En sevdiğim renkler; Siyah-Beyaz

Bugün sizi üzmek niyetinde değilim. Hafta sonlarının yasaklı gününde havayı biraz yumuşatmak amacındayım. Lafı fazla dolandırmadan son günlerin önemli tartışmasına dikkatinizi çekeceğim:

Hangi renk maske daha mikrop geçirmez?

Geçirmek deyince yanlış anlaşılmasın, bizim ödüllü karikatüristimiz Emre Ulaş'ın iyice sevimli hale getirdiği Binbir Surat Korona'dan bahsedeceğim. Bu kabus günleri geride kaldığında ilk "Koronovirüs Günleri" albümünü vitrinlere çıkaran Emre kardeşim olacaktır. Peki bununla kalır mı? Hiç sanmıyorum. Şuna iyice eminim ki batılıların koyduğu isimle comics'inde pek çok siyasimiz de yer alacaktır. İşte o zaman "Atıl kurt!" rolüne soyunmuş bir adalet mekanizması kalmaz. Temennim "hak, hukuk, adalet" döneminin yeniden devreye girdiğine tanık olmamız.

Yıllarca söyledik

Ben yıllarca stadın bir köşesinde "Aldırma Kartal aldırma"yı söyleyenlerdenim. Herkesin ezberlediği gibi bu işi Dolmabahçe'de icra ederdik. Neden sonra titreyip kendimize döndük. Bu nedenle en sevdiğim  renkler siyah-beyazdı. Taşfırın Haluk'un dediği gibi, "Erkek adam öyle alacalı bulacalı formaya tutkun olmaz". Bu benim gibi düşünenlerin felsefesi. Bu forma uğruna Bursa'da yediğimiz dayak unutulmazlarım arasındadır.

Düşünün tamamı Fenerbahçeli bir ailenin ferdiyim. Burada bir diğer protest tarafımı da açıklayayım. Evlenmeden önce eşime sorduğum ilk soru şöyleydi:

Hangi takımı tutuyorsun?

Beşiktaş cevabını alınca, "Hazırlan Fatih Nikah Dairesi'ne gidiyoruz"u bastırdım.

Ya siyaset

Arada bir ekleme daha yapayım. Yine tamamı İsmet Paşacı olan sülaleden çıkan bir Süleyman Babacı ben oldum. Mekanı cennet Demirel'in Köşk'e çıkışından sonra da hep savunucusuydum. Alparslan Türkeş'e sevgi ve saygım ayrı mesele.

O da Beşiktaşlı

Bugüne kadar bir kere yazdığım konuyu üstüne basabasa tekrarlayacağım. Güniz Sokak'taki evde nasılsa futbol muhabbeti başladı.. Konuyu açan ise bir başka merhum Sedat Üründül'dü. Rahmetli de hasta Fenerbahçeli. Tanımayanlar için bilgi vereyim kendisi GAP'ın mimarlarındandı.(Spor ustası Ömer Üründül'ün de babası).

Pat diye Baba'ya sordu:

Hangi takımı tutuyorsunuz?

O da, "İTÜ yıllarımda bir kaç kez Beşiktaş maçına gitmiştim" cevabını verdi.

Hemen devreye girdim; "Efendim; yani, yani..."

Demirel, "Anlayın işte..." diyerek konuyu değiştirdi.

İkinci itiraf

Bir seçim gezisinde çaktırmadan radyodan maçları dinliyorduk. Baba da farkında... Beşiktaş zorlukla da olsa Galatasaray'ı 1-0 yendi. Seçim otobüsündeki siyah-beyaz taraftarla birbirimize uzaktan çak çak yaptık. Kafamı kaldırdığımda Süleyman Demirel'in bir parmağının havada olduğunu gözlemledim. Enteresan bir adamdı. tutkularını da örtmeye bayılırdı. Şimdiki politikacılara bakınca, evelallah 8 takımı aynı anda tutanlar var.

Örnek mi istiyorsunuz?

En büyüğü tepemizde.

Faydasını gördüğümüzü de inkar edemeyiz. Daha Belediye Başkanlığı döneminde 13 spor salonu yaptırdı. Tamamının açılışını da Orhan Ayhan büyüğümüze yaptırmıştı. Şimdilerde yapılan modern tesisler de meydanda. Bunları unutamayız.

Demirel'in spor ayağı sadece Ali Şevki Erek'ti.

***

Bu nasıl hesap?..

++++

Hafif yazı sözü verdim ama kafama takılan ciddi bir mesele var. Koronavirüs döneminin bir yıldızını sorgulayacağım.

Kamuoyunun sevgilisi haline gelen Prof. Dr. Ateş Kara'ya dokundurmak istiyorum.

"Bu hastalığın önünü 2 haftada alırız" diyor.

"Tarih verin" denildiğinde ise hocanın karşılığı şu oluyor:

"Mayıs'ın sonu, ya da Haziran'ın başı.."

Bugün Nisan'ın 18'i olduğuna göre bu nasıl hafta hesabı?

Koskoca profesör dalga mı geçiyor?..

***

Pazartesi görüşmek üzere.

+++

GÜNÜN SÖZÜ:

 

Ben ölülerle savaşmam. Homeros

Yazarın Diğer Yazıları