Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sabahattin ÖNKİBAR

Sabahattin ÖNKİBAR

Gül’ün süresi ve Demirel’in uzatmalı çavuş isyanı!

Bu sütunu izleyenler bilir.  Abdullah Gül Bey burada sık eleştirilir!
Ama bu durum gerektiğinde onu makamı adına sahiplenmemize engel değildir.
İşte bugün onu yapacağız
Beğenin beğenmeyin Sayın Gül bu ülkenin seçilmiş meşru Cumhurbaşkanı yani Anayasadaki ifadesi ile devletimizin başıdır.
Dolayısı ile ona saygı, devletimize saygının gereğidir!
Saygı dediğiniz şey lafla yani söylemle olmaz eylemle olur!
Düşünün, bu ülkenin Cumhurbaşkanısınız ama görevde ne kadar kalacağınızı bilmiyorsunuz!
7 yıllığına seçiliyorsunuz, lakin araya giren referandumla görev süreniz tartışmaya açılıyor!
Bizzat Başbakan televizyonda önce açıktan süre 5 yıl diyor, bilahare topu Yüksek Seçim Kurulu’na atıyor!
YSK da ya susuyor ya da konuyu TBMM’ye havale ediyor!
Başbakan’dan “Bunları sen mi susturacaksın yoksa ben mi susturayım” fırçasını yiyen TBMM Başkanı Şahin ise durumu idare ediyor!
Sadece o da değil!
Hükümetin ve hatta AKP’nin Tayyip Bey’den sonraki en güçlü adamı Bülent Arınç bile iki gün arayla sözlerini tevil etme gereğini duyuyor!
Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi referandumu 3 yıl önce kabul edildi ama yasası özellikle
geciktiriliyor!
Peki bütün bunlar niçin mi?
Tayyip Bey’in Cumhurbaşkanlığı ve Başkanlık hesapları için!
Evet, Türkiye gibi bin yıllık devlet geleneği olan koca ülkede mevcut Cumhurbaşkanının ne kadar görevde kalacağını Tayyip Erdoğan’dan başka bilen yok ve herkes onun gözünün içine bakıyor!
Erdoğan’ın hesabı ise farklı!
Genel seçim yapacak ve tabloya
bakacak!
Şartlar kendi cumhurbaşkanlığı adaylığına uygun ise Abdullah Gül’ün süresi 5 yıl diye hüküm verecek!
Yok sandıkta bir kazaya uğrar ve oyu gerilerse, “Ne münasebet canım, Abdullah Bey kardeşim 7 yıllığına seçildi” buyuracak ve Gül’ü güvence diye Çankaya Köşkü’nde tutmaya devam edecek!
Hadise hiç kimsenin itiraz edemeyeceği şekilde aynen budur!
Siz şimdi kendinizi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yerine koyun ve
düşünün!
Kimse kusura bakmasın bu tutum açıkça rencide edicidir ki bu ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanına takınılan bu tavrı asla onaylamayız!
Hiç unutmuyorum Demirel’in Cumhurbaşkanlığının son günlerinde Mesut Yılmaz’ın “Sayın Demirel’in görev süresini bir süreliğine uzatalım” teklifini Cumhurbaşkanına götürdüğümde Süleyman Bey’den hiddetle şu karşılığı almıştım:
 “Ben uzatmalı çavuş muyum ki görev süremi uzatacaklar. Ben özel bir şeyi asla kabul etmem. İstiyorlarsa Anayasa değişikliğinde 5 artı 5’i kabul ederler, istemiyorlarsa yollarına devam etsinler.”
Sayın Demirel o günkü o tutumunda ne kadar haklı idi ise Sayın Gül’ün bugünkü muğlaklıktan şikayeti de o denli haklılık arz ediyor!
Devletin tepesine oturttuğunuz
kişiyi süre dilenen bir konuma
sokamazsınız!
Yapılan ayıp ötesidir!


 

TARTIŞMALI... 
Numan Kurtulmuş’un oluşumu tutar mı?

Numan Kurtulmuş’un SP’den ayrılma kararını vermesi, iç siyasi dengeler açısından önemli bir gelişmedir. Numan Bey yeni bir oluşuma start vereceğini açıkladı ancak seçime 8-9 ay kala bunun olabilirliği tartışmalıdır. Kişisel kalitelerini takdir ettiğimiz Kurtulmuş, takvim açısından bile zor olan bu işi başarıp yeni bir söylem tutturabilir ve partiyi Milli Görüş ekseninin dışına taşıyabilirse, gerçekten de AKP’yi zaafa uğratabilir yani ondan ciddi anlamda oy koparabilir, ancak Ankara’daki yaygın spekülasyon, Numan Kurtulmuş ve arkadaşlarının bir süre sonra AKP’ye katılabileceği iddiasıdır ki bu iddia çok sürmez netleşecektir... Numan Bey yeni oluşumda gerçekten samimi ve iddialı ise, AKP’den ayrıldığı noktaları net olarak ortaya koymalı ve Erdoğan’a karşı hücuma geçmelidir!


 

TAM SİPER...
BBP’liler Öcalan’la müzakereye niçin susuyor?
Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nu pek çok BBP’liden
daha iyi tanıyorum ki tanışmamız 1978’e kadar
uzanır! Dolayısı ile onun bu ülkenin bölünmez bütünlüğüne olan imanının yakın tanıklarından biriyim!
Buradan hareketle söyleyeceğim; Sevgili Muhsin
Başkan bugün yaşasaydı, emin olun kıyametleri koparır halde olurdu!
Niçin mi?
AKP Abdullah Öcalan’la görüşüp müzakere masasına oturduğu için!
Ama AKP görüşmüyor devlet görüşüyor gibi gizleme ve örtme amaçlı olarak edilen laflara aldırış etmeyin, zira devletin direksiyonunda AKP ve onun Genel Başkanı var! Ne yani MİT, Öcalan’la PKK ve Kürt meselesini görüşecek de bundan hükümetin ve Tayyip Erdoğan’ın haberi ve onayı olmayacak öyle mi?... Komik olmayın!..
Başa dönüp devam edelim...
Peki Muhsin Yazıcıoğlu kıyameti koparacaktı da onun yolunda olduğunu söyleyenler ya da onun siyasi mirasına konanlar niçin susuyor?
Neden BBP bu rezilliğe feveran etmiyor?
Niçin mini Sevr görüşmesi demek olan bu fecaata isyan etmiyor? Dikkatle izliyorum, BBP bu süreçte siperde!
Sakın biz açıklama yaptık ve kınadık demesinler, eğer yaptılarsa böyle bir açıklamayı ben duymadıysam hiç kimse duymadı yani yapılan yasak savma kabilindedir ki o da oldu mu, emin olun bilmiyorum!
Öyle ya Muhsin Bey’in mirasçıları böylesine hayati bir konuda tavır takınacaksa, Genel Başkan Yalçın Topçu ortaya çıkmalı ve yeri-göğü inletmeli. Mesela Mudanya’ya gidip miting yapmalı ya da Ankara’da ortalığı sallamalı!
Olması gereken bu ama yapılan hiçbir şey yok!
Soruyorum niçin?
Suskunluğun iki nedeni olabilir:
1) Referandumdaki yoldaşları AKP listesinden 5-6, bilemediniz 8-10 milletvekili ile Meclis’e girebilmek uğruna, Erdoğan’ı üzmemek için davayı bir kenara itmek!
2) Küresel güçlerin Türkiye’deki acentelerinin güdümüne girmek!

Yazarın Diğer Yazıları