Gönülsüz reformlarla ancak bu kadar

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 8. Yargı Reform Paketi’nin Şubat sonu gibi Meclis’te görüşülmesinin planlandığını söylemişti; vakit geldi ve yargıda reform getirmesi vaat edilen paket Meclis’e sunuldu. Salı günü (20 Şubat) görüşülmeye başlanacak.

Öte yandan bu hafta yenisi yayınlanan bir rapor, Türkiye’yi yine hibrit demokrasi olarak nitelendirdi ve beş kategoride Türkiye’ye 10 (en iyi) üzerinden şu puanları verdi:

Seçim süreci ve çoğulculuk: 3.5

Hükûmetin çalışma biçimi: 5

Siyasal katılım: 6.11

Siyasal kültür: 5

Sivil özgürlükler: 2.06

Hibrit Rejim

Ekonomist İstihbarat Birimi (EIU) her yıl olduğu gibi, bu yılın da küresel demokrasi endeksini yayınladı. 2023 yılı üzerinden ülkelerin demokrasi gelişimlerini değerlendirdiği raporda, Türkiye’ye yine hibrit demokrasi kategorisinde yer verildi.

Ülkelerin altında toplandığı dört kategori şunlar: Tam demokrasi (10-8 puan arası), kusurlu demokrasi (8-6 puan arası), hibrit demokrasi (6-4 puan arası) ve baskıcı rejim (4-0 puan arası).

Türkiye 4.33 puanıyla, hibrit demokrasinin adeta eteklerinden tutmuş vaziyette.

‘Hibrit demokrasi nedir’ diye Google’a sorarsanız;

Wikipedia’nın genellikle otoriter bir rejimden demokratik rejime geçişin tamamlanamaması sonucunda ortaya çıkan karma bir siyasi sistem türü” tanımını göreceksiniz.

Türkiye, bu “genellikle” diye başlayan tanımın tam tersi bir örnek. Özellikle bu endeks özelinde konuşursak, Türkiye, 2013’ten beri puanı hızla azalan demokratik rejimden otoriter rejime geçişte olan bir ülke”.

Peki, nedir hibrit rejim”?

Kavramı ilk kullanan Hankiss’e göre, hibritleşme, gönülsüz reformlar ve güç konsolidasyonu çabaları arasında gidip gelen, birbiriyle uyumsuz birtakım ilke ve kavramların bir araya gelmesi ve karışması, anlamına geliyor.

Neymiş hibritleşmenin unsurları:

-Gönülsüz reformlar,

-Gücü birleştirme çabası

-Birbiriyle uyumsuz ilke ve kavramların bir araya gelmesi.

İşte yukarıda sözünü ettiğim endekste 4.33 puan alarak baskıcı rejim olmaktan 0.33 puan uzak olan Türkiye’nin rejimindeki yaralar da tam olarak bunlar.

Yargı reformu

Şimdi, sekizinci defa yargı için paket hazırlanmışken ve bu paketin bir reform getireceği vaat edilirken; bu hibritleşme tanımı, aklımızın bir yerinde bulunsun.

Zira, gücü tek bir kurumda bile değil, tek bir kişide toplama hevesi sürdürülüp, anlık ve rasyonellikten uzak kararlarla ülke yönetilirse, iyileştirilme iddiasıyla reform yapılan yargının kararlarına hükûmet ve ondan güç alan yargının alt organları uymaktan kaçınırsa, Türkiye’deki demokratik gerilemenin önüne -ne yazık ki- geçilemez.

Sekiz değil, seksen paket de açıklansa, yargının itibarının kalmadığı yerde, hiçbir paket reform getirmeyecektir.

Yazarın Diğer Yazıları