EYT gerçeği ve kadına şiddet

Bugün köşeyi Yaşar Usluer'e bırakacağım. Uzun zamandır kalemine hasret kalmıştık:

"Saygıdeğer Burhan abi,

Epeydir yazamadım. Hükümetin tutulmayan sözlerinden bahsediyorsunuz. Erdoğan'ı danışmanları yanıltıyor. Hesap/kitap yapmadan sırf muhalefetle yarışmak için, sallıyorlar. Erdoğan da bunlara inanarak 24 Haziran seçimlerinden önce 'Polis, hemşire, öğretmen ve imamların ek göstergelerini 3600'e çıkaracağız' diyebildi. Sonra aynı danışmanlar 'Böyle yaparsak anayasanın eşitlik ilkesine aykırılık sebebiyle, diğer meslekten olanlar da dava açarak hak sahibi olur' diyerek vaz geçirdiler.

Sizin de belirttiğiniz 'tutulmayan bir söz, bütçeye telafisi mümkün olmayan yük getiriyordu.'

Böylece bir daha da gündeme gelmedi. Dediğiniz gibi asıl sebep herkesi kapsamasıydı. Oysa alamayan daire başkanları, bölge müdürleriyle şube müdürlerine verilmesi şarttı. DSİ Bölge Müdürü'nün ek göstergesi 3600 ama TÜİK Bölge Müdürü'nün 3000. Bundan başka belirttiğiniz gibi büyükşehirlerde de çelişki var.

Yükseltmeme sebebi

2015 seçimlerinden önce muhalefetle yarışan Ak Parti, asgari ücreti artırmak zorunda kalmadı mı? Sadece 2016 yılı için bunun 100 lirasını devlet üstlenmişti. Bu hâlâ devam ediyor. Asgari ücretin artırılmasını istemeyenlerin özel sektör olduğunu daha önce yazmıştım. İktidar iş verenlerin 'personel çıkartırız' tehdidine boyun eğdiği için de yeniden yükseltemiyor.

Asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını isteyenler de iktidara gelse bunu yapamaz. Zira devlette asgari ücretle çalışan yok ama özel kesimin yüzde 43'ü daha fazla ücret aldıkları halde bordrolar hep asgari ücretten. Vergi dışı kalırsa devlette çalışan işçi, memur, vb. maaşlarının asgari ücret kadar kısmının vergi dışı bırakılması gerekecek. Bu büyük vergi kaybı demektir. Hatırlayınız, İnönü bile 1991 seçimlerinden önce 'Asgari ücreti vergi dışı bırakacağım' demesine rağmen başbakan yardımcısı olunca gerçeğin öyle olmadığın gördü. Bir daha ağzına almadı.

'Hayvanları koruma yasasının niçin çıkmayacağı' analizmimi hatırlattığınız için ayrıca teşekkür ederim. 'Bari cezalar artsın' düşünceniz de iyi fikir.

EYT GERÇEĞİ

8 Eylül 1999 tarihinden önce kadın 20 yıl sigortalılık, erkek 25 yıl sigortalılık süresini geçirmiş ve 5 bin gün prim ödemişse emekliyi tekrar çalışmaya yöneltiyordu. Bu da yeni mezun işsizlerin sayısını artırıyordu. İşte bunu önlemek için Ecevit/DSP, Yılmaz/ANAP, Bahçeli/MHP koalisyon hükümeti 8 Eylül 1999'da 4447 sayılı işsizlik sigortası kanunuyla emeklilik yaşı artırıldı. Kadınlarda 58, erkeklerde 60'a yükseltildi. Sigorta primi de 7 bin güne çıkarıldı. 8 Eylül'den sonra işe giren kadın 58, erkek 60 yaşından önce emekli olamayacaktı ama 8 Eylül'den önce işe girenleri kademeli olarak etkilediği için eylem yapılmadı. 20 sene sonra kimi 2-3 yıl, kimi 4-5 yıl sonra geç emekli olacağını fark edince EYT gündeme geldi.

Çocuklar sigortalı yapıldı

Bundan ayrı mevcut iktidar da 31 Mayıs 2006 tarihinde 5510 sayılı sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kanunundaki yaş sınırını yükseltti. Bu kanun 1 Ocak 2007 tarihinde yürürlüğe girdi ama bazı maddeleri 1 Ekim 2008 tarihine ertelendiği için pek çok kişi çocuklarını bile sigortalı yapmadı mı?

Görüldüğü gibi bu da kademeli olarak erkek ve kadın ayrımı yapmadan emeklilik yaşını 65'e çıkarıyor.

KADINA ŞİDDET

Demosthenes'in çektiği nutuklardan biri günümüze kadar gelmiştir. 'Bizi eğlendirmek için fahişelerimiz, hizmetlerimizi görmek için esirlerimiz, evlerimizi derli toplu tutmak için eşlerimiz var.'

Diyorsunuz ya, bundan ayrı İlk Çağ'da kadınlar kocalarıyla birlikte tarlada çalışırdı. Tüccar karıları da kocalarına mal alıp satmada yardımcı olurlardı. Buradan hareketle kadına şiddeti biraz irdeleyelim.

1996'dan başlayarak Türk Ceza Kanunu'ndaki zina suçu tanımı birkaç kez değişti.

Ayırım

Anayasa Mahkemesi 23 Eylül 1996'da 441. maddeyi iptal etti. Zina erkekler için suç olmaktan çıkarıldı. Ancak bu kez zina 'kadın suçu' haline geldi. Buna da itiraz edildi. Bu defa 440. madde de iptal edildi. Böylece zina suç olmaktan çıkınca kadınlar sosyal medyadan yazışmalarda arkadaş bulmaya başlandı. Biliyorsunuz Türklerde 'at, avrat, silah' önemli. Bu şekilde kadına karşı şiddet önlemez şekilde arttı."

GÜNÜN SÖZÜ:

Yük, düzgün taşınırsa hafifler. Ovidus

 

Yazarın Diğer Yazıları