Hilmi Ok resitali!
Bundan yaklaşık 20 gün önce Antalya'da sayın MHK Başkanı sayın Hilmi Ok'un Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin yaptığı toplantılara gelerek futbol kuralları hakkında spor medyasına tatbiki konferanslar vermesini gerçekten unutamıyorum..Ok'un spor yazarlarına bu kuralları bilmeden yazarak, yanlışlar yaptıklarını üstüne basa basa anlatması gerçekten çok güzeldi..
Ancak Hilmi Ok'un proföser edasıyla yaptığı açıklamaları, kuralları anlatırken sahnede yaptığı tatbiki haraketleri hatırladıkça şimdi içimden gülmek geliyor. Çünkü bu hafta izlediğim iki maçtan sonra hemen "Terzi kendi söküğünü dikemez"diye bir söz aklıma geliyor. Özellikle son haftada oynanan Galatasaray-Bursa maçındaki olaylar ile Kasımpaşa-Beşiktaş maçında siyah beyazlıların attğı 4.golü hatırlıyorum da, bu söz aklımdan hiç çıkmıyor..
Sayın Hilmi Ok'un Antalya'da bir gol posizyonu anlatırken tekrar tekrar yaptığı haraketleri, atılan golün sayılmayacağını çünkü ofsayt olduğunu hatırlayınca ve Beşiktaş'ın golünde Nobre'nin vuruşundan sonra kaleye giden topun ofsayt durumunda olan Holosko'ya çarpmasını ve hakem tarafından gol olarak değerlendirmesini görünce de aklım karışıyor. Düşüncelerim birbirine giriyor. Ve kendime kendime diyorum ki; herhalde sayın Hilmi Ok, Antalya'da defalarca anlattığı bu posizyonu ne yazık ki kendi adamlarına anlatmamış.Ya da adamları hiçbir şey anlamamış..
Daha sonra aklıma Galatasaray maçı geliyor. Antalya'daki toplantıda yanında aldığı prensler arasında bulunan hakem Bülent Yıldırım'ın verdiği kararlar ve sergilediği tutumu hatırlayınca yine kafam karışıyor. Gerçekten bunun bize mahsus bir komedi olduğunu düşünüyorum. O gece Ali Sami Yen'de Egemen'in Uğur'a atmak istediği yumruğu, yerdeki mücedeleleri yakından gelerek izleyen ve oyuna devam kararı veren Yıldırımı, hele son dakikada Bursaspor kalecisinin Barış'ı iki eliyle yumruklayarak ayaklarnın yerden kesişine Yıldırım'ın çok yakından izleyerek devam kararını hatırlayınca, inanamıyorum. Gerçekten bir an boşluğa düşüyorum. Kendi kendime soruyorum; Acaba Antalya'da Hilmi Ok'un sahnede anlattıkları bir komedi miydi? Yoksa o gösteriler bir animasyon muydu? Bilemiyorum..