Son zamanlarda sıklaşan cilt rahatsızlıkları ve alerjik reaksiyonlar, günlük kişisel bakım ürünlerinin başında gelen deodorant ve ter önleyicilerin (antiperspirant) güvenilirliğini yeniden gündeme taşıdı.

Dünya genelindeki uzmanlar, uzun süredir tartışılan içeriklerin olası sağlık risklerine dikkat çekerek tüketicileri uyardı.

KANSER BAĞLANTISI: ALÜMİNYUM VE PARABEN TARTIŞMASI

Deodorantların güvenlik araştırmalarında en çok tartışılan konu, özellikle ter önleyicilerde bulunan alüminyum bazlı bileşikler ve bazı ürünlerde kullanılan parabenler ile meme kanseri arasındaki potansiyel bağlantı oldu.

Ancak, Amerika Ulusal Kanser Enstitüsü (NCI) ve diğer büyük sağlık kuruluşlarının yaptığı kapsamlı araştırmalar, bu iddiaları destekleyen kesin bir bilimsel kanıt bulunmadığını ortaya koydu.

Alüminyum: Antiperspirantların aktif maddesi olan alüminyum bileşikleri, ter kanallarını tıkayarak terlemeyi önler. Bazı araştırmacılar, deriden emilen alüminyumun meme dokusundaki östrojen reseptörlerini etkileyebileceğini öne sürdü. Ancak Ulusal Kanser Enstitüsü, bugüne kadar yapılan hiçbir çalışmanın alüminyumun meme kanseri riskini artırabileceğine dair somut bir olumsuz etkiyi doğrulamadığını ifade etti.

Yapılan geniş bir inceleme de, alüminyum içeren koltuk altı ürünlerinin meme kanseri riskini artırdığına dair net bir kanıt olmadığını gösterdi.

Parabenler: Bazı deodorant ve ter önleyicilerde koruyucu olarak kullanılan parabenlerin vücut hücrelerinde östrojen aktivitesini taklit edebildiği saptandı. İngiltere'deki Reading Üniversitesi'nden Onkolog Dr. Philippa Darbre, parabenlerin meme tümörlerinde bulunduğunu belirten çalışmalar gerçekleştirdi. Ancak, bu maddelerin doğrudan meme kanserine yol açtığına dair bir kanıt olmadığı aktarıldı.

DERMATOLOGLAR ALERJİ RİSKİNE ODAKLANDI

Kanser tartışmalarının aksine, dermatoloji uzmanları sıkça rastlanan cilt tahrişi ve alerjik kontakt dermatit risklerine vurgu yaptı.

Yale Tıp Okulu Dermatolojik Cerrahi Programı'nın kurucusu ve başkanı Dr. David J. Leffell, deodorantların yol açtığı cilt sorunlarının temel nedenlerinden birinin koku bileşenleri (fragrance) olduğunu belirtti. Özellikle parfüm karışımı I içerisinde bulunan hidroksisitronellal, öjenol ve geraniol gibi bileşenlerin alerjik reaksiyonlara neden olma olasılığının yüksek olduğu aktarıldı.

Pennsylvania Üniversitesi'nden Dermatoloji Profesörü Dr. Susan C. Taylor ve diğer uzmanlar, koltuk altı dermatitlerinin en yaygın nedenlerinin başında deodorantlar, ter önleyiciler, deterjanlar ve sabunların geldiğini açıkladı. Taylor, ürünlerin aşırı ve sık kullanımının cilt bariyerine zarar verebileceğini ve bunun da tahrişi artırabileceğini ifade etti.

ENDİŞE VERİCİ DİĞER KİMYASALLAR

Uzmanlar, bazı deodorant formüllerinde bulunan ve potansiyel risk taşıyan başka maddelere de dikkat çekti:

Geniş spektrumlu bir antimikrobiyal ajan olan triklosan, bazı deodoranlarda kullanıldı. Araştırmacılar, bu kimyasalın vücuttaki tiroid fonksiyonunu bozabileceği ve potansiyel bir endokrin bozucusu olduğu konusunda endişelerini dile getirdi.

Deodorantlarda koku taşıyıcı olarak kullanılabilen fitalatlar konusunda da önemli endişeler olduğu belirtildi. Amerika'daki uzmanlar, fitalatların erkeklerde üreme yeteneğini etkileyebileceği ve hamile kadınlarda fetal gelişim üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği uyarısında bulundu.

Uzmanlar, tüm bu tartışmalara rağmen, piyasaya sürülen tüm kozmetik ürünlerin yasal düzenleyici kurumlar tarafından güvenli kabul edildiğini, ancak hassasiyet taşıyan tüketicilerin içerik etiketlerini dikkatle okumasını tavsiye etti. Toksikologlar, endişe duyan kişilerin parfüm ve potansiyel hormon bozucu kimyasallardan arındırılmış doğal deodorantları tercih etmesinin bir önlem olabileceğini belirtti.