Deri ve Zührevi Hastalıklar hekimi Uz. Dr. Begüm Işık özellikle UV ışınlarının en güçlü olduğu saat 10:00 ile 16:00 arasında güneşe maruz kalmaktan kaçınılması gerektiğini söyledi.
Uzun yıllar boyunca sık ve uzun süreli ultraviyole (UV) ışınlarına maruz kalma, cilt kanserinin önde gelen nedenlerinden biri olduğunun altını çizen Işık, cilt kanseri vakalarının beşte dördünün önlenebilir ve güneşe maruz kalma sınırlandırılarak UV hasarı en aza indirilebilir olduğunu vurguladı.
Ayrıca güneş ışınlarının zararlı etkilerini azaltmak için koruyucu giysi, şapka ve güneş kreminin uygun kullanımına dikkat çeken Işık, ‘'Cilde zarar verebilecek iki tür güneş ışını ultraviyole A (UVA) ve ultraviyole B'dir (UVB). UVA cildin derin katmanlarını etkiler. UVB cildin en dış katmanlarına zarar verir ve güneş yanıklarına neden olur. Özellikle UV ışınlarının en güçlü olduğu saat 10:00 ile 16:00 arasında güneşe maruz kalmaktan kaçınılmalıdır. Yaz başlangıcı, UV ışınlarının ciltte en fazla hasara neden olabileceği zamandır'' dedi.
Günümüzde kullanımı oldukça yaygınlaşan güneş kremlerinin de kendi içinde ayrıştığını ve özellikle geniş spektrumlu güneş koruyucular kullanılması gerektiğini anlatan Uz.Dr. Işık açıklamasına şöyle devam etti :
“Güneş kremi kullanımı güneşte daha fazla zaman geçirmek için bir sebep değildir. Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için hem UVA hem de UVB'yi bloke eden güneş kremleri olan geniş spektrumlu güneş koruyucular tercih edilmelidir. SPF, güneş koruma faktörü anlamına gelir. Bu sayı, ürünün cildi UVB hasarından ne kadar iyi koruduğunu gösterir. Güneş kremlerinde SPF 30 veya daha yüksek etiketli ürünler tercih edilmelidir. Güneş kremi genellikle dışarı çıkmadan 30 dakika önce uygulanmalı ve en az 2 saatte bir yenilenmelidir. Bu, güneş kreminin cildiniz tarafından emilmesi için zaman sağlar. Kış aylarında güneş kremi kullanımı ihmal edilmemelidir.”
