‘Sol’a diyorsun da niye ‘ülkücüler’e demiyorsun?!

CHP Genel Başkanı ve bazı yöneticilerinin 12 Eylül 1980 darbesi öncesi silahlı grupları öne çıkarmalarını, idam edilen kanun dışı Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu yöneticilerini huşu içinde anmalarını kaç defa yazdım. Tüzüğünde “sol” yazan CHP’nin nasıl bir girdaba girdiğine dair de seri yazılarım var.

Elbette itiraza açığız. Buyursunlar, bizim yanlış yazdığımızı söylesinler. Söyleyebilecekler mi? Anlaşılan o cesareti kendilerinde bulamıyorlar.

Bir okuyucumuzdan gelen mektubu vereceğim. Sonra bizim de söyleyeceklerimiz olacak.

“Merhaba Arslan Bey,

Deniz Gezmiş ve iki arkadaşı ellerindeki birkaç tüfek, tabanca ile devleti yıkacak güce sahip değildiler. İdamları tamamen siyasidir. Gençler silahlı yolu seçip yanlış yapmıştır, banka soymuş, adam kaçırmıştır. Bunlar suçtur. Cezası idam değildir. Mahir Çayan'ın ismi Denizlerle bir anılmakta. Ama onun suçu büyüktür. İsrail başkonsolosu Elrom'u kaçırıp öldürmüştür. Sağ yakalansa idam edilmesi gerekirdi.

Ülkemizde en az solcu gençler kadar ülkücü gençler de suçludur. Bahçelievler katliamı, Maraş olayı vs. vs. Solcular ABD emperyalizmine karşı olup, Çin ve Sovyet emperyalizmini savunmuştur. Ülkücüler de bilerek ya da bilmeyerek ABD emperyalizmine hizmet etmiştir. Siyasal İslamcılar ABD'nin 6. Filosunu kıble yapıp, namaz kılmıştır.

Oysa ülkemizde demokrasi ve fikir özgürlüğü olsa bu olaylar belki de yaşanmazdı.

Bugüne gelirsek Türkiye’de sol bitmiştir. Ülkücüler bugün yine silahlıdır. Emniyet içinde çeteler kurmuştur. Kendi yoldaşları Sinan Ateş'i katletmişlerdir.

Türkiye'de hukukun değil, güçlünün adaleti vardır. Türkiye 1950’den beri ABD yörüngesidir.

Ülkücü hareketi para ile destekleyen ABD’dir. Sovyet Rusya’ya karşı kullanmak için. Tıpkı siyasal İslam’ı destekledikleri gibi. Olan sağ, sol diye birbirini vuran vatansever Türk evlatlarına olmuştur.

Yazılarınızı severek okuyorum. Ama bir kere olsun kendi camianız sayılacak olan ülkücü hareketi de eleştirmenizi isterdim.

Saygılarımla.

Hasan Yanar”

***

Yazılarımı takip edenler, en ağır tenkitleri bile verdiğimi bilirler. Yeter ki kasıtlı olmasın, küfürlü olmasın.

Deniz Gezmiş ve arkadaşları keşke idam edilmeselerdi diye kaç defa yazdım. Elbette fiillerinin ve fikirlerinin cezaî karşılığı o zamanki kanunlara göre idamdı. Ama TBMM’den idamlar dönebilirdi.

İdamlar için oylama 24 Nisan 1972’de yapılıyor. TBMM tutanaklarına göre 144 CHP’li milletvekilinden 28’i “evet”, 47’si “hayır” diyor, 2 vekil çekimser kalıyor, 67 vekil ise görüşmelere katılmıyor.

O dönemde CHP’nin başına solun bütün rengine kapıyı açan Bülent Ecevit geçmişti. Yine de CHP milletvekillerine ağırlığını koyamamış anlaşılan. Kendisi “hayır” oyu verdi ama “evet” oyu verenlerin sayısı da az değil. 67 milletvekili ise salona girmemişti.

Abdullah Öcalan’ın, yargılanmasını baştan sona bizzat takip etmiş gazeteci olarak söylüyorum, A. Öcalan 12 Eylül 1980 Darbesi’nin isyancılarıyla kıyaslanamayacak “günah”ın içinde. İdam cezası verildi ama Bülent Ecevit’in başbakanlığı döneminde, üstelik MHP de koalisyonda, idam cezaları kaldırıldı. İyi ki idam edilmedi. İdam edilseydi, Allah bilir dağa taşa altından heykelini dikerler, önünde secdeye varırlardı.

Deniz Gezmiş ve arkadaşları için de tavır farklı değil.

Mektupta, Mahir Çayan’ın suçundan bahsediliyor. D. Gezmiş yakalanmasaydı, onlardan farklı olmayacaktı.

Sadece şunu söyleyeceğim Ülkücüler o dönemde “Ne Amerika ne Rusya ne Çin” diye slogan atarlardı. Bir kere olsun sol kanattan “Kahrolsun Amerika!” dışında söz duymadık, okumadık.

Sovyetler hemen kuzeyimizdeydi. TKP doğrudan Sovyetler için faaliyet gösteriyordu. Barış Derneği de Sovyetler güdümünde kurulmuştu Marxist-Leninistler mesafe alsalardı, Türkiye’nin Afganistan olmayacağını kimse söyleyemezdi. Biliyorsunuz Afganistan’da 1978’da komünistler iktidara geldiler. İç savaş çıkınca, Sovyetler komünistlerin yardımına koştu.

6. Filo’yu kıble yapma meselesi... Bu mümkün değil. Her seferinde yalanlanmıştır. Namazda kıbleye dönülür. 6. Filo kıble yönünde demirlemiş olabilir.

Ülkücülerde hata yok mu? Elbette var ama Ülkücü Hareket’te bir başka ülkenin adamı olmak yok.

Doç. Dr. Sinan Ateş’in katli herkeste derin yara açtı. Kimin niçin katlettirdiği kesin olarak ortaya çıkarılmalıdır.

Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar.

Yazarın Diğer Yazıları