Halk arasında “zengin hastalığı” ya da “padişah hastalığı” olarak bilinen gut, yanlış beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzı faktörleriyle daha da ağırlaşabiliyor.

Son bilimsel araştırmalar ve ROS:1⁊ ve uluslararası uzmanların görüşleri, gut hastalarının atakları önlemek için nelere dikkat etmesi gerektiğini ortaya koydu.

Uzmanlar, doğru beslenme ve sıvı alımının hastalığın kontrolünde kritik bir rol oynadığını vurguladı.

GUT ATAĞINA KARŞI BESLENME ALARMI!

Gut, vücudun protein metabolizması sırasında oluşan ürik asidin eklemlerde kristalleşmesiyle ortaya çıktı. Özellikle ayak başparmağını etkileyen bu rahatsızlık, ani ve şiddetli ağrılarla kendini gösterdi.

Almanya’daki Münih Üniversitesi’nden romatoloji uzmanı Prof. Dr. Gerd-Rüdiger Burmester, “Gut, sadece beslenmeyle değil, genetik faktörler ve metabolik sorunlarla da ilişkilidir. Ancak pürin açısından zengin gıdaların aşırı tüketimi, ürik asit seviyelerini artırarak atakları tetikleyebilir” dedi.

BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR NE DİYOR?

Son yıllarda yapılan çalışmalar, gut hastalığının yönetiminde beslenmenin önemini net bir şekilde ortaya koydu.

Harvard Tıp Fakültesi’nden romatoloji uzmanı Prof. Dr. John H. Stone, “Purin içeriği yüksek gıdalar, özellikle kırmızı et, sakatat, kabuklu deniz ürünleri ve bira, ürik asit seviyelerini artırarak gut ataklarını tetikleyebilir” uyarısında bulundu.

Avrupa Beslenme Dergisi’nde yayımlanan bir çalışma, fruktoz içeren gazlı içeceklerin gut riskini artırdığını gösterdi.

Araştırmaya göre, fazla fruktoz tüketen bireylerde gut gelişme riski %85 daha yüksek.

Birmingham Üniversitesi’nden beslenme uzmanı Dr. Sarah Schenker, gut hastalarına düşük pürinli bir diyet önerdi:

“Taze meyveler, sebzeler ve tam tahıllar gibi düşük pürinli gıdalar, gut dostu bir beslenme planının temelini oluşturmalı. Özellikle kiraz, ürik asit seviyelerini düşürmede etkili.”

Schenker, bol su tüketiminin de ürik asidin böbreklerden atılımını kolaylaştırdığını ekledi.

KRİTİK UYARILAR: NELERE DİKKAT EDİLMELİ?

Gut hastalarının atakları önlemek için yaşam tarzı değişikliklerine odaklanması gerekiyor.

Uzmanlar, “Bol su tüketimi, ürik asit kristallerinin oluşumunu engeller. Günde 8-10 bardak su içmek hayati önem taşıyor” dedi.

Ayrıca, alkol tüketiminin, özellikle biranın, ürik asit üretimini artırdığı ve dehidrasyona neden olarak böbreklerin ürik asit atılımını zorlaştırdığı belirtildi.

Tedavi edilmeyen gut, kronikleşerek eklemlerde kalıcı hasar, hareket kısıtlılığı ve hatta böbrek taşlarına yol açabiliyor. Kronik gut, tofüs adı verilen ürik asit birikimlerine neden olabilir; bu birikintiler cilt altında sert kitleler oluşturarak ciddi deformasyonlara sebebiyet verebilir.

TEDAVİ VE ÖNLEME STRATEJİLERİ

Gut tedavisinde akut ataklar sırasında iltihap giderici ilaçlar (örneğin kolşisin) kullanılırken, ataklar arasında ürik asit düşürücü ilaçlar önerildi.

Prof. Dr. Burmester, “Atak sırasında ürik asit düşürücü ilaçların başlatılması uygun değil. Tedavi, hastanın durumuna göre kişiselleştirilmeli” uyarısında bulunuyor.Uzmanlar, gut hastalarının diyetisyen kontrolünde bir beslenme planı oluşturmasını ve obezite gibi risk faktörlerini yönetmesini önerdi.

Kilo vermek, ürik asit üretimini azaltarak atak sıklığını düşürebilir; ancak hızlı kilo kaybı ürik asidi artırabileceğinden dikkatli olunmalı.