Devlet hesapları ve halkın refahı

Devlet hesapları ve halkın refahı

Devlet; toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal örgütlü bir ulusun ya da uluslar topluluğunun oluşturduğu tüzel varlıktır. Millet seçim yoluyla devlet yönetimini bir siyasi parti veya partilere emanet olarak verir. Hükümetler devlet malını ve devlet yönetimini halk adına basiretli bir tüccar gibi yönetip, yerine gelen iktidara devretmek zorundadır.

Türkiye de devlet malı ve imkanlarının siyasi, iktidar tarafından yönetilmesi bu tarife uymuyor. Bunu özellikle bütçe harcamalarında, siyasi iktidarın devlet kaynaklarını, kamu bankalarını, devlet imtiyazlarını siyasi popülizm amacıyla kullanmasında, medyada yer aldığı kadarı ile devlet içinde tarikatlar gibi çıkar gruplarının devleti kontrolünde görebiliyoruz.

2022 devlet hesaplarına göre;

  • Genel devlet vergi ve sosyal katkı gelirleri 3 trilyon 474 milyon lira oldu.
  • Genel devlet toplam gideri 4 trilyon 287 milyon lira oldu.
  • Genel devlet net açığı 309 milyar 422 milyon lira oldu.

(Genel devlet içinde, Merkezi devlet, mahalli idareler ve Sosyal Güvenlik kurumları var.)

Kamu harcamaları ile kamu gelirleri arasında 976 milyar fark var.

  • Toplam harcamaların GSYH oranı; yüzde 31,7’dir. Bu oran aynı zamanda devletin ekonomi içindeki payını gösteriyor.
  • Toplam devlet gelirlerinin GSYH oranı; yüzde 23,1
  • Devlet borçlanmasının GSYH oranı; yüzde 2,1
  • Toplam devlet gider- gelir farkının GSYH oranı; yüzde 6,5

Toplam devlet harcamalarında ortaya çıkan gider -gelir farkının bir kısmı özelleştirme gelirlerinden yapılan transferler ile karşılandı. Özelleştirmede yanlışlar saymakla bitmez.

  • Aslında özelleştirme gelirleri ile devletin yeni yatırım yapması gerekirdi. Ama hükümetler bunu bütçede cari harcamalar için kullandı. Devlet varlıkları azaldı.
  • Hükümetler, kamu yatırımlarından kamu arazilerine kadar ne varsa sattılar. Gelecek iktidarlar için özelleştirilecek varlık kalmadı.
  • İktidar kamu tekellerini özelleştirdi; bunlar piyasa tekeli haline geldi. Oligopol piyasa yapısı oluştu. Piyasa rekabet şartları aksadı ve ekonomik istikrar çivi tutmuyor.
  • İktidar; Et balık kurumu gibi, piyasada fiyat spekülasyonunu önleyen kurumları özelleştirdi. Sonra bu işi yasaklarla çözmeye kalkıştı.

Gider- gelir farkının bir kısmı ise; geleneksel olmayan yollarla, yöntemlerle bürokraside iş yapanlardan, fon adı altında, döner sermaye için yüksek paralar almak yoluyla kapatıldı. Bunun içindir ki özel sektör yatırım yapmıyor.

Dahası, devletle iş yapanlar ve bazı aracılar, haksız zenginleşti. Halkın vergileri bir nevi yandaşlara kaynak aktarma mekanizması oldu.

Devlet bütçeden doğrudan kamu yatırımı yapmıyor.

2022 Toplam devlet yatırımları 741,5 milyar lira oldu. GSYH oranı düşük yüzde 4,9‘dur. Hükümet altyapı yatırımlarını kamu-özel işbirliği yoluyla yaptırıyor. Hem daha pahalı çıkıyor, hem de gelecek yıllardaki bütçeden ödeneceği için, sonraki iktidarlara ve halka uzun yıllar yük olacaktır. Başka bir ifade ile hükümet halkın gelecekteki gelirlerine bugünden ipotek koydu.

Öte yandan Hükümet bütçeden seçim popülizmi için para dağıtıyor. Bu nedenle yatırımlar için bütçede fon kalmıyor.

Kamu harcamaları toplumsal refaha yansımıyor.

İki örnek vereyim;

Bir…Dünyada en kapitalist ülkeden en sosyalist ülkeye kadar, devletlerin sosyal konut politikaları vardır. Düşük gelirli olanlara devlet bu konutları tahsis eder veya ucuza kiralar.

Türkiye’de iktidar yüzde 60 enflasyon varken, kira artışlarını yasayla yüzde 25 artışla sınırladı. Mal sahibinin cebinden aldı. Kiracıya verdi. Bu mülkiyet haklarına aykırıdır. Başkasının cebinden kabadayılık yapmaktır. Doğrusu devletin ya konut tahsis etmesi ya kirası ucuz sosyal konut yaparak ucuza kiraya vermesi veya kira yardımı yapmasıdır.

Oysaki hükümet TOKİ kanalıyla lüks konut yapıyor veya sosyal konut dediklerini de piyasa fiyatı ile satıyor.

İki… Hükümet bütçeden nerdeyse halkın yarısına yardım adı altında seçim amaçlı para dağıtıyor. Gerçekte ise bu paralarla yatırım yapsa, iş yaratsa, para yerine iş dağıtsa halk daha mutlu olur. Ama yapmıyor, çünkü iş bulup çalışan siyasi açıdan bağımsız olur.

Sonuç olarak; Devlet kağıt üstünde halkın ve fakat uygulamada siyasi iktidarın devletidir.

Yazarın Diğer Yazıları