Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sabahattin ÖNKİBAR

Sabahattin ÖNKİBAR

Hanefi Avcı'ya operasyonda gerçek amaç

Hanefi Avcı ile Devrimci Karargah Örgütü’nü yan yana getirmek veya özdeşleştirmek, bugünkü Türkiye’yi ve devletteki yapılanmaları gözler önüne seren en somut örnektir!
Bir polis müdürü!
Üstelik namazında abdestinde, yani muhafazakar!
28 Şubat sürecinde bu özelliğinin bedelini hapisle ödemiş!
Dahası, Emniyet’teki kariyeri sol örgütler üzerine yani yıllarca sol örgütleri ve hücrelerini izlemiş ve onlara öldürücü darbeleri indirecek bilgilere nüfuz etmiş!
Şimdi böyle birinin 55 yaşından sonra ve sol ideolojinin iflas ettiği bir süreçte Devrimci Karargah Örgütü ile işbirliğine gittiği söyleniyor!
Bu, kamuflajı asla mümkün olmayan bir intikam operasyonu mudur?
Bu açık operasyonla sadece Hanefi Avcı’ya değil, bütün bürokrasi ve hatta Türkiye’ye mesaj veriliyor ve bize dokunanı yakarız mı deniliyor!
Hüküm verecek durumda değiliz; dava açılırsa hükmü yargı verecek. 
Büyük vahamet, böyle bir olayda hükümet ile Başbakan’ın aldığı tutumdur!
Türkiye’de uçan kuşlara bile güzergah tayin etmeye kendini muktedir gören ve o yönde tezahürler sergileyen bir Başbakan’ın böyle bir hadisede suskun kalması ancak yapılanları onaylaması şeklinde izah edilebilir.
Evet sürdürülen “Sindirme ve Korkutma” operasyonlarına bu olayda da görüldüğü gibi AKP zirveleri onay veriyor.
Hanefi Avcı malum çevrelere o tavrı takınmasaydı, bütün bunlar olacak mıydı?
 Deniliyor ki Hanefi Avcı, başına bunların geleceğini gördüğü için o kitabı korunma adına yazdı!
 Yine deniliyor ki, kırılma noktası Avcı’nın Milliyet’den Nedim Şener’e verdiği ve o gazetenin manşet yaptığı Emin Arslan’a kefil olma hadisesidir. Avcı’nın kalemi o gün kırıldı; zira Hanefi Bey onlara göre pişirilen aşa su katmış yani Emniyet’de düşünülen topyekün tasfiyeye set olmuştu! Hanefi Bey şayet bana ne deyip, o hadisede tutum almasaydı, bunların hiç biri başına gelmeyecekti.
 Bu olayda üstünde durulması gereken en önemli husus yukarıda işaret ettiğimiz gibi hükümetin umursamazlığıdır!
 Malum davada savcı olduğunu söyleyebilen bir Başbakan, kendi atadığı Emniyet Müdürünün belgelerle yaptığı dehşet ifşaatı araştırma gereğini bile duymuyorsa, orada bir olağandışılık var demektir!
 Artık itiraf etme zamanıdır, Türkiye’de rejim değişme sürecinde değil alenen değişti artık!
 Hanefi Avcı’nın dün gözaltına alınması ve Bekir Coşkun’un kovulması, bu değişimin son yansımalarıdır!
Anlamadığım bir şey ise, muhalefetin bu gelişmelere niçin kıyameti koparmadığıdır!
NOT: Dünkü yazımda Türk Ocağı’ndan Cezmi Bayram’la alakalı sorular sordum ve cevap bekledim ama gelmedi... Hayır susarak geçiştiremezsiniz, Sayın Gürgür cevap bekliyorum.


 

KİŞİLİK...
Sadettin Tantan ve diğer isimler!

1) Son bir hafta içinde merkez sağda lider arayışı bağlamında Ankara’da iki İstanbul’da bir toplantı yapıldı ve DP’ye ya da merkez sağa kimin lider olması gerektiği sorgulandı.
 2) Üç ünlü işadamının da hazır bulunduğu İstanbul’daki toplantıda bir medya baronunun mutemedi de oradaydı.
3) Ortak görüş, Cindoruk’un çekilmesi ve DP’nin yeniden yapılanması.
4) Lider adayları olarak bazı isimler ne getirir ne götürür bağlamında tek tek masaya yatırıldı.
5) İsmi gündeme gelen isimler şunlar: Mehmet Haberal, İlhan Kesici, Tansu Çiller, Rifat Hisarcıklıoğlu, Sinan Aygün, Tanıl Küçük, Atalay Şahinoğlu, Ufuk Söylemez, Ahmet Özal ve Sadettin Tantan!
6) Dinlediğime göre Sadettin Tantan dürüst kişiliği ile epey tartışılmış!


 

İHTİMALLER...
Biz istifa edecek, Hürriyet etmeyecek demişti ama...

Tevazu yapmayacağım, siyaset ve kulis bizim işimiz. Türkiye pek çok şeyi ilk kez bu sütundan öğreniyor. Mesela İlhan Kesici’nin CHP’den ayrılacağı bu köşede iki hafta önce yani 16 Eylül tarihinde yazıldı ama ne ilginçtir ki bu yazımız Hürriyet gibi medyada amiral gemisi olarak tescil gören bir gazete tarafından ertesi gün yalanlandı ve  “Kesici CHP’den istifa etmeyecek”  diye haber yapıldı. Biz ısrar ettik ve İlhan Kesici’nin bana bir değil 5 kere istifa edeceğini söylediğini yazdım... Bugün sonuç ortada... İlhan Kesici dün CHP’den istifa etti. Buradan hareketle yönetmenlerin bizim yazdıklarımıza daha dikkatli yaklaşmalarını öneriyoruz aksi takdirde mahçup olmaya devam ederler!.. Peki Kesici bundan sonra ne mi yapacak? Bir süre etrafı dinleyecek, istişareler yapacak ve DP’deki gelişmeleri izleyecek, akabinde de harekete geçecek. İlhan Bey’in DP’nin başına geçmesi ne kadar ihtimal ise yeni merkez bir oluşumun başına geçmesi de o kadar ihtimal! Bu aralar merkezde ve sağında hareketlenmeler olacak!

 

FATURA...
AKP Merkez yöneticisine TRT’den trilyonlar!
TRT Müdürü İbrahim Şahin’e soruyorum, cevap gönderirse bunları aynen sütunumda yayınlayacağım, yok şayet cevap vermezse suskunluğunu kabullenme olarak yorumlayacağım.
1) TRT ’nin kurum dışında yaptırdığı belgesellerin toplam maliyeti ne kadardır?
2) Bir kameramanla yapılması mümkün olan yabancı şehir tanıtımları ya da belgesellerin TRT’ye faturası ne kadardır?
3) TRT sadece uçak ve otel ücreti bedeli ile yapabileceği bu çekimlerin her birine onlarca milyar ödeyerek kurum dışı firmalara neden yaptırıyor?
4) Bu firmalar hangileridir?
5) Bu firmaların içinde AKP’nin MKYK üyesi olan Ayşe Böhürler’e ait olanı var mıdır?
6) AKP yöneticisi Ayşe Hanımın şehir belgeselleri yaparak TRT’den kısa bir zaman diliminde trilyonları aşan bir ücret aldığı doğru mudur?

Yazarın Diğer Yazıları