Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sabahattin ÖNKİBAR

Sabahattin ÖNKİBAR

Demirel yalanları!

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel gıyabında üretilen yalanlardan üzgün.
Demirel bazılarının iddiasının aksine kongre sürecinde bütün adaylara aynı  mesafedeydi.
İşte size birkaç diyalog.
Kongreden birkaç gün önceydi.
Rıfat Serdaroğlu’nun kankası Kamuran Çörtük, Güniz Sokak’ı arar ve Demirel’in hem doktoru hem de danışmanı olan Aylin Cesur’a şunları söyler:
- “Aylin Hanım Rıfat Serdaroğlu DP kongresinde genel başkanlığa aday olmak istiyor. Eğer Sayın Demirel destek verirlerse hemen adaylığını açıklayacak. Sizden ricam Cumhurbaşkanımızın tutumunu çok acil bize fısıldamanızdır. Sizden telefon bekliyorum.”
Aylin Hanım mesajı Demirel’e iletir ancak karşılık alamaz.
Aylin Cesur sorar: “Efendim Kamuran Bey acil dönmemi istemişti.”
Demirel: “Hayır dönme!”
Aradan 24 saat geçer, Kamuran Çörtük yine telefon eder.
- “Aylin Hanım bana dönmediniz.”
Aylin Cesur: “Bana dönmemem emredildi”.
Çörtük: “Peki Baba’nın tutumu nedir?”
Aylin Cesur: “Rıfat Bey’i seviyor ancak aday olup üzülmesini istemiyor.”
Çörtük: “Rıfat Serdaroğlu  Sayın Demirel’den randevu istedi.”
Cesur: “Doğru istedi. Sayın Cumhurbaşkanımız bütün DP Genel başkan adaylarına ve hatta kongrede oy kullanacak delegenin üçte ikisine randevu verdiler. Dolayısı ile Rıfat Bey’e de randevu verdiler.”
Ve ertesi gün Demirel-Rıfat Serdaroğlu görüşmesi:
Serdaroğlu: “Efendim aday olmak
istiyorum”.
Demirel: “Rıfatcığım seni severim biliyorsun ama aday olma üzülürsün.”
Serdaroğlu: “Şansımı denemek
istiyorum.”
Demirel: “Kararını verdiysen sana başarılar dilerim.”
Güniz Sokak’ta yapılan görüşmelerden bir başka enstantane.
DP’den istifa eden İzmir il başkanı Fatih Dalan, Demirel’e sorar:
- “Efendim kimi destekleyelim?”
Demirel: “Partiyi kim ileri götürürse, kime inanıyorsanız onu destekleyin”.
Dalan: “Sizin bir adayınız var mı?”
Demirel: “Hepsi benim adayım.”
Bu görüşmenin sonunda İzmir il başkanı Dalan’a çıkışta Aylin Cesur sorar:
- “Sayın Cumhurbaşkanımızdan bir işaret alabildiniz mi?”
Dalan: “Biz Rıfat Serdaroğlu için geldik ama hiçbir işaret vermedi ve isim de zikretmedi.”
Evet zerre mübalağasız olan bu diyaloglardan sonra şimdi kaybedenlerin ortaya çıkıp kendi mağlubiyetlerine Demirel’i de ortak etmek istemeleri en hafif tabirle ayıptır.
Kimse hikâye anlatmasın.
Zeybek’i seçen o delegeleri Namık Kemal Bey seçtirmedi, dolayısı ile kaybedenler kusuru kendilerinde aramalıdır.
DP’de yaşananlar açık ve nettir.
Tansu Çiller ikbal görmediği ve Tayyip Erdoğan’dan ürktüğü için aday olmamıştır. Hüsamettin Cindoruk’un sözlerini ise bahane yapmıştır. Eğer şartlar 1993 yılındaki gibi olsaydı Tansu Hanım, Cindoruk’u şunu bunu takar mıydı, tersine hemen aday olurdu. Dolayısı ile DP delegasyonu Çiller’in oyununa yani hedef şaşırtmasına kanmamalıdır. Hem Cindoruk’un kendisi  aday olmadı ki Çiller’e set olsun.
Keza aynı şekilde büyük ümitler bağlanan İlhan Kesici de her zamanki kararsızlığını ve zerre risk almayan tutumunu tekrarlamış ve aile baskısını da dikkate alıp görevden kaçmıştır.
Seçilen Zeybek’ten beklenen ise ittifaklar için hemen harekete geçmesi ve  “Evimiz Türkiye” projesini hayata geçirmesidir, çünkü Türkiye’nin kurtuluşu o projeye bağlıdır.



Tansu Çiller yine açıklama gönderdi

Tarafsızlığımızın gereği olarak mahkeme kararı olmaksızın yani mecbur olmamamıza rağmen Tansu Çiller’in gönderdiği açıklamayı aynen yayınlıyoruz:
“18.12.2010 tarihli Çiller’den Erdoğan’a, siz Cumhurbaşkanı, ben Başbakan olayım başlıklı yazıda söz edilen hususlar tümüyle gerçek dışı olduğundan tekzip ederek gerçekleri siz ve kamuoyuyla paylaşmak mecburiyeti duyulmuştur. DYP eski Genel başkanı ve eski Başbakan Tansu Çiller Başbakan Erdoğan’a ne bir ziyarette bulunmuş, ne de ” Siz Cumhurbaşkanı olun, ben başbakan olayım “ şeklinde teklifte bulunmuştur. Prof. Çiller siyaseti millete hizmet amacı ile yapan ve her zaman demokrasi mücadelesi veren bir siyasi misyonun mensubu olma bilinciyle hareket ettiğinden kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Demokrasilerde parti teşkilatı ve delege istemediği sürece genel başkan, millet istemediği sürece de Başbakan olunması mümkün değildir. Hayali bir kaynak dayanak gösterilerek yapılan haksız ithamla sadece Prof. Çiller’in siyasi anlayışına değil, saygıdeğer parti üyelerine, teşkilatına ve yetkili kurullarına karşı da saygısızlık yapılmıştır. Bu karalama girişiminin Ocak ayında gerçekleştirilecek DP kongresinde genel başkan adayı olması yönünde parti teşkilatının Prof. Çiller’e yoğun teveccüh göstermesi nedeniyle gerçekleştiği açıktır. Prof. Çiller ve saygıdeğer eşlerinin komplo teorilerine dahil edilmesi üzüntü ile karşılanmıştır. Bugüne kadar demokratik olmayan her oluşuma karşı siyasi cesaretle tavır alan, parti yetkili kurulları ve millet dışında hiç bir güçten Prof. Çiller’i demokratik olmayan siyasi ahlakla bağdaşmayan komplolar içinde göstermye çalışmak sadece iddia sahibini küçük düşürecektir. Basının ve mensuplarının doğru ve gerçek haber vermesi hem halkın haber alma hürriyetinin hem de basın hürriyetinin gereğidir.Tümüyle asılsız iddiaları sanki gerçekmiş gibi haberleştirmek kişi aleyhine kamuoyunda yanlış izlenim yaratılmasına hizmet etmektedir.Bu durumun basın ahlak ve meslek ilkelerine aykırı olduğu şüphesizdir. Basın kuruluşlarının topluma yön verdiklerinin bilinci içinde kişilik haklarına saygılı, objektif ve karalama kampanyalarına yer vermeyen, hukuku ,Basın Ahlak ve Meslek İlkelerine saygılı yayın yapılması gereği tekzibimizin yayınlanmasını temenni ediyorum...
Prof. Dr.Tansu Çiller Vekili
Avukat Seçil Genca Oral


------------------------------------------

NOT: (Gördüğünüz gibi mecbur olmamamıza rağmen yapılan açıklamayı virgülüne kadar yayınladım... Cevabımızı yarın Özer Çiller’i şahit göstererek vereceğiz.) 

Yazarın Diğer Yazıları