Dr. Sadık Ahmet ve Batı Trakya açık hapishanesi

Sözde barış sürecinin terör örgütüne yaradığı gün ışığına çıkmıştır. Barışla değil, insan öldürmekle uğraşmış olan örgüt, eleman kaydını hızlandırmış ve iktidara tehditlerde bile bulunmuştur.
Suriye’nin kuzeyinde bölücü ve ırkçı terör örgütünün bölgesel özerklik talebi vardır. Güneydoğu’da ülkeyi yönetenlerin yanlış politikaları ile örgüte yeni mesafeler kazandırılmıştır. Hayal aleminde yüzen tecrübesiz politikacılar sayesinde Ortadoğu politikamız çökertilmiştir. Biz dahil birçok Ortadoğu ülkesi aksi iddialara rağmen, İsrail’in çıkarlarına hizmet ediyoruz.  “Stratejik Derinlik” anlayışı kayalara toslamıştır. Bütün bu olumsuzluklar sürerken biz ülke dışında önemli bir hizmete koştuk.
Batı Trakya Türk’ünün demokrasi ve insan hakları savunucusu, mücadele ve dava adamı rahmetli Dr. Sadık Ahmet 18. ölüm yıldönümünde kabri başında yüzlerce Türk tarafından rahmet ve saygıyla anıldı. Başta TBMM Başkan Vekili Sayın Meral Akşener olmak üzere, TBMM’nin muhalefeti ve iktidarıyla törene sahip çıkışı takdire şayandı. Geçen yıllar Sadık Ahmet’e olan sevgiyi ve bağlılığı hiç azaltmamıştır. O, sadece Batı Trakya’nın değil; Türk Dünyasının’da şeref ve gurur duyulan ismidir. Sadık Ahmet, Batı Trakya davasına hizmet eden Mehmet Hilmi ve  Osman Nuri Fettahoğlu’nun bir devamı idi. Batı Trakya Türkleriyle görüştükçe; O’nun ne kadar önemli bir kayıp olduğu daha iyi anlaşılmaktadır.
Batı Trakya Türk’üne bir AB üyesi olan Yunanistan’da uygulanan fanatik ve ırkçı politika anlatmakla bitmez. Türklere devlet dairelerinde iş verilmez. Evlerini tamir dahi edemez, ehliyet ve tapu alamazlar. Dernek ve kuruluş isimlerinden Türk kelimesi yasaklanmıştır. Gümülcine Türk Gençler Birliği’nin tabelası sökülmüş, Sadık Ahmet’in partisinin ışıklı tabelası kırılmıştır. AİHM’nin Türk ismi ile ilgili yasakları kaldırıcı kararları uygulanmamaktadır. Otellerin önüne Türk müşterilere rağmen, çoğu yerde Türk bayrağı asılmaz. Türk vakıflarına el konulmaktadır. Maksatlı istimlâkler yapılmaktadır. Yeni imam yasası getirilmiştir. Türk çocuklarının Yunanca din dersi görmeleri ve Yunan okullarına gönderilmeleri konularında zorlama vardır. MEB öğretmen taleplerini göz ardı etmektedir. Türk üniversite kontenjanlarında da zorluklar çıkarılmaktadır. Mütekabiliyet dışlanır ve Türkiye’de dini azınlıklara akıl almaz imkânlar ve imtiyazlar tanınırken; Batı Trakya bir açık hapishanedir. Soydaşlarımız tarım yapamaz ve tütün üretemez hale getirilmektedir. Yunan valilerince tayin edilmiş işbirlikçi sözde müftülerce seçilmiş müftüler engellenmektedir. Bu sıra birde dini hayat ve hizmetler Türkiye’den gelen cemaatlerce paylaşılmaya çalışılır. Taraftar toplamak için burs dağıtma yolu seçilir ve etrafa adeta para saçılır.
Yeni bir uygulama ile göç eden Batı Trakyalı Türklerin evleri için vergi konur. Bu vergi 2015 yılı sonuna kadar ödenmezse, Türkler bu defa evin değeri kadar vergi ödemeye zorlanacaklardır.
Soydaşlarımız Yunan vatandaşlığını ne reddediyorlar; ne de askerlik yapmayı’85 Yunan asker ve polisine ne silah sıktılar ve ne de ayrı bir devlet kurma peşindeler. Ancak 21. Yüzyılda akıl almaz işkencelerle karşı karşıyadırlar. Sözde demokrasi ve insan hakları savunucuları hep Türk Dünyasının sorunlarını dışlarlar ve bunlarla ilgilenmek işlerine gelmez.
Rahmetli Sadık Ahmet’i anma törenleri daha iyi düzenlenmelidir. Rahmetli buna fazlasıyla layıktır. Artık Batı Trakya sorununu ve Sadık Ahmet’i tanıtıcı ve bilgilendirici bir kitapçık yayınlanmalıdır. Genç nesillere iyi rehberlik yapılmalıdır. KKTC’deki gibi yakın geçmişten habersiz nesiller yetiştirilmesinin faturası büyük olacaktır. Mezarı başında onlarca konuşma meraklısı vardı ama bir yazılı metin yoktu. Konuşma yarışına girenler, kendilerine oynayanlar, hatır gönül ve misafirde dinlemediler. Mezar başında ayak oyunları yapılmamalıdır.
Türkiye’de milli kimliği dışlayıp onu etnik gruplardan biri gibi gören ve milliyetsiz bir Türkiye özleyen çarpık zihniyet mensuplarının yurtdışında coşup Türk Milletinden ve dış Türklerden bahsetmeleri gülünç kaçıyor.

Yazarın Diğer Yazıları