Her taraf ranta açılınca Türkiye böyle oldu. Acilen ağaç dikmemiz gerekiyor

Her taraf ranta açılınca Türkiye böyle oldu. Acilen ağaç dikmemiz gerekiyor
Türkiye’de son aylardaki yağışların azlığı ve barajlarda su doluluk oranların düşmesi kuraklık tehdidine karşı kaygıları artırdı. Buna karşın yağış verimini artırdığı bilinen ormanların talanına ilişkin haberlerin ardı arkası kesilmiyor.

Türkiye’de son aylardaki yağışların azlığı ve barajlarda su doluluk oranların düşmesi, geçtiğimiz yıllarda yaşanılan kuraklık riskini yeniden ülke gündemine taşıdı. Yağışların önümüzdeki aylarda da mevsim normallerinin dışında seyretmesi ihtimali de kaygı artırıyor. Uzmanlar, önümüzdeki bir kaç aydaki yağışların çok önemli olacağını söylüyor. Hal böyleyken yağış verimini artırdığı bilinen ormanların varlığı ve korunması daha kritik bir hal alıyor. 

AKP’nin iktidara gelmesinden bu yana geçen 20 yılı çevre sorunları ve çevre katliamları açısından değerlendirdiğimizde Türkiye doğası açısından kapkara bir tablo ile karşı karşıya kalıyoruz. Doğanın akıl almaz bir şekilde yağma ve talana açıldığı, iktidarın yarattığı ekonomik çıkmazdan kurtuluş yolu olarak doğanın her değerinin satılıp parça parça edildiği ve bu sayede belli kişilerin zengin edildiği bu çark içinde bulunduğumuz krizi beraberinde getirdi. 

İktidarın ağaç katliamını aşağıdaki uydu görüntüsü ile özetlemek de mümkün.

 

20 yılda gerçekleştirilen ağaç katliamlarının tümünü kelimelere dökmek sayfalar alır. O sebeple bu katliamlardan ancak kamuoyu gündeminde geniz yer tutabilenleri derledik. 

ORMANLARI TALANA AÇAN KARAR

Resmi Gazete’de yeni yayımlanan kararla Muğla’da Bodrum''un Göltürkbükü mahallesinde bazı alanlar orman sınırları dışına çıkarıldı.

40 YIL ARADAN SONRA DOĞA TALANINA DEVAM 

1970’li yıllarda yapılaşmaya açılan ancak bir bölümü korunan Mersin Silifke’deki Tisan Koyu, 40 yıl sonra benzer bir yapılaşma tehdidi altında. Koyda bin adet villa yapacağını daha önceden ilan eden şirket kooperatif ortaklığı inşaat çalışmalarına başladı. 

HAVALİMANI İÇİN 70 GÖL KURUTULDU

İstanbul’un orman ekosistemleri son 50 yılda yaklaşık onbinlerce hehtar gerilerken, bu alansal kaybın yaklaşık üçte biri Kuzey Marmara Otoyolu ve havaalanı inşaatı ile gerçekleşti. İstanbul Havaalanının inşası sırasında su birikintisi denilerek 70 kadar göl kurutuldu.

ALTIN MADENLERİ: ANADOLU’DA ONLARCA SİYANÜR HAVUZU OLUŞTU

Bergama kapısından köylülerin yıllardır direnişini bastırarak giren altın madencileri ülkenin dört bir yanına yayıldı. Kaz Dağları delik teşik edildi. Erzincan’dan, Balıkesir’e, Niğde’den, Fatsa’ya ülkenin onlarca yerinde siyanürlü atık barajı ve cehennem çukurları var. 

Öte yandan Danıştay 6’ncı Dairesi, Kütahya’da 10 mahalleyi kapsayan alanda yapılmak istenen altın madeni ocağı için açılan dava sonrası yeniden bilirkişi incelemesinin yapılmasını istedi. Doğayı ve yaşam alanlarını korumak isteyen vatandaşlar direnişin süreceğini söyledi.

KAZ DAĞI’NDA 400 BİN AĞAÇ KATLEDİLDİ

Kanadalı Alamos Gold şirketi Çanakkale’nin içme suyu havzası sınırında, Kirazlı köyü Balaban mevkiinde işletmek istediği altın madeni ön hazırlık çalışması için yaklaşık 400 bin ağacı katletti.   

ORMANLARIMIZ PARÇALANDI, YOK EDİLDİ

Orman varlığımız kağıt üzerinde artıyor gösterilmesine rağmen gerçekte azaldı. 739 bin hektar büyüklüğündeki orman alanları ormancılık dışı amaçlarla kullanılmak üzere madencilik, enerji, turizm vb. etkinliklere tahsis edildi. Büyük orman alanları, hızla parçalanarak küçük alanlara dönüştürüldü.

CENNET KOY''A TALAN RUHSATI

Bodrum’a bağlı Gölköy Mahallesi''ndeki Cennet Koy''da koruma altında olan 678 bin metrekarelik arazi, yapımı planlananı turistik tesis ve rezidans için ruhsat verilerek talana açıldı.

SOMA YIRCA’DA KESİLEN 6 BİN 600 ZEYTİN

301 maden işçisinin hayatını kaybettiği Soma’ya birkaç kilometre uzaklıktaki Yırca köyünün tek zeytinlik alanına ikinci bir termik santral yapılmasına köylüler karşı çıktı. Ancak mahkeme köylüleri haklı bulurken, kararı öğrenen şirket gece yarısı nöbet tutan köylüleri döverek 6 bin 600 zeytin ağacını kesti.

İKİZDERE TAŞ OCAĞI

Rize''nin İkizdere ilçesi İşkencedere Vadisinde, İkizdere’de açılan taşocağı faaliyetleri 3’ünün 2’si mahkeme kararıyla iptal edilmesine ve köylülerin direnişine rağmen, sürüyor. Taşocağı geri dönüşü olmayan bir hasara neden oluyor.

CERATTEPE YAYLASINDA TALAN

Artvin Cerattepe Kafkasör Yaylası’nda işletilmek istenen altın madenine karşı 30 yıl direnen halkın direnişi çok sert müdahaleler ile kırıldı. İş makineleri Cerattepe’ye polis-jandarma korumasında çıktılar ve talan bum şekilde başladı.

SULARIN HAPİSHANELERİ HES’LER

686 lisanslı HES projesinin bulunduğu ülkemizde neredeyse her derenin önüne bir, bazen birkaç tane HES inşa edildi. Sular betonlara hapsedilirken, o derelerin, ırmakların aktığı vadilerde yaşayan milyonlarca canlı ve bir kültür yok edildi.

BİR BAŞKA FELAKET: JES’LER

Aydın başta olmak üzere ülkenin tarım ambarı olan ovalar elektrik enerjisi üretimi için kurulan jeotermal enerji santralleri tarafından adeta istila edildi. Alım garantisi ve teşviklerle yandaş şirketlere önemli bir sermaye aktarımının yaşandığı JES’ler yöre halkları için ise tarımın, toprağın, havanın kirliliği, ana geçim kaynağı olan incir, zeytin ve diğer tarım ürünlerinin bitmesi anlamına geliyor.

TARİHTEN ALINAMAYAN DERS: NÜKLEER SANTRAL 

Çernobil ve Fukushima kazalarının ardından tüm dünyanın nasıl bir tehlike olduğunu fark ederek vazgeçtiği nükleer enerjide AKP hükümeti yine kendinden bekleneni yaptı. Mersin’de nükleer santral inşaatı devam ederken, Sinop NGS projesi ise mali sorunlar çözülemediği için durmuş durumda. Son olarak Eylül 2022''de yapılan açıklamada santral projesi konusunda Rusya ile görüşüldüğü duyuruldu.

GÖLLER VE SULAK ALANLAR KURUTULDU

Türkiye’nin neredeyse tüm göl alanları kirlilik nedeniyle doğal dokusunu kaybetti. Doğal göller ve sulak alanlarda su miktarıyla beraber su kalitesi de azalırken, biyolojik çeşitlilik tehdit altına girdi. B. Menderes Nehri, Sakarya Nehri ve onlarca nehrimiz kuruma noktasına geldi. Kuraklığa, yanlış su kullanımı ve politikaları da eklenince nehirler birer ikişer kuruyor, akabilen nehirler ise kirlilikle boğuşuyor.

ORMANLARIN YAĞIŞLARA ETKİSİ

Ormanlar yağmur yağmasına neden olamazlar. Ancak bulut ve yağış fiziği derslerimizde anlattığımız yağışın oluşum teorilerinde ormanlar, hiçbir şekilde yer almaz. Ama ormanlar yağışın verimini artırırlar. Diğer bir deyişle, aynı şartlara sahip iki noktanın ağaçlı olanında daha fazla yağış alınır. Bunun nedeni, ormanlık alanda hava daha nemlidir. Ağaçlar buharlaşma ve terleme ile havaya daha fazla nem kazandırır. Nemli bir havada örneğin yere düşen yağmur damlaları (kuru havaya göre) daha az buharlaşmaya uğrar. Bu nedenle, ormanlık bölgede daha fazla ve daha büyük damla küçülüp buharlaşmadan yere ulaşabilir. Dolayısıyla ormanlar yağışın verimini artırmış olur.

YAĞIŞ AZ VE DÜZENSİZ  

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün üç aylık kuraklık haritasına göre Eylül, Ekim ve Kasım 2022’de Türkiye’nin farklı yerlerinde kuraklık yaşandı.

Marmara Bölgesi''nin bütününde; Ege Bölgesi’nin bazı kıyı ilçeleri hariç kalan kesimlerinde; Akdeniz Bölgesi’nin küçük bir bölümünde, İç Anadolu Bölgesi’nin ortası ile batısında; Karadeniz Bölgesi’nin batı, orta ve doğudaki bazı parçalarında; Doğu Anadolu Bölgesi’nin ortası ile kuzey kesimlerinde; Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin ise bazı bölümlerinde farklı şiddetlerde kuraklık etkili oldu.

Bu sayılan yerlerden Marmara, Trakya ve İç Anadolu bölgelerinin bazı yerlerindeki kuraklık olağanüstü kuraklık, çok şiddetli kuraklık ve şiddetli kuraklık düzeyinde yaşandı.

Yeni bir kuraklık haritası bulunmamakla birlikte son dönemdeki yağış ve sıcaklıklar kuraklığın artıyor olabileceği kaygısına neden oluyor.

İlgili Haberler