Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sadi SOMUNCUOĞLU
Sadi SOMUNCUOĞLU

Demokrasi diye diye...

Soralım, son 11 yılda, “demokrasi” ve “özgürlük” söylemlerini en çok kullananlar kim veya kimler olabilir? Zannederiz fazla düşünmeye gerek yok. Başbakan Erdoğan ve yakın çevresi ile teröristbaşı, bölücü terör örgütü ve yandaşlarından başkası olamaz. Hem de açık farkla önde olmak şartıyla. Acaba neden? Hemen söyleyelim, özel gündemleri var da ondan. Bu söylemler, Türkiye’yi “dönüştürmek” dedikleri projelerin hazmettire hazmettire uygulanmasında, perdeleme ve zihinleri karıştırmada bol bol kullanılmıştır.
Böylece, 11 yılda Türkiye’miz tanınmaz hale geldi. Bilhassa, Ocak 2013’te, Erdoğan ile teröristbaşı arasında gerçekleştirilen İmralı “mutabakatı” gereğince bölücü terör örgütünün, yetkililerce de ifade edildiği gibi “paralel devlet” kurması; 17 Aralık yolsuzluk operasyonları sonucunda, Devlet yapımızın savrulmasıyla “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü” tehlikeye düşürülmüştür.
Özetlenen bu vahim tabloyu, AKP’nin 30 Mart seçim afişinde de aynen görüyoruz. Afişte, “Demokrasi Yolunda Daima İleri” başlığı altında 14 madde yer almıştır. Bu maddelerden bazı örnekler verirken, değerlendirmeyi ülkemizin birliği, bütünlüğü ve bölücü terör açısından yapacağız.
Madde 1) “Ak Parti olarak milletimizin emanetini asla yere düşürmedik.” İyi de, Milletin (acaba hangi millet?) emaneti, vatan bütünlüğünün ve devletin egemenliğinin korunmasıdır. Siz bölücü terör örgütüyle, ülkenin bölünmesine yol açacak olan “mutabakat” yapmışsanız, emanet yere düşürülmüş olmuyor mu?
2) “Darbecilere, çetelere, milli irade hırsızlarına yol vermedik.” Bu cümlede yer alan her kavram için bölücü terör örgütüne yol verildiği halde, Silivri davalarında kumpasa düşürüldüğü itiraf edilen ve sahte delillerle yıllarca cezaevlerinde zulüm gören, vatanseverler kastediliyor, olmalı.
3) “Vesayet düzenini yıktık. Milli iradeyi hâkim kıldık. Milli irade üzerinde hiçbir irade tanımadık.” Yine ordumuzun değerli komutanları hedef seçilmektedir. Halbuki, “Vesayet düzenini kuran, milli irade hakimiyetini tanımayan, milli irade üzerine irade koyan da” vatan topraklarımız üzerinde “paralel devlet” inşa eden bölücü terör örgütü olduğu halde, muhatap sayılmamaktadır.
4) “Milletin dışında kimseden talimat almadık.” İmralı “mutabakatı” ile, teröristbaşından talimat alınmış olmuyor mu? 11 yıldır bir cemaat grubunun koalisyon ortağı yapılması, “talimata” dahil değil mi?
5) “Darbecilere, lobilere, ihanet şebekelerine en güzel cevabı millet verdi.” Burada bölücü terör örgütü ve hamilerinin kastedilmediği açıktır. Zira, ortada bunlara verilmiş cevabı göremiyoruz. Acaba kimlerden bahsediliyor? Yoksa, Başbakan Erdoğan gibi düşünmeyenler mi kastediliyor?
6) “Gençlerimizi darağacına gönderen, hayatlarını karartan 12 Eylül’ün hesabını yine millet gördü.” Herhalde darbeci, 90 yaşına gelmiş iki generali, usulen mahkemeye vermek, hesap görme olamaz. 40 bin insanımızın kanına giren bölücü terör örgütünden de hesap sorulmadığına, aksine ülkeyi paylaşacak konuma getirildiğine göre, acaba hesaplaşma kiminle yapılmıştır?
7) “Ak Parti, iktidara geldiğinden beri demokrasi düşmanlarıyla mücadele etti.” Ülkemizde, demokrasi, insan hakları, özgürlük ve vatan bütünlüğünün en büyük ve vahşi düşmanı bölücü terör örgütüdür. Gözü dönmüş bu hainlerle mücadele edildi de haberimiz mi yok? Sonra mücadeleyi kaybettik de onun için mi vatan topraklarında “paralel devlet” kuruluyor?
Örnekler ve gerçekler böyle.

Şu demokratlara bakınız!

İşin açığı ve doğrusu, ne Erdoğan ve yakınları, ne de bölücü terör örgütü ve yandaşları demokrat olabilir. Bilindiği gibi demokrasi ve özgürlük, bireyleri ilgilendiren bir kavramdır. Bireylere bu yolda ne kadar hak verilirse verilsin, birey özgürleşir, ama buradan devletin ve vatanın bölüşülmesine gidilemez. Amacı küme hakları elde ederek, bölücülük ve egemenlik peşinde koşanlar, bu kavramları kullanmaktadır. Gayrimeşru taleplerini “demokrasi” ve “özgürlük” sözcüklerinin arkasına gizlenerek yürütüyorlar. Onlar için bu kavramlar, benimsedikleri için değil, amaçlarını gizlediği için istismar edilmek için önemlidir.
Bu bakımdan AKP seçim afişinin başlığının, “Demokrasi Yolunda Daima İleri!” yapılması anlamlıdır. Aynen “ileri demokrasi!” sloganında olduğu gibi. Bir ülkede; yasamayı, yürütmeyi ve yargıyı tek adama bağlamaya; hür basını, hür teşebbüsü, hür rekabeti, temel insan hakları ve eşitliği tanımayıp korku toplumu oluşturmaya çalışan, hasılı demokratik rejimi bütün kurum ve kurallarıyla işleyemez hale getiren bir zihniyet, dikta peşinde koşuyor demektir. Böylelerinin demokratlığından bahsedilemez. Demokratlıkları sahtedir!..

Yazarın Diğer Yazıları