Önkibar, Ekrem İmamoğlu’na yönelik yürütülen soruşturmalarda herhangi bir delil bulunamadığını vurgularken, Dilek İmamoğlu’nun kamuoyundaki duruşunun daha dikkatli olması gerektiğini savundu. Özellikle kıyafet tercihleri ve sosyal faaliyetlerdeki görünürlüğü üzerinden değerlendirmelerde bulunan Önkibar, toplumun beklentisinin daha “mücadeleci ve dayanışmacı” bir profil olduğunu ifade etti. Dilek İmamoğlu’nun, eşinin siyasi mücadelesine paralel bir duruş sergilemesi gerektiğini belirten gazeteci, bu tavsiyelerini “dostça” bir uyarı olarak sundu.
Sabahattin Önkibar şöyle konuştu:
Günlerce arazilerde, tarlalarda, dozerlerle, dedektörlerle Ekrem İmamoğluna ait olduğu söylenen para ve altın dolu kasalar aradılar ve başlarında da savcı var. Durum böyleken tam 100 gün oldu. Hiçbir şey bulamadılar. Bulsalardı emin olun Türkiye'nin 1 trilyon dolarlık altın rezervi bulması misali ortalığı yıkarlardı. Zira böyle bir şey İmamoğlu efsanesinin bitişi CHP'nin de yere serilmesi demek. Allah aşkına Ekrem İmamoğlu'nun böyle bir açığı olsa bugün yaptığı şekilde direnebilir miydi? Teslim olanlar misali sarayla uzlaşmaz mıydı?
“DİLEK HANIM DAHA DİKKATLİ OLMALI”
Bu arada Ekrem İmamoğlu demişken bir parantez. Saygıdeğer eşleri Dilek İmamoğlu’na samimi birkaç uyarım olacak. Orhan Veli'nin ifadesiyle söyleyeyim. Biliyorum içinde zerre bir kötülük yok ama bir türlü zindanda olan ve büyük bir mücadele veren eşleri Ekrem İmamoğlu'nun olması gerektiği şekilde eşi gibi davranamıyor. Tamam, Jeanne d'Arc gibi olsun demiyorum. Fakat Melania Trump da olmasın ki o eski fotomodel bile Dilek Hanım'dan daha dikkatli davranıyor. İnsanlar Dilek Hanım’ı haksız yere tutuklanan belediye çalışanlarının aileleri ve çocuklarıyla yan yana ve de dayanışma halinde görmek istiyor. Keza sürekli olarak hapishane önünde resim veren mücadeleci kadın olarak yansıtmak istiyor. Varoşlarda, gecekondularda yardım organizasyonları yapan, benzer sosyal faaliyetlerde bulunan biri olarak görmek istiyorum. Ancak belli oldu. Kendi birikimleri yetmiyor. Birileri hatırlatmalı Dilek Hanım’a sürekli olarak pırıltılı kıyafetler giyerek her yerde bacak bacak üstüne fotoğraflar vermesin. Basının ve kitlelerin karşısına çıktığında da gülümseyen fotoğraflar çektirmesin. Siyasi tarihimizde Tansu Çiller dahil hiçbir kadın siyasetçi ve siyasetçi eşi öyle bir resim vermedi ki bu tür şeyler bizim toplumda yanlış algılanır. Ekrem Bey zindanda ölüm kalım savaşı verirken Dilek Hanım'ın da ona paralel davranması ve ona paralel faaliyetler yapması gerek. Bir Trabzon kızına, bir Karadeniz kadınına yakışan budur.
