Ebola'dan büyük tehdit!..

Duyarsızlığa, pervasızlığa, bananeciliğe ve kaderciliğe fren yaptıracak bir döneme girdi Türkiye...

Dünyanın neredeyse bütün coğrafyalarında olduğu gibi, Türkiye de önceki günden itibaren açıklanan 2 vaka ile birlikte, Corona tehdidinin çemberinde...

Corona'nın kaosu; kolonya ticareti, karaborsacılık ve fırsatçı yüzsüzlüğünün magazinsel ortamında adete geri plana atılmaya çalışılırken, toplumun büyük bölümünün, yaklaşan tehlikenin farkında olmaması da dehşet verici...

İnternetin bazı sulandırılmış ortamlarında, sadece Çin'de 4 binden fazla insanı öldüren virüsle ilgili gülünç bile olmayan, aptalca sırıtan, yılışık videolar yayımlanıyor, utanç verici paylaşımlar yapılıyor...

Ve toplumun aslında en üst düzeyde tutulması gereken yaşamsal reflekslerine de bu ciddiyetsizlikle darbeler vuruluyor...

Oysa ölümle oyun olmayacağını, yaşamsal bir riskin böylesine ciddiyetsiz yaklaşımlarla bertaraf edilemeyeceğini anlamalıdır insanlar...

Vurdumduymazlığın ortasında; dün sosyal medyaya yansıyan yaşlı bir adamın cami önündeki açıklaması da ne yazık ki büyük bir kesimi etkisi altına alan "kader"cilik ve "banane"cilikle ilgili ürkütücü bir tavrı ortaya çıkartıyordu... Şöyle diyordu yaşlı adam; "Tutturmuşlar bir Corona... Corona... Yok öyle bir şey!.."

Yaşlı vatandaş, "salgına rağmen cuma namazı camide mi kılınmalı" tartışmalarının yapıldığı bir ortamda konuşurken, dünya basını virüs nedeniyle 60 milyon insanın karantinada olduğu İtalya'da, bir günde 196 kişinin can verdiğini duyuruyordu...

Peki; kolonya, makarna, zam tartışmalarında ve toplum duyarlılığını aksatan sosyal medya şaklabanlığında gözardı edilecek kadar basit midir bu öldürücü salgın tehdidi?..

İşte bu sorunun yaşamsal yanıtları ve çok ürkütücü kanıtları var...

Bela şöhret dinlemiyor!..

Başta 4 bin kişinin öldüğü Çin olmak üzere, binden fazla insanın yaşamını yitirdiği İtalya ve yine yüzlerce kişinin öldüğü dünyanın birçok ülkesinde kurbanlar sessiz sedasız toprağa verilirken, Corona, ünlülere de bulaştığı için magazin basınının etkisiyle de gündemi sarsmaya devam ediyor...

Çünkü dünyanın birçok ülkesinde siyasetçiler,  futbolcular ve sinema sanatçıları da karantina altında...

Yani bizim ülkemizde cahil, duyarsız kesimler, "Corona da neymiş" şeklinde yaşamlarını gözardı ederek, içinde bulundukları tehdidi görmezden gelirken, dünyanın çeşitli ülkelerinde ünlüler de virüs nedeniyle ölüm kalım savaşı veriyorlar...

Dünyaca ünlü Hollywood yıldızı Tom Hanks ve eşi hasta olduklarını açıkladı...

İki milletvekilinin de virüsten yaşamını yitirdiği İran'da, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin birinci yardımcısı İshak Cihangiri Corona virüsüne yakalandı.

Avrupa Birliği Parlamentosu Başkanı David Sassoli,

Gürcistan Çevre Koruma ve Tarım Bakan Yardımcısı İuri Nozadze,

İngiltere Sağlık Bakan Yardımcısı Nadine Dorries,

Polonya Genelkurmay Başkanı Korgeneral Jaroslaw Mika, İtalya Kara Kuvvetleri Komutanı General Salvatore Farina,

Norveç Savunma Bakanı Frank Bakke-Jensen,

Fransa Kültür Bakanı Franck Riester ve

İspanya Eşitlik Bakanı İrene Montero da virüse yakalanan siyaetçiler arasında...

Olympiakos başkanı Evangelos Marinakis,

Juventus futbolcusu Daniele Rugani ve NBA oyuncusu Rudy Gobert'e yapılan virüs testleri de pozitif çıktı.

Ve Trump ile görüşen birinin virüse yakalandığının saptanması Beyaz Sarayı bile teyakkuza geçirdi...

Evet; virüse yakalananlar arasında ünlülerin olması tabi ki bu salgına kişisel bazda, farklı bir önem kazandırmıyor...

Ama şöhretlilerin durumu, tehdidin hiç kimseyi dinlemediğini ve virüsün ne kadar tehlikeli olduğunu duyurmasına yarıyor...

Peki; toplumda vurdumduymazlığın halen hakim olabildiği Türkiye'de, salgın diğer ülkelere oranla neden etkili değil ve asıl önemlisi de, yolaçtığı yıkıma rağmen, "Corona daha ne kadar tehlikeli?.."

İşte bu sorulara yanıt veren çok ciddi ve düşündürücü açıklamalar var...

Aman dikkat Türkiye!..

Hiç kuşkusuz Türkiye salgının hızla yayılma riski açısından başta gelen ülkelerden biri...

Çünkü Suriye krizi ile birlikte sınırlardan kimin girip çıktığının belli olmadığı, ülkeye gelenlere hiçbir sağlık kontrolünün yapılmadığı bir dönemi yaşadı Türkiye...

Her türlü hastalığı taşıma riski olan yüzbinlerce sığınmacı ve kaçak göçmenin nelere yol açabileceğini kim kestirebilir ki?..

Birgün'e konuşan Sağlık Bakanlığı Bilimsel Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap işte bu yüzden de olmalı ki, Corona virüsüne ilişkin "alarm"ın en üst düzeye çıkartılması gerektiğini söylemiş...

Türkiye'de "testin az kişiye uygulanması" nedeniyle hasta oranının düşük kaldığına dikkat çeken Azap, "Türkiye'de vaka sayısının artacağını öngörüyor musunuz" sorusuna da şu yanıtı vermiş;

"Elbette Türkiye'de de vaka sayısı artacak... Şimdiye kadar girdiği bütün ülkelerde hızlı artışlarla karşılaştık. Bu artışı bizim yaşamamamız için alınacak önlemler çok önemli. Devletin alacağı önlemler tek başına asla yeterli olmayacaktır. Bu ülkede yaşayan tüm bireylerin doğru davranışları geliştirmesi gerekli. Yanlış, eksik ve hatalı bilgilerden kendimizi korumalıyız. Sosyal medyada yer alan asılsız bilgilere itibar etmemeliyiz. Doğru kaynakları seçerek buradaki bilgileri okumalı ve herkesle paylaşmalıyız."

Evet; Türkiye'de alınan önlemler ve bilim adamlarının uyarıları Corona tehdidinin büyüyebileceğinin işaretlerini veriyor... Peki Corona aslında ne kadar tehdit...

Ebola'yı keşfeden Belçikalı bilim insanı, London School of Hygiene and Tropical  Medicine Direktörü Peter Piot, İngiliz basınına Corona salgını ile ilgili çok önemli açıklamalarda bulunmuş...

Sky News'e konuşan Belçikalı bilim insanı

Piot, "Bugünkü durum, Ebola'dan çok daha kötü... Ebola, bulaşması için çok yakın temas gerektiriyordu. Yani bu kelimenin tam anlamıyla birisiyle konuşarak yakalayabileceğiniz bir şey, bu da diğer virüsler için geçerli değil" demiş...

O halde sözün özüne gelelim;

Corona virüsüne toplumun bir kesiminin ciddiyetsiz yaklaşımının yanısıra, kolonya- makarna- zam tartışmaları içerisinde olaya biraz kadercilik, bananecilik ve pervasızlığın karışması da virüs kadar tehlikeli bir gidişatı dışa vuruyor...

Yanıbaşımızdaki ülkelerde salgında ölenlerin mezarlıkları giderek büyürken, yaşamı ürkütücü biçimde tehdit eden bu virüs belasına karşı sosyal medyadaki cıvıklığa da, bazı kesimlerin duyarsızlığına da taviz vermeyin, ne olursa olsun kendinizi korumak için çaba harcayın...

Çünkü dünya genelinde yaşanan dehşet verici ölüm olayları ve Türkiye'de başlayan tehlike, insanlığın ne kadar acımasız bir salgınla karşı karşıya olduğunu göstermeye yetiyor... Aman dikkat!..

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları