Hocalı soykırımı ve TBMM

MİT önemli ve hassas bir kurumumuzdur. Ancak siyasi çekişmelere âlet edilmemesi de gerekir. Devletin birçok kurumunun asli görevinin MİT’e devredilmesi anlaşılabilir değildir. MİT yasasında gözden kaçırılan önemli bir değişiklik;terörist başı katilinin talebine uygun olarak görüşme ve pazarlıkların yasal hale getirilmesidir. Gerek Oslo’da, gerek diğer bazı yerlerde toplantıyı düzenleyici devlete verilen söz yerine getirilmektedir. 

***

Kıbrıs’ta Rum Başpiskopos, Başbakan, Cumhurbaşkanı, ve Dışişleri Bakanı’na karşı çirkin ifadeler kullanmış ve  “utanmadan hala iki devletten bahsediyorlar”  demiş. Başpiskopos haksız yere endişeye kapılmış. Güney Kıbrıs’tan boru hattıyla bize ucuz doğalgaz verirseniz; hem size ve İsrail’e boru hattı ucuza gelir; hem de istekleriniz yerine getirilebilir. KKTC buharlaşıp uçurulur, Maraş size verilebilir, Londra-Zürih antlaşmaları ve Türkiye’nin garantörlüğü yok sayılabilir, askeri güç Kıbrıs’tan çıkarılabilir. Zaten Türkiye’de de O’na kumpaslar kurduk. Tek birleşmiş Kıbrıs içinde bizimkiler yine adak kurbanı olur, toplu mezarlar doldurulur! Veya geçici olarak Federecik bir karton devlet kurdurulur ve Rum devletine geçilir. Kıbrıs’ta taviz vermiyoruz. Türkiye’nin çıkarlarını ve Kıbrıs Türkünün tarihi varlığını adeta reddediyoruz. Bunun karşılığında da aferin telefonları alıyor, parası önceden ödenmiş ama bize bir türlü teslim edilmemiş AWACS uçakları ABD tarafından hemen veriliyor. 

***

Dışişleri Bakanı’nın adeta Osmanlı’yı suçlayacak şekilde terör çetesi bazı  “Ermeni’lere uygulanan tehcir (zorunlu yer değiştirme) yanlış olmuştur”  şeklindeki ifadesini içime hiç sindiremiyorum. Ermenilerin ilk Başbakanı Kacaznuni bile tehcir doğruydu ve gerekliydi demişken bizim Bakanımız hiç gerekmemesine rağmen, Erivan’a gitmeye çok meraklıdır. Kürt açılımı ve Ermeni açılımı derken şimdi sırada Kıbrıs’ta Rum açılımı var.
Dış politikada bilhassa Orta Doğu’da çok zikzak çizdik ve çelişkiler ortaya koyduk. Taşeronluğa soyunduk. ABD bile bize  “savaş çığırtkanlığını bırakın, ileri gittiniz, Esat’sız çözüm olmaz”  deyiverdi. Bir ara yapmamız gereken arabuluculuğa soyunduk. ABD tekliflerini ikinci baskı olarak Suriye’ye ulaştırdık. Esat  “bunları bize ABD Büyükelçisi de söyledi”  demişti. Bizde siyasetçi pek istifayı düşünmez; öyle bir alışkanlık yoktur.
 Bazı Ermeniler Ermeni oldukları için değil; terör örgütü üyesi olarak Osmanlı’ya ihanet edip Ruslar ve diğer patronlarıyla işbirliği yapıp bizi arkamızdan vurdukları için öldürülmüşlerdir. Bu bir savaştır. 
Geçen hafta İstanbul Türkiye Azerbaycan Derneği’nin düzenlediği ve Anadolu Aydınlar Ocağının katkılarıyla Hocalı soykırımıyla ilgili bir fotoğraf sergisi açıldı ve geniş iştirakli bir toplantı yapıldı. Azerbaycan’ın İstanbul Başkonsolosu Büyükelçi Sayın Hasan Sultanoğlu Zeynalov ve Milletvekillerinin de katıldığı açıkoturumda Hocalı’daki soykırım ele alındı. TBMM’nin Hocalı’daki vahşeti hala tanımamış olması tek kelimeyle ayıptır. Bu gibi konular izinle mi tanınacak? Acaba milli iradeye ne oldu? Hocalı’daki şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları