Efsane romanlarıyla yaşayan usta kalem

Efsane romanlarıyla yaşayan usta kalem
Türk romanını öncü ismi Halid Ziya Uşaklıgil'in ölümsüz eserleri Ötüken Neşriyat tarafından yeniden okurla buluşturuldu. Selçuk Karakılıç'ın yayına hazırladığı yeni baskılarda  Uşaklıgil'in; Aşk-ı Memnu, Mai ve Siyah, Kırık Hayatlar ve Nemide adlı dört şaheseri yer aldı.

Ahmet Hamdi Tanpınar''ın "Halid Ziya''ya kadar romancı muhayyilesiyle doğmuş tek muharririmiz yoktur. Hepsi roman veya hikâye yazmaya hevesli insanlardır" tespiti Uşaklıgil''in edebiyatımız için önemini fazlasıyla anlatan bir ifadedir.

Tanzimat romanlarının bazı açılardan eksik olduğu kanaatiyle, kimi araştırmacılar tarafından Türk Edebiyatının ilk "gerçek" romanı olarak da kabul gören Aşk-ı Memnu, 1899-1900 yılında Servet-i Fünun dergisinde tefrika edilmiş ve ilk kez kitap olarak 1900 yılında yayımlanmıştır.

 Aşk-ı Memnu, kelime hazinesi bakımından hayli zengin olmakla beraber, anlaşılması zor ve gündelik kullanımda pek rastlanmayan kelimelerin yoğun olması sebebiyle 1920 yılından sonraki baskılarında yazar tarafından sadeleştirilmiştir. 1939 yılında Latin harfleriyle yeni bir baskı yapılmış, Halid Ziya bu baskı için bir sadeleştirme daha yapmış fakat üslup ve muhtevada herhangi bir değişikliğe gitmemiştir. Tefrika edildiği dönemde de büyük alaka gören eser, aradan geçen zamana rağmen hâlâ popülerliğini ve değerini korumakta olup Servet-i Fünun dönemi Türk edebiyatının şaheserlerinden sayılmaktadır.

man-resim-tw.jpg

Yazarın en mühim romanlarından sayılan bu eser, yasak bir aşkı en çarpıcı şekilde anlatır. "Yasak aşk" teması 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başında birçok romanda rastlanan bir tema olsa da, bunu Halid Ziya kadar hafızalara kazınan bir esere dönüştürebilenlerin sayısı azdır.

 ***

Halid Ziya Uşaklıgil''in Batılı anlamda Türk romanının başlangıcı kabul edilen Mai ve Siyah ise, 1900''lü yıllarda İstanbul''da yaşayan Ahmet Cemil''in ünlü bir yazar olma ve Lâmia ile evlenme hayalini, babasının ölümünün ardından gerçek hayatla tanışmasını, sonra yine hayallerinin peşinden koşmasını, bu uğurda kardeşini dahi feda edişini, hatta Lâmia''yı kaybedişini, sonra ünlü bir yazar olma ümidini de kaybedişini psikolojik tahliller eşliğinde anlatır. Halid Ziya''nın diğer romanlarında da rastladığımız bu tahliller, devamında psikolojik çözümlemeleri de getirir. Ahmet Cemil hayaller kurar, fakat hayallerinin hüsranla neticelenmesi üzerine gerçeklere uyanır. Her ümidin ve hayalin ardından gelen bu uyanışlar onun gerçekleri idrakini arttırır. Her uyanışında hakikate daha yakın ve hayallerinden daha uzaktadır. Her uyanış, biraz daha kendi çaresizliğini hatırlatır…

***

Halid Ziya''nın Servet-i Fünun dönemi romanlarından sonuncusu olan Kırık Hayatlar, yazarın iki mühim ve nispeten daha popüler eserleri sayılan Mai ve Siyah ile Aşk-ı Memnu''nun ardından Batılı roman tekniklerine uygun olarak yazdığı diğer romanıdır. Bu iki eserin gerisinde yahut gölgesinde kalmış gibi görünse de, Halid Ziya, Suut Kemal Yetkin''e yazdığı mektupta Kırık Hayatlar romanını diğer romanlarından daha iyi bulduğunu ifade eder.

İlk kez 1901 yılında Servet-i Fünun dergisinde tefrika edilen ve Hüseyin Cahit Yalçın''ın "Edebiyat ve Hukuk" başlıklı yazısı sebebiyle dergi kapatılınca yarım kalan tefrika, 1924 yılında kitap olarak yayımlanmıştır.

Halid Ziya, romanında yanlış Batılılaşmayı, bozulan, dağılan, kırılan hayatları ve çeşitli aile trajedilerini anlatır ve sebep-sonuç ilişkisinde sebepler çemberini hayli geniş tutar. Tatsız bir neticeye varan ilişkilerin tek sorumlusu yoktur. O; mutsuzlukların, dramların, kırılmış hayatların kaynağını birçok sebepte arar.

***

Nemide, Halid Ziya''nın tefrika olarak kalan Sefile romanının ardından yazdığı ikinci romanı olmakla beraber, kitap olarak basılan ilk romanıdır. Servet-i Fünun döneminin meşhur romancısı Halid Ziya''nın İzmir dönemi romanlarından olan kitap, bir aşk üçgeni üzerine kurulmuştur ve bu aşk üçgenini Nemide, onun amcasının oğlu olan Nail ve Nail''in teyzesinin kızı Nahit oluşturur. Halid Ziya''nın daha sonraki romanlarında da izlerini bulacağımız bu roman, Hizmet gazetesinde tefrika edildikten sonra 1892''de kitap olarak yayımlanmış, 1943 yılında ise Halid Ziya tarafından sadeleştirilmiştir.

Ötüken Neşriyat Tel: (0212) 251 03 50

***

Cephedeki askerin karnını doyurdu

Milli Mücadelenin isimsiz kahramanlarından Arifzade Şahap Azmi''nin hayatı, gazeteci torunu Nazan Öçalır tarafından kitaplaştırıldı. Arifzade Şahap Azmikısacak ömrüne 3 padişah, 2 büyük savaş sığdırmış Adanalı aristokrat bir ailenin vatansever evladıdır. 1896''da Adana''nın Seyhan esinde dünyaya geldi. Annesi Zeynep Hatun, Babası Arifzade Esat Efendiydi. 1911''de istanbul Sultanisi (İstanbul Erkek Lisesine) girdi. Mezun olduğunda 18 yaşındaydı. Aynı yıl Padişah V. Reşad tarafından umumi "harp ve seferberlik" ilân edildi. Cemal Paşa komutasındaki Suriye-Filistin- Gazze cephesinde İngilizlerle savaştı. Güney Cephesinde Fransızlara karşı Mersin Limanı korudu. Osmanlı Devletinden Türkiye Cumhuriyetine geçiş döneminde Mustafa Kemal Paşa''nın yanında yerini almadan önce Osmanlı Ordusunda yedek subay olarak; şifre çözücü, makinalı tüfek uzmanı ve bölük komutanıdır.

Mustafa Kemal Paşanın emriyle Adana''da Ermenilerden satın aldığı fabrikalarda Garp Cephesindeki Türk askerine un ve bulgur üretmek için savaş sırasında seferber olmuştur. Milli Mücadelenin son yıllarında Adana Müftüsü Münir Efendinin kızı Naime (Önortaç) ile ilk evliliğini yaptı.Bu evliliğinden ilk kızı Muazzez (Akçay) dünyaya geldi. Cumhuriyetin ilânının hemen arkasından büyük oğlu Şerafettin(Öçalır) doğdu. Onu sırasıyla Zeynep (Nalbantoğlu), Necdet(Öçalır) ve Güner(Öztaş) izledi. Arifzade Kardeşler, Kurtuluş Savaşı sırasında fabrikalarında un ve bulgur üreterek Garp Cephesinin gıda ihtiyacının büyük bir bölümünü karşıladılar. Savaş sonrasında da üretimlerine devam ettiler.

Arifzade Şahap Azmi''nin hayatı ve başından geçenler, gelecek kuşaklara yol gösterirken yakın tarihimizin satır aralarında kalan ayrıntıları da gün ışığına çıkartıyor.

Arkeopera Yayınları Tel:(0212) 249 92 26

***

HAFTANIN KİTABI

Üstadından denemeler

Nurullah Ataç''ın "Keziban''a Mektuplar" ve "Ayşe''ye Mektup" başlıkları altında 1926-1940 yılları arasındaki süreli yayınlarda kalmış yazıları Keziban''a Mektuplar adıyla ilk kez Yapı Kredi Yayınları''nda kitaplaşarak okuruyla buluştu. Mehmet Can Doğan''ın büyük bir titizlikle hazırladığı kitapta, Keziban''a 14 yıl boyunca yazılmış toplam 44, Ayşe''ye ise hepsi 1940''ta yazılmış 10 mektup bulunuyor. Ataç, mektup biçimindeki eleştirel denemelerinde yazınsal sorunlar üzerine Keziban''la düşünürken bazen ona, bazen kendisine karşı çıkıyor. Lirizm, intihal, snopluk, delilik, muamma, tesir, eleştiri, anket, samimiyet, eski şiir, yenilik konularının yanı sıra, dergilerde okuduğu kimi yazılar üstüne yaptığı eleştirilerde, yazarlarla girdiği polemiklerde alabildiğine alaycı, kuşkucu, sivri dilli bir Ataç, Ayşe''ye mektuplarındaysa büsbütün aşka düşmüş, büsbütün hülyalı bir Ataç çıkıyor karşımıza. Sanki biri muhayyel, biri gerçek iki kadına yazılmış mektuplar, yazan-yaşayan Ataç''ın düşüncelerine, duygularına ışık tutuyor. Ataç''ın modern düzyazımızın kurucu ustalarından olduğu Keziban''a Mektuplar''da bir kez daha görülüyor.

Yapı Kredi Yayınları Tel:(0212) 452 47 00

***

Dünyanın dertleri...

Hayatın zahmetleri ile örülmüş olayları ve yaşanmışlıkları Gülden Kılıç, "Kendine Dayanıyor İnsan" adlı kitabında çarpıcı, özgün, güçlü bir anlatımla okuyucuya sunuyor.

Aşk, ölüm, yalnızlık gibi insanlığın ortak acılarına ve modern bireyin kuşatılmışlıklarına göndermeler yapıyor. Günlük hayatın ayrıntılarına, fark edilmemiş ve toplumsal yaşam içerisinde kendisini var edememiş olana dokunan kitap, ayrıca entelektüel kesimin de hayal kırıklıklarına ve mutsuzluklarına ayna tutuyor.

Zaman içinde başka zamana, mekan içinde başka mekanlara, insan içinde başka insanlara kapı aralıyor.

Postiga Yayınları Tel:(0212) 501 58 27

***

KÜTÜPHANEMDEN

Edebiyatımızdan yüz yıllık bir kesit

Dünya Kitapları''nın, edebiyatımızın değerlerine sahip çıkma bilinciyle 2004 yılında başlattığı  Cevdet Kudret kitaplığı Dizisi''nin ilk kitabı olarak yayımlanan "Türk Edebiyatında Hikaye ve Roman" adlı çalışma meraklıları için iyi bir kaynak niteliğinde. 3 ciltlik çalışmanın 1. cildinde Tanzimat''tan Meşrutiyet''e kadarki 1850-1910 yılları arasındaki dönem ele alınıyor. Dizi, edebiyatımızın dününü-bugününü kavrayabilmek  ve ileriye yönelik düşünce üretebilecek yaratıcı bir bilinç oluşturmak çabalarının sonucu ortaya çıkan, birbirinden değerli inceleme/araştırma  çalışmalarını kapsıyor. Şiirden romana, oyundan öyküye, denemeden inceleme/araştırmaya kadar edebiyatın pek çok alanında eserler vermiş olan Cevdet Kudret bu çalışmasıyla ve Türk edebiyatı  üzerine yaptığı özgün ve titiz araştırmalarıyla bir tür bellek oluşturuyor. Edebiyatımızın, Tanzimat''tan 1959''a kadar uzanan yüz yıllık serüvenini aktardığı üç ciltlik kapsamlı çalışması, kendi alanında bir başucu kitabı özelliği taşıyor. Bu çalışmanın birinci cildi, edebiyatımızın 1985''dan 1910''a kadarki Tanzimat, Edebiyat-ı Cedide ve Fecr-i Ati dönemlerini kapsıyor. Cevdet kudret, döneminin edebiyatçılarının hayat hikayeleri, yapıtları üzerine karşılaştırmalı yorumları ve eserlerinden verdiği örnekleriyle, Türk edebiyatının oluşum ve gelişim aşamalarını ayrıntısıyla sunuyor. Yayımlandığı ilk günden bugüne edebiyat tarihimize ışık tutmaya devam eden Türk Edebiyatı''nda Hikaye ve Roman,  günümüzde de alanında kaynak kitap olma özelliğini koruyarak kütüphanelerin vazgeçilmezleri arasında yer alıyor.

                                                                                               (Ahmet Yabuloğlu)