Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İsrafil K.KUMBASAR

İsrafil K.KUMBASAR

Demokrasi mutlak sultanın eşeği mi?

Yaklaşık on iki yıl önce okyanus ötesindeki ‘büyük biraderin’ tedavüle soktuğu ‘Büyük Ortadoğu’ projesi, aksamadan tıkır tıkır işliyor. 

Zamanında kendilerine el verilmiş olan ‘sultanlar, ‘krallar’, ‘diktatörler’ yürekleri ağızlarında sıranın ne zaman kendilerine geleceğini bekliyor.
Sultan hazretleri şimdilik rahat. 
Önce Libya işinde biraz tökezleyip  “NATO’nun ne işi var orada”  diye tuttursa da, daha sonra Mısır, Tunus, Irak ve Suriye işinde tıpış tıpış NATO emrine dahil olduğu için en azından kısa dönemde vaziyeti kurtarmış görünüyor.
Hele bir de Türkiye’ye yeniden ‘yabancı asker’ konuşlanmasının önünü açacak olan ‘savaş tezkeresini’ Meclis’ten geçirirse, bir dönemi daha garanti altına alabilir.
Ama, iktidarın gizli ortağı olarak bilinen ‘malum güç odakları’ aynı görüşte değil. 
Anayasa’nın ‘birinci maddesi’ hariç, tamamının değiştirilmesine kamuoyunu hazırlamak için yeniden el altından harekete geçtiler.
Malum ilk madde, ülkenin yönetim şeklinin ‘Cumhuriyet’ olduğuna işaret ediyor. 
Belli ki fiili ‘saltanat’ rejimine rağmen, ‘Cumhuriyet’ ibaresinin bir süre daha ‘kağıt üzerinde’kalmasını istiyorlar.
Peki, kendilerine ‘yeni bir rapor’ siparişi verilen akademisyenler, ‘eski zırvalardan’farklı hangi tezi ortaya koyacaklar?
Belli ki ‘paranın’ gücü, ‘bilimin’ borusunu öttürmeye devam edecek.

***

Gücü ele geçirmenin, mevzileri sağlama almanın en riyakar çabalarının adıdır ‘daha fazla’demokrasi, ‘daha fazla’ özgürlük.  
Peki nasıl, ne için, kimin için?
‘Sendikaların’ köküne tamamen kibrit suyu dökülmüş, işçi-işveren ilişkileri ‘taşeron firmalara’havale edilmiş, ‘tazminatlar’ tırpanlanıp sıfırlanmış. 
‘İşsizlik’ almış başını gidiyor, ‘gelir dağılımındaki adaletsizlik’ neredeyse tarihi bir rekora doğru koşuyor. 
Ama, birkaç tuzu kuru hiçbir şey olmamış gibi oturup kendi aralarında fantezi yapıyor:
- “Daha fazla demokrasi.”   
O ‘demokrasi aşkı’ sayesinde PKK 
yatakçısı bir milletvekili polisleri tokatlıyor, bir başkası askerlere ‘taş’ fırlatıyor; bir diğeri ‘güvenlik görevlisinin’ şapkasını kapıp tehditler savuruyor.
Olup bitenler karşısında ‘crema’ demokratları, adeta ‘dut’ yemiş bülbül gibi. 
Zira yapılanlar ‘demokrasi’ mücadelesi.
O mücadelenin ‘mağduru’ olanlar ise olup bitenleri ‘şaşkınlık içinde’ seyrediyor.
Bir öğrenci ‘ağzını’ mı açtı, indir copu; bir vatandaş ‘Sultan’ hazretlerine laf mı etti, bas gazı;  “Açım aç”  diye üç işçi sokağa mı çıktı, kes yolu.
‘Gücün’ yoksa, ‘sırtın sağlam’ değilse eğer; ‘demokrasi’ talebin de, ‘özgürlük’ söylemin de ‘kuru laftan’ ve ‘provokasyondan’ ibarettir.

***

Herkes ‘kendi mevzisini’ sağlamlaştırma, muhkem hale getirme gayreti içerisinde. 
Patron ‘parasını’, muktedir ‘iktidarını’, kolluk kuvvetleri ‘yetkisini’ kaybedeceğini anladığı anda birdenbire ‘demokrat’ kesiliyor. 
Bir bakıyorsunuz ki herkes ‘demokrasi havarisi’ olmuş ahkam üzerine ahkâm kesiyor, nutuklar atıyor, raporlar dağıtıyor:
- “Daha fazla demokrasi.”   
Peki, tamam, kabul, eyvallah.
Herkes ‘daha fazlasını’ ister demokrasinin; ‘hak ve hürriyetlerin’ alabildiğine genişlemesine alkış tutar cümle alem. 
Ama bugün ortaya atılan görüşlerin tamamına yakınının ‘fiili saltanat düzenini’sağlamlaştırmanın ötesinde bir anlamı olduğunu kim iddia edebilir?
İşi öylesine ileri götürmeye başladılar ki bir zamanlar baş tacı ettikleri üstatlarının sesine bile kulak vermez oldular artık. 
O  “Kasaptaki ete soğan doğramaz”  diyordu, bunlar ise adeta ‘doğmamış çocuğa don biçme’yarışına girdiler.
Milli değerlere ve menfaatlere karşı hırlayan kim olursa ‘düşünce özgürlüğü’ devreye giriyor hemen.
Ama birilerinin nasırına basılırsa ‘örgütsel suç’ olup çıkıyor.

***

Daha yolun başında ‘demokrasinin araç olduğuna’ hükmeden ‘Sultan’ hazretleri, bir bakmışsınız ki ‘demokrasi’ şövalyeliğine soyunmuş, komşu ülkelerin yönetimlerine vaaz-ü nasihatte bulunuyor:
- “Halkınızın sesine kulak verin.” 
Ama hemen arkasından içeriye dönüp ‘iki partili başkanlık sistemine’geçmek üzere hazırlıklar yapılması için ferman buyuruyor.
“Bu ne yaman çelişki”  diye sormayın sakın, ‘demokrasi’ deyip geçin.

Yazarın Diğer Yazıları