"Her şeyi bilen adam"

Aslında bu başlığı "Her şeyi çözen adam" diye de atabilirdim. 70'ini devirince, kişileri daha doğrusu politikacıları mukayesede epey malzeme buluyorsunuz.

Örneklemeye merhum Turgut Özal'dan başlayacağım. Dünyanın gelmiş geçmiş en önemli beyin cerrahı Prof. Dr. Gazi Yaşargil ile Özal'ın bir sohbetine tesadüfen tanık oldum. Özal aynen şunları söyledi; "Sevgili Hocam, beyin cerrahisinde yeni bir gelişmeyi öğrendim. Artık bu tip müdahalelerde burundan giriliyor." Yaşargil hafifçe tebessüm ettikten sonra cevap verdi; "Bunu ilk uygulayan benim. Yaklaşık üç yıl önce başladım." Turgut Bey bu defa sustu. Hafifçe kızardığı belli olmuştu.

Ve günümüzde

Özal'dan sonra böylesi uzmanlara(!) tanık oluyoruz.

Kim mi?

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan. Aklınıza gelen her alanda bilgi sahibi. Gerçek mesleğinin "ekonomistlik" olduğunu söylemeye başladı. Yüksek Ticaret Okulu mezunu ya, bunu benimsemiş olması için bir yerde haklı diyebiliriz.

Sadece bununla yetinmemesi ise enteresan. Dün 18 kulüp başkanını Külliye'de kabulü "ben bilirim"in farklı versiyonu.Yerinde olsam, bu kadar ötelemez ve TFF başkanlığını da uhdeme alırdım. Kendisine sormak istediğim başka detaylar da var. Cumhurbaşkanı, müdahalede niye bu kadar geç kaldı. İki yılda toplam 30 futbolcu alan ve taraftarı olduğu kulübün başkanına neden müdahale etmedi?

Takım sayısı fazla

Yeri geldi bir kere daha sayayım; Erdoğan'ın gönlü çok geniş:

* Fenerbahçe

* Kasımpaşa

* Rizespor

* Başakşehir

* Erokspor

* İETT

* Camialtı

Tamamına maddi kaynak aktarılması talimatları verdiği bilinmekte. Demek ki ortadaki "gaydırı-gubbaklar"ın fazlalığı dikkat çekmekte.

Bu da benden

Futbol dedik ya, ben de hariçten gazel okumak istiyorum; "Formasını giydiğim Haliç Kulübü, grubundan çıktı. Yeni sezonda İstanbul Süper Amatör'de mücadele edecek." Yani, sponsor birilerini bulursa bir sonraki aşama Profesyonel Lig. Ondan sonra gitsin gidebileceği yere kadar.

Beni dinlemeyeceklerini biliyorum ama Haliç öncelikle Saray'ın katkısına muhtaç. Fazla yabancı da değil. Kasımpaşa'nın tam karşısında...

Limitsiz Futbol

CNNTURK'te Mehmet Arslan Şov'u izlemeyi de unutmadım. İki "kırmızı balık" -Damla Uğurtürk ve Bülent Yıldırım- dışında sadece Cem Yılmaz'ın bazı tespitlerini beğendim. Arslan program öncesi hazırladığı kurguyu aynen uyguladı. Ali Koç'a biraz vurdu. Zaman zaman da övdü.

Trabzon kutlanmalı

Bir Allah'ın kulu çıkıp da, Koç'un Trabzon'a saldırmaya hakkı var mıydı? diyemedi. Biraz düşündüm de, Trabzon takımına yüklenmek yerine "kutlanmak" gerekiyor. Ağaoğlu, olmayan bütçe ve bunca sakatlığa rağmen hâlâ şampiyonluk kovalamakta. Bordo-Mavililer Süper Ligi lider bitirirse kolbastıyı ilk önce ben oynayacağım. Bu sözüm Sivaspor adına da geçerli. Nasılsa Beşiktaş'tan bicacık olmaz.

Tuhaf biri

Kokartı sökülmüş hakem eskisi Bülent Yıldırım'a gönderme yapmak istiyorum. TFF yönetimi onun kurullarından olan MHK'ya bu kadar yağ çekmesinin nedeni belli.

Değinmek istediğim son konu Limitsiz Futbol'un yayın saati. Tam 00.00'da başladı. 01.21'de bitti. El insaf. Ertesi gün mesai var.

Konu dışı

Öte yandan bir başkasının anketini şaşkınlıkla dinledim. Süper Lig'de maç başına 13 bin 100 seyirci düşmekte. Birinci Lig'de 2 bin 800. Demek ki göçüşün nedenlerinin başında bu ortalama gelmekte. Arada 3-4 defa adı geçen Tayfun Bayındır niye yoktu? Malum Ali Koç'un sinirlendikleri listesinde iki numara.

Tek geçerim

Arada hiç bip atılmayan kişi Gençlik ve Spor Bakanı idi. Mehmet Muharrem Kasapoğlu'nun herkesten övgü toplamasının sebebi başarıları. Nerede etkinlik varsa Kasapoğlu orada. Sporun itfaiyecisi gibi. Peki bu kargaşa neden? Cumhurbaşkanına gidişin kaymağının bile Saffet Sancaklı'ya yedirilmesi son örnek. Hep söylerim. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile sözcüsü İbrahim Kalın dışındaki tüm danışmanlarını azad etmeli. Böylece epey de tasarruf edilir...

Moskova'daki hezimet

Büyük ümitlerle ve hayal kurmalarla gittiğimiz Putin'in başkentinde sonuç yenilgi oldu. Libya'nın sekizde yedisini kontrol eden Hafter'in mutabakatı imzalamayacağı baştan belliydi. Meşru denilen hükümet iki şehre sıkışmış durumda. Tüm güney ve daha aşağıları illegal denilenlerin kontrolünde. Bu defa Berlin'deki toplantıya daha da güçlü gidecekler.

GÜNÜN SÖZÜ

Yanıldığını kabul etmeyenler. En çok yanılanlardır. La Rochefoucauld

 

Yazarın Diğer Yazıları