“Mahrem bilgi” krizi

“Mahrem bilgi” krizi
Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün yeni kimlik kartı ihalesini ABD firması kazanırsa, parmak, damar ve avuç içi izlerimiz depolanacak Bu bilgilerinin başkalarının eline geçmesi ve arşivlenmesi, “mahrem bilgilerin güvenliğinin olmadığının göstergesi” diye yorumlandı.

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün yeni T.C Kimlik kartları ihalesine şartname gereği sadece Gate Elektrorik firmasının katılması ve bilgilerin alt yüklenici olan ABD’li şirketlerle paylaşılacağı şüphesi tartışmaya neden oldu. CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, mahrem bilgilerin ihale ile özel sektöre verilmesinin tehlikeli sonuçlar doğuracağın belirterek, “Bu tür bilgileri dışarıda ihale ile özel sektöre vermek çok tehlikelidir ama Türkiye’de buna benzer vahşet konular çok yaşandı. Öncelikle Türkiye’de her şeyden önce devlete güven yok. Türkiye çok yakın tarihinde bunları çok yaşadı. Nüfus bilgilerinin başkalarının eline geçmesi, UYAP’taki bilgilerin başkaları tarafından bilinmesi bunlar Türkiye’de çok ciddi şekilde mahrem bilgilerin güvenliğin olmadığının göstergesidir” dedi.

Güvenlik sorunu doğurur
Erdal Aksünger, altyapısını ABD firmalarının yaptığı yazılımları kullanılmasının  Türkiye’nin güvenliği ile ilgili ciddi  sorunlar doğurabileceğini söyledi. Aynı anlayışın Fatih Projesi’nde de görüldüğünü anlatan Aksünger, şunları söyledi: “Bu tabanda bir yazılım ile ve bu tabanda bir altyapıyla bu işi götürürseniz, gelecekte sadece ülkenin güvenliğini değil devletin stratejik kurumlarının güvenliği de hiçe sayılmış olur. Avuç içi bilgilerini konusunun özel sektöre ihale edilmesi aslında zihniyetinin ne kadar geri ve vizyonlarının da ne kadar kötü olduklarını gösteriyor.” 

Kontrolü sağlamak zor
CHP eski Adana Milletvekili Tacidar Seyhan, uygulamanın kişi hak ve özgürlüklerine aykırı olduğunu söyledi. Özel bilgilerinin yabancı bir şirkette toplanmasının  düşündürücü olduğunu ifade eden Seyhan, bunların  yabancı devlet istihbarat ve emniyet güçleri tarafından kişilerin aleyhine kullanılabileceğine dikkat çekti. Seyhan, “Sağlıksız olan bu verilerin ve yazılımın yurtdışında bir şirkete teslim edilmiş olmasıdır. Bunun kontrolünü yapmak çok zordur. Ancak yazılımın kaynak kodları verilirse uzmanlar yazılım üzerinde dışarıya gitmeyeceğine dair çalışmalar yaparsa ikna edici olabilir” diye konuştu. Biyometrik verilerin kopyalanmasının telafi edilemez zararlar meydana getirebileceğini kaydeden Seyhan, bunların birbirleriyle eşleştirilmesinin sakıncalarına dikkat çekti. 

Türkiye’de yapılabilirdi
CHP Genel Başkan Yardımcısı Emrehan Halıcı da “Teknolojik olanaklar kötü niyetli kurumların eline geçerse insanların mutluluğuna değil de kontrol edilmeleri ve baskı altına alınmaları için kullanılabilir” dedi. Halıcı şunları söyledi: “İletişim alanındaki gelişmeler hem herkesin birbiriyle irtibat halinde her an içinde olabilme şansı tanıyor. Bir yandan da devleti yönetenler kötü niyetliyse bu imkânlarla milleti dinler, baskı altında tutar ve fişler. Bilginin devlet elinde bulunmasının bazen gereği vardır ama devlet görevlilerinin bu verileri kötü amaçlı kullanılmasını bizzat kendileri önlemesi gerekirken eğer parçası oluyorlarsa maalesef kabul edilir değildir. Yurt dışında değil de Türkiye’de yapılabilirdi. Güvenilir yönetimler olduğu takdirde bu tür uygulamalar nerede yapılırsa yapılsın olumsuzluk yaratmaz ama şu anki ülkemiz için maalesef kuşkular olduğundan bu konuya hassasiyetle yaklaşmamız gerekir. Sadece avuç içi değil gözün retinasından bile kimlik tespitleri yapılıyor.” Hanife Açıkalın