Erdoğan ve Sakine!
Fransa’da çekilen tetiklerle ilgili Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın Fransa Devlet Başkanı’nı muhalefet parti liderleri Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’yi azarlar gibi azarlaması AKP’lilerce bir “kahramanlık” olarak pazarlandı ve “yandaş” gazetelerin birinci sayfalarından at nalı büyüklüğünde puntolarla verildi.. Haksız da sayılmazlardı hani... Mübarek sanki kendileri Osmanlı Hükümdarı Kanuni, Devlet Başkanı da Fransa Kral François:
“-Ben ki, kırk sekiz krallığın hakanı Kanuni Sultan Süleyman Han’ım. Sefirimden aldığım rapora göre, memleketinizde dans adı altında kadın erkek birbirine sarılmak suretiyle insanlar arasında oyun oynanmakta olduğunu işitmiş bulunmaktayım. Hemhudut olmaklığımız dolayısıyla, iş bu rezaletin memleketime de sirayeti ihtimali muvacehesinde Name-i Hümayunum elinize ulaştığından itibaren derhal son verilmediği takdirde, bizzat Ordu-yu Hümayunumla gelip men’e muktedirim!..”
Der gibi Sayın Başbakan:
“-Terör örgütünün kurucuları arasında yer alan, Paris’te suikast sonucu öldürülenler içinde İnterpol tarafından kırmızı bültenle arananlar var. Çok daha ilginci Fransa Devlet Başkanı’nın ‘Düzenli görüşmelerim oluyordu‘ ifadesi, şecaat arz ederken sirkatin söylemektir. AB’nin terör örgütü ilan ettiği bu örgütün mensupları ve bu kırmızı bültenle aranan insan veya insanlar sizinle nasıl düzenli olarak görüşebilir?”
Diye esip gürlüyordu...
Yine tam bir “gaz alma” hadisesi ile yüz yüzeyiz. Millet ne zaman uyanacak doğrusu çok merak ediyorum. Fransa Devlet Başkanı’na demediğini bırakmayan Erdoğan ve Dışişleri bu bahiste ne yapacak diye merakla bekliyoruz. Çünkü asıl yapılması gereken Fransa Büyükelçisini çağırıp “Bilgi istemek” ve “Nota vermek”tir. Ötesi hikâyedir. Ötesi, evet, “gaz almak”tır. Ayrıca, Mehmetçiğin başına çuval geçirildiğinde ABD Başkanı’na söylenmeyen, mayınlarına bastığında kolu bacağı kopan askerlerimiz için İtalya Cumhurbaşkanı’na söylenmeyen sözler bir terör örgütü mensubunun öldürülmesi üzerine Fransa Devlet Başkanı’na niye söyleniyor? Sakine, Mehmetçikten daha mı değerli?
Üstelik...
Madem Fransa Devlet Başkanı ve bâzı kamu görevlileri kırmızı bültenle aranan azılı teröristlerle görüşüyor, kanka olmuşlar, o zaman, siz, bu himâyeyi nasıl oluyor da “kendileri itiraf edene kadar” fark etmiyorsunuz?
Sizin hiç mi istihbaratınız yok?
Türkiye niye askerinin başına çuval geçirildikten sonra, niye Türk uçağı Suriye semalarında düşürüldükten sonra, niye İsrail Mavi Marmara’da Türkleri katlettikten sonra, niye yüzlerce terörist sınırımızı geçip karakolları bastıktan sonra başına gelenlerden haberdar oluyor? Niye hep “sonra” niye “önce” değil?
Artık bu tiyatrolara son versek...
Devleti devlet gibi yönetsek...
Şimdi herkes, “Sakine’yi kim vurdu” diye papatya falına bakıyor?
Ben size bir şey söyleyeceğim. Türkiye’nin yerine İsrail, Almanya yahut ABD olsaydı Sakine ve arkadaşları çoktan öldürülmüş, kemikleri bile çürümüş olurdu. Sen en şedit katillerden birkaçına Avrupa’nın göbeğinde PKK’ya yüz milyarlarca dolar kaynak sağlamasına seyirci kalırsan yahut böyle bir şeyden Fransa Devlet Başkanı’nın itirafı ile haberdar olursan, ortalıkta, “Dünyanın Başbakanıyım” diye dolaşman uluslararası alanda sadece tebessüm konusu olur...
Çünkü bu bir “zan”dır...
En tehlikelisi ise milletin kâhir ekseriyetinin bu “zanna” ortak olmasıdır. Çünkü kendini “olmadığı şey zanneden milletler”, üzerinde operasyon yapılmaya en müsait milletlerdir! Saddam ve Kaddafi de “olmadıkları şey” vehmi ile yıllarca ayakta kaldılar. Kendilerinin ve onlara o hissi veren tebâlarının akıbetleri çok trajik oldu.
Hakikat şu ki, Türk milletinin “zanna” ihtiyacı yok.
O, zannedilen ve zannettirilenden çok daha yüce ve güçlü.
İnsan kendini bir şey zannedecekse bile, olduğundan daha iyi bir şey zannetmeli. Sağlıklı insanın kendini hasta zannetmesi de kötüdür, hastanın kendini hasta kabul etmemesi de... Türkiye bu dönemde en zayıf olduğu konularda kendini “güçlü”, en güçlü olduğu alanlarda ise kendini “zayıf” zannediyor... Kaynağı var, yok zannederek vatan toprağını satıyor, itibarı yok, var zannederek volta atıyor...
İtibarı varsa hangi ülke Türkiye’nin yanında? Hepsi Rumların, Ermenilerin, İsrail’in yanında...
Bunu anlamak için “Sakine operasyonuna bakmak” yetiyor da artıyor bile..