de AKP’yi eleştiren tek bir program nasıl ve niçin olmaz?
Kanal B’deki yayını Prof. Haberal’ın düzenlemediği kesin ve kimin düzenlediğini bilmiyorum ama bu yayın çizgisi ile Haberal Hoca’nın imajına zarar veriliyor.
AKP hukuksuzluğu ile boyun eğerek değil, dik durarak ve çarpışarak sonuç alınır.
Ey Kanal B yönetimi, Haberal Hoca’ya zarar verme ve yayınlarınla  mağdur ve mazlum olan Prof. Haberal ile misyonuna sahiplen!