Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Son gelişmeler bizi bir müddet daha beklemeye itti"

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Son gelişmeler bizi bir müddet daha beklemeye itti"
Türkiye'nin 500 büyük hizmet ihracatçısı ödül töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fırat'ın doğusuna harekat ile ilgili, "Son gelişmeler bizi bir müddet daha beklemeye itti" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin 500 Büyük Hizmet İhracatçısı Ödül Töreni'nde konuşuyor:

"Gerileme sürecine giren ülke siyasi ve ekonomik istikrarsızlıkla birlikte dibe çöker. Türkiye Cumhuriyeti bu devirleri yaşamıştır. Ümit verici adımlar atılmış fakat tek parti yönetimi bunları akamete uğratmıştır. Demokrasiye geçildikten sonra yeniden büyüme ve yatırım hamlesi başlamıştır. şehit başbakan Adnan Menderes ile başlayan bu dönem özellikle 1970'li yılların kaos ortamıyla birlikte etkisini kaybetmiştir. 

Özal'ın isabetli bir şekilde uygulamaya koyduğu Türkiye'yi dünyaya açma politikası da 1990'ların koalisyon ve cunta karmaşasında aynı akibete uğramıştır. Hükümete geldiğimizde geleceğe ışık tutacak her adımı hasretle bekleyen bir ülke manzarasıyla karşılaştık. Türkiye küllerinden yeniden doğdu. Yaptığımız iş Türkiye'nin fotoğrafını doğru okumaktan ibarettir. Tesis ettiğimiz ve adeta gözümüz gibi koruduğumuz istikrar ve güven ortamı sayesinde Türkiye, adeta küllerinden yeniden doğmuştur.

"SATIN ALMA PARİTESİNDE DÜNYANIN EN BÜYÜK 13.EKONOMİSİYİZ"

23.5 milyar dolar IMF'ye borçla devraldık. 2013 yılında IMF'e olan borcu sıfırladık. IMF ile herhangi bir ilişkimiz kalmadı, bitti o dönem. Başarıların yağmu olup yağdığını gördük. Engeller Türkiye büyüdükçe tümseğe dönüştü. Darbe girişimi, ekonomik ve silahlı terör dahil her türlü sınavı kolkola aştık. Türkiye kendine güvendikçe, iş dünyasının önünü açtıkça itibari artan bir ülke haline geldi.

Geçen 16 yılda Türkiye ortala yüzde 5.7 büyüdü. Uluslararası yatırım miktarı 201 milyar doları geçti. Kişi başı milli gelir 11 bin doları buldu. DÜnyanın 13. büyük ekonomisi haline gelmiş durumdayız. Geçtiğimiz aylarda yaşanan dalgalanmayı birileri milletimizin moralini bozma vesilesine dönüştürmeye çalışıyor. Ekim ayında açılan kapanan şirket sayısında olumlu bir rakam var. Ekim ayıdna 7 bin 160 yeni şirket açıldı. Cari işlemler dengemizde ciddi bir iyileşme dikkat çekiyor.  

Merkez Bankası rezervlerimiz kur dalgalanması döneminde tabii olarak geriledi. 130 milyar dolara kadar çıkmıştır. Şimdi yeniden 92.5 milyar dolara ulaştık. Çıktığımız zirveyi yakalamak ve aşmak zorundayız.

Şu an Türkiye dış politikada destan yazmaktadır. Bunu dünyanın devleriyle birlikte yazmaktadır. Diplomatik ve askeri anlamda ve sınırların güvenliği anlamında bunu başaran bir Türkiye var. Hazmedemeyenler var. Bunlar dışarıda olmaktan çok içeride. Bunlar hazımsız. Bizim Suriye'den gelecek saldırılara tavrımız kesin. Dün Sayın Ruhani'ye şunu söyledim, Suriye'nin topraklarında gözümüz yok ama güvenlikten taviz veremeyiz. Bölgenin güvenliği bizi için esastır. Kendimizle birlikte dostlarımızın kardeşlerimizin istikbalini güvenceye kavuşturmanın çabasındayız. 

Avrupa'nın Balkanların Akdenizin istikrarı bizi yakından ilgilendirir. Aynı şekilde Suriye, Irak, Kafkas'nın sıknıtıları da derhal bize yansır. Türkiye'nin gelişmeleri yakından takip etmesi ve gerektiğinde müdahil olmasının nedeni budur. Suriye'de devam eden hadiseler insani ve güvenlik boyutuyla ülkemizle doğrudan  ilişkilidir. Krizin çözülmesi için çok bekledik. Çözülmediği gibi sınırlarımızı ve vatandaşlarımızı tehdit etmeye başladı. 

"SON GELİŞMELER BİZİ BİR MÜDDET DAHA BEKLEMEYE İTTİ"

Adım atmaktan çekinmeyiz. Sayın Trump ile yaptığımız görüşmede 'DEAŞ'ı siz temizler misiniz' dedi. Temizleriz dedik. Lojistik anlamda siz gerekli desteği verin dedik. Çekilmeye başladılar mı başladılar. Bütün terör gruplarını etkisiz hale getirecek bir ÖSO'ya ve Mehmetçik'e sahibiz. Suriye topraklarını huzura kavuşturma işini üstlenmek mecburiyetinde kaldık.

Rusya ile tesis ettiğimiz yakın işbirliği ve operasyonlar Fırat'ın batısını nispi bir istikrara kavuşturmamızı sağladı. Ama doğudaki terör koridoru riski göze almamızı gerektiren bir duruma getirdi. Obama döneminde yaşanan sorunlar Trump dönemine kaldı kötü bir miras olarak. Bu yeni düzenlemeye geçilmesinde zaman kaybettirdi. Trump ile Suriy meselesinde aynı düşündüğümüzü son telefon görüşmesinde de gördük. Ancak bunun sahaya yansıması geç ve güç oldu ama oldu. Nihayet bu konuda en açık ve ümit verici sözleri ABD yönetiminden duymayı başardık. Geçmişteki kötü tecrübelerimiz nedeniyle ihtiyatla karşılıyoruz. Fırat'ın doğusuna operasyon kararı almıştır. Trump ile yaptığımız görüşme ve birimlerimizin temasları bizi bir müddet daha beklemeye yöneltti. "