Fatih ERGİN / YENİÇAĞ
Türkiye, Suriye'nin kuzeyindeki terör koridorunu hedef alan Barış Pınarı Harekatı'nı başlattıktan 9 gün sonra, Ankara'ya gelen ABD heyeti anlaşmaya vardı.
Mutabakat, Barış Pınarı Harekatı'nın durdurulmasını ve YPG terör örgütünün "Güvenli Bölge" olarak tabir edilen alanın dışına çekilmesini öngörürken, anlaşma metnindeki iki madde soru işaretleri ile dolu.
İŞTE O İKİ MADDE
Anlaşma metnin 6. maddesinde, “Türkiye ve ABD, terörle mücadele harekâtlarının yalnızca terör unsurları ile bu unsurlara ait barınak, sığınak, mevzi, silah, araç ve gereci hedef alması gerektiği üzerine mutabık kalır.” deniliyor.
Buradaki, "terörle mücadele harekâtlarının yalnızca terör unsurları..." ifadesi, iktidar çevrelerinden yapılan "hedeflere ulaştık" söylemi ile çelişiyor. Çünkü ABD, YPG'yi bir terör örgütü olarak görmüyor. Bu durum da, söz konusu maddeyi izaha muhtaç hale getiriyor.
GÜVENLİ BÖLGENİN ALANI DARALIYOR MU?
Mutabakatın 7. maddesinde ise, “Türk tarafı Türk kuvvetleri tarafından kontrol edilen güvenli bölgedeki tüm meskûn mahal (güvenli bölge)…” Buradaki ‘Türk kuvvetleri tarafından kontrol edilen…” ifadesinin ise nereyi kastettiği belli değil. Eğer bu madde ile, TSK'nın Suriye'nin kuzeyindeki şu an bulunduğu pozisyon tarif ediliyorsa, bu güvenli bölge alanının daraltıldığı anlamına geliyor.
Türkiye'nin belirttiği Güvenli Bölge, 30-35 km derinlikte, Fırat'ın doğusundan Irak sınırına kadar olan bir alanı kapsamına rağmen, anlaşma metninde böyle bir alandan bahsedilmiyor.
