Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Prof. Dr. Osman Erk

Prof. Dr. Osman Erk

Fazla tuz tüketimi ömrünüzü kısaltır

Fazla tuz tüketimi ömrünüzü kısaltır

Kanser, yüksek tansiyon, kalp krizi, felç ve kemik erimesi, eğer fazla tuz tüketiyorsanız bu hastalıklar sizin de kapınızı çalabilmektedir. Aşırı tuz tüketimi tüm dünyada her yıl 4 milyon kişinin hayatını kaybetmesine neden olmaktadır. Türkiye, Japonya'yla birlikte günde 16-18 gram tuz tüketimiyle ilk sırada yer almaktadır. Tuz, vücut için gerekli. Çünkü suyun damar içinde tutulması, sinir iletileri ve kasların kasılmasını sağlamaktadır. Ayrıca besinlerin hücre içine girişini kolaylaştırmaktadır. Dolayısıyla günde sadece 3-5 gram tuza ihtiyacımız vardır.

Besinlerden alınmalı

Fazla tuz tüketimi, mide kanserine ve kemik erimesine yol açabiliyor. Böbreklere zarar veriyor, ayrıca tansiyonu yükselterek kalp krizi ve felç riskini de artırıyor. Bu nedenle fazla tuz tüketiminden kaçınılması gerekiyor. Üstelik başta sebze, meyve, tahıl, baklagiller ve kuruyemişler olmak üzere bitkisel besinlerde ihtiyaca yetecek kadar tuz bulunuyor.

Himalaya tuzuyla ilgili gerçekler

Aşırı tuz tüketimi düzeltilebilir sağlık sorunlarının başında geliyor. Her yıl dünyada yeterli meyve tüketmemekten dolayı 5 milyon, aşırı tuz tüketimi nedeni ile 4 milyon insan hayatını kaybediyor. İnsanlar evrim süreci içinde milyonlarca yıl günde ortalama 0,1-0,5 gram kadar yani çok az tuz tüketmiştir. Günümüzde ise ortalama tuz tüketimi günde 9-16 gram arasında bulunuyor. Türkiye, Japonya ile birlikte ortalama günde 16-18 gram tuz tüketerek ilk sırayı paylaşıyor. Yani günümüz insanının tuz tüketimi 40-50 kat artmıştır.

Himalaya tuzunun rafine tuzdan çok farklı olduğunu ve fazlası sağlığa zararlı olan rafine tuzun aksine sağlık açısından pek çok yararları olduğunu söyleyen birçok akademik kariyere sahip tıp mensubu var.

Bunlardan bazıları; Himalaya tuzuna dikkat çekmek, ‘ezber bozuyorum’ diye gündem yaratmak gibi amaçlarla veya son derece bilgisiz ve bilinçsizce Himalaya tuzunun sözde faydalarını anlatarak şov yapmaya devam ediyor. Kısaca söylemek gerekirse bütün tuzlar neredeyse birbirinin aynıdır, yani birbirinden farkları yoktur ve önerilen limit dozun üzerinde tıpkı rafine tuzda olduğu gibi sağlığa zararlı etkilere yol açar.

Himalaya tuzunun da rafine tuz gibi yüzde 98’i sodyum klorürdür. Himalaya tuzunda rafine tuzdan farklı olarak 84 mineral ve eser elementin bulunduğu ileri sürülmektedir. Bu iddia kısmen doğrudur. Himalaya tuzunda 84 mineral ve eser element vardır ama çok küçük miktarlarda...

Bu 84 mineral ve eser elementin içinde vücut için zararlı olduğu bilinen arsenik, kadmiyum, alüminyum, cıva, uranyum, talyum gibi bileşiklerde bulunabilir. Faydalı olduğu düşünülen mineral ve eser elementlerde o kadar küçük miktardadır ki sağlığa olumlu bir etkisi olması beklenemez.

Himalaya tuzunda iyot miktarı oldukça azdır ve günlük ihtiyacı karşılaması beklenmez. Ayrıca Himalaya tuzunun özel hücre yapısının oldukça ince olduğu ve çok daha fazla titreşimsel enerji içerdiği ileri sürülmektedir. Bu iddiayı da destekleyen herhangi bir literatür verisi bulunmamaktadır. Himalaya tuzları el yardımı ile çıkarılan daha az rafine tuzlardır. Tanecikleri daha büyük olduğu için daha az sodyum alınmış olur. Çok az işlem görmüş Himalaya tuzlarına natürel denebilir.

İşte sağlıklı tüyolar

Sağlıklı bir yaşam için doğru olan; doğal oldukları iddia edilen tuzları tüketmek değil, tuz tüketimini azaltmaktır. Bunun yolları ise şöyle sıralanabilir:

*Kahvaltılık gevreklerden uzak durun.

*Zeytin ve peyniri akşamdan suda bekletin.

*Yemeklerinizde tuz yerine maydanoz, nane, kekik, dereotu, rezene ve fesleğen gibi aroma sağlayıcıları tercih edin.

*Tuzsuz ekmek tüketin.

*Yemeklere daha az salça ve tuz ekleyin.

*Et suyunu kendiniz hazırlayın, bulyon kullanmayın.

*Hazır çorbalar yerine ev yapımı çorbaları tercih edin.

*Fazla turşu tüketmeyin.

*Konserveden uzak durun.

*Cips yerine fırınlanmış, bol baharatlı patates tüketin.

Yazarın Diğer Yazıları