Amsterdam’daki Rijksmuseum, sanat tarihinin en ikonik eserlerinden biri olan Rembrandt van Rijn’ın Gece Devriyesi tablosunu, yapay zekâ teknolojisiyle restore ederek orijinal hâline kavuşturdu.
1642 yılında tamamlanan ve Hollanda Altın Çağı’nın simgelerinden biri olan bu devasa eser, yüzyıllar boyunca sayısız badire atlattı: kesilip biçildi, bıçaklandı, asitle tahrip edildi ve hatta Nazi işgali sırasında bir sığınakta saklandı.
Ancak, 2019’da başlayan ve “Gece Devriyesi Operasyonu” olarak adlandırılan kapsamlı restorasyon projesi, tabloyu yeniden eski ihtişamına taşıdı. Proje, sanat dünyasında çığır açan bir başarı olarak nitelendiril
TABLONUN TRAJİK GEÇMİŞİ
Gece Devriyesi, orijinal adıyla Yüzbaşı Frans Banning Cocq ve Milis Birliği, 1642’te Amsterdam valisi Cocq’un siparişi üzerine resmedildi. 28 figürden oluşan bu grup portresi, Rembrandt’ın dinamik kompozisyonu ve ışık-gölge kullanımıyla sanat tarihinde devrim oluşturdu. Ancak tablo, 1715’te taşındığı belediye binasında duvara sığmaması nedeniyle dört kenarından kesildi. Yaklaşık 60 santimetrelik bir bölüm, iki adam ve bir çocuk figürüyle birlikte kayboldu. Bu kesilen parçaların akıbeti hâlâ bilinmiyor.
Tablonun başına gelenilibre, 1911’de bir denizci tarafından bıçaklandı, 1975’te bir öğretmen tarafından yırtıldı ve 1990’da üzerine asit püskürtüldü. II. Dünya Savaşı sırasında, Nazi işgalinden korunmak için bir silindire sarılarak Medemblik’teki bir kalede gizlendi. Bu travmalar, tablonun yüzeyinde çatlaklar, renk solmaları ve vernik katmanlarının kararmasına neden oldu.
YAPAY ZEKÂNIN MUCİZESİ
Rijksmuseum’un başlattığı restorasyon projesi, tarihin en kapsamlı sanat restorasyon çalışmalarından biri olarak kabul ediliyor. Projenin başında, Rijksmuseum Bilim Başkanı Dr. Katrien Keune yer alıyor. Ekip, tablonun kayıp parçalarını yeniden oluşturmak için 17. yüzyılda Gerrit Lundens tarafından yapılan bir kopyadan faydalandı. Ancak, bu kopyanın perspektif bozuklukları ve stil farkları, restorasyonu zorlaştırıyordu. İşte burada yapay zekâ devreye girdi.
Hollanda’daki Delft Teknik Üniversitesi’nden yapay zekâ uzmanı Prof. Robert Erdmann liderliğinde geliştirilen üç farklı sinir ağı, Rembrandt’ın orijinal stilini taklit etmek için eğitildi. Erdmann, “Bilgisayar, Rembrandt’ın fırça darbelerini, renk paletini ve hatta çatlakları bile kopyalayabilecek kadar ileri bir seviyeye ulaştı” dedi.
Yapay zekâ, Lundens’in kopyasındaki her bir pikseli analiz ederek, kayıp bölümleri orijinal tabloyla uyumlu bir şekilde yeniden oluşturdu. Oluşturulan parçalar, tuvale basıldı, verniklendi ve metal çerçevelerle tablonun dört yanına eklendi.
UZMAN GÖRÜŞLERİ: “SANAT TARİHİNDE BİR DÖNÜM NOKTASI”
Restorasyon, sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Oxford Üniversitesi’nden sanat tarihçisi Prof. Martin Kemp, "Bu çalışma, yapay zekânın sanat restorasyonunda ne kadar güçlü bir araç olabileceğini gösteriyor. Rembrandt’ın orijinal kompozisyonunun dinamizmi, bu restorasyonla yeniden ortaya çıktı" dedi.
Rijksmuseum Müdürü Taco Dibbits ise, “Restorasyon, tablonun derinlik ve perspektifini geri kazandırdı. Rembrandt, 377 yıl sonra bile bizi şaşırtmaya devam ediyor” şeklinde konuştu.
Nature Machine Intelligence’da yayımlanan bir makale, yapay zekâ algoritmalarının Rönesans dönemi eserlerinin kayıp bölümlerini, sanatçıların tekniklerini analiz ederek tamamlayabildiğini doğruladı. Çalışma, bu teknolojinin insan uzmanlığıyla yarışacak hassasiyete ulaştığını vurguladı.
BİLİMSEL YENİLİKLER VE GELECEK
Restorasyon sürecinde kullanılan teknolojiler, yalnızca yapay zekâ ile sınırlı kalmadı. Tablonun yüksek çözünürlüklü fotoğrafları, stereomikroskopi ve üç boyutlu tarama teknikleriyle desteklendi.
Makro-X-ışını floresan tarayıcıları, tablonun kimyasal yapısını milimetrik düzeyde analiz etti. Ayrıca, AkzoNobel ile yapılan iş birliği, tablonun renk kalibrasyonunu ve aydınlatma koşullarını iyileştirdi.
AkzoNobel’in renkbilimcisi Dr. Erix Kirchner, “Bu proje, renk teknolojisinin sanatın korunmasındaki potansiyelini ortaya koyuyor” dedi.
Stanford Üniversitesi’nden Prof. Jeremy Bailenson, yapay zekânın sanat restorasyonundaki rolünü değerlendirirken, “Bu teknolojiler, kültürel mirası gelecek nesillere aktarmada devrim oluşturdu. Ancak etik ve gizlilik sorunlarına dikkat etmeliyiz” uyarısında bulundu.
ZİYARETÇİLERLE BULUŞMA
Restorasyonun tamamlanmasıyla Gece Devriyesi, Amsterdam’daki Rijksmuseum’da yeniden sergilenmeye başladı. Covid-19 kısıtlamalarının gevşetilmesiyle kapılarını açan müze, tabloyu özel bir cam bölmede, üç hafta boyunca ziyaretçilere sundu. Restorasyon süreci, müze içinde ve çevrimiçi olarak canlı yayınlandı, böylece dünya çapındaki sanatseverler bu tarihi anı takip edebildi.
BİR BAŞYAPITIN YENİDEN DOĞUŞU
Gece Devriyesi’nin restorasyonu, sanat ve teknolojinin muhteşem bir birleşimi olarak tarihe geçti.
Yapay zekâ, Rembrandt’ın kayıp vizyonunu geri getirerek, tablonun orijinal ihtişamını yeniden canlandırdı.
Sanat tarihçileri ve teknoloji uzmanları, bu başarının, gelecekteki restorasyon projeleri için bir yol haritası oluşturduğunu belirtti.
Rembrandt’ın başyapıtı, 377 yıl sonra bile izleyicileri büyülemeye devam ediyor.