Durmuş Yılmaz’dan Anayasa uyarısı

Durmuş Yılmaz’dan Anayasa uyarısı
TBMM’de milletvekillerinin yemin törenini yöneten Durmuş Yılmaz, tören öncesi yaptığı konuşmada kuvvetler ayrılığı ilkesinin kalmadığına dikkat çekti.

TBMM'de gerçekleşen yemin törenini yöneten Durmuş Yılmaz, yaptığı konuşmada kuvvetler ayrılığı ilkesine dikkat çekti.

İşte Yılmaz'ın konuşmasından satır başları:

“Partilerimizin temsilcileri olduğu illerin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin milletvekilleri olarak sorumluluğumuzu yerine getirerek bu çatı altında olmanın hazzını birlikte yaşayacağız.

Anayasaların varlık nedeni devlet iktidarını sınırlandırmak, yurttaşların hak ve hürriyetlerini güvence altına almaktır. 27. yasama dönemi ile birlikte Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine geçilmiştir. Güven oyu gibi güçlü kuvvetler ayrılığı araçları yoktur. 104. Maddede olduğu gibi ister parlamenter ister Cumhurbaşkanlığı sisteminden olsun, demokratik düzenlerin değişmez temeli normlarda yasama hiyerarşisinde anayasanın üzerinde kanun yoktur. Yasama yetkisi asli ve geneldir.

Değerli milletvekilleri her devletin ve o devletin temsil ettiği milletlerin çıkarları vardır. Bu durum genel olarak alındığında içinden geçtiğimiz günlerde ülkemizin sorunlarının çözümü bizim göstereceğimiz basirete bağlıdır. Edilgen olmadan kendi eyleminin sorumlusu olarak etken olmak zorundayız.
Türkiye'den rahatsız olan unsurlar var. Sorumluluk duygularımız bize yaşanan problemlerde vebalimizin olduğunu hatırdan uzak tutturmamalıdır. Bir olursak beraber olursak başaramayacağımız şey yoktur.” dedi.

Yılmaz konuşmasını şöyle sürdürdü; “Bu noktada bütün vekillerin milleti anlamaları ülkenin huzur ve güven ortamını temin etmek için aynı hedefe yönlenmeleri gerekir. Farklı siyasal düşüncelerimiz olabilir. Sayın milletvekilleri ülkemizde barış huzur ve güvenin temini açısından adalet hukukun üstünlüğü ve ahlaki kurallar önemlidir. Ülkemizin ve insanımızın geleceği için birlik ve dayanışmasının kendisini göstermesi inanışındayım. Bölücülükten uzak durulmalı yurttaşlık hukuku öne çıkmalıdır. Aksi halde yakın komşuların başına gelen olaylar ortak kader olacaktır. Bundan bütünüyle herkes zarar görecektir. Tarihimiz ve coğrafyamız bunun örnekleriyle doludur. Başta 15 Temmuz hain kalkışması olmak üzere, bunu öne çıkarmak zorundayız. Diğer görevse politikalar gibi ekonomi politikalarında iktidar milletten aldığı yetki ile üretim ve bölüşümün yansımasıdır. Politikalarda olumsuzlukları iktidarlar sandıkta verirler. Buradan hareketle bağımsızlığımızın güvencesi olan Meclis'in saygınlığını korumak ortak sorumluluktur.”

Yılmaz konuşmasının ardından ilk yemini etti.