İç ve dış siyasette hareketli günler

İYİ Parti geçen hafta sonu 2. Olağan Kurultayı'nı salgın ortamına rağmen başarılı bir organizasyonla tamamladı. Kurultay geride kaldı ama yankıları sürüyor. Halk TV'de izlediğim bir tartışma programının konusu da İYİ Parti  kurultayı idi. İlginç olan, geçmişleri en azından sosyal demokrat olanların İYİ Parti'yi tartışmalarıydı. Meral Akşener'in güçlü liderliğine de dikkat çekilen programda enteresan görüşleri dinledik. Sonuçta İYİ Parti'ye gelen oyların Genel Başkan Meral Akşener'e verilen oylar olduğu konusunda mutabık kaldılar.

Hiç yakışmadı

Bu arada adına "parti içi muhalefet" diyemeyeceğimiz bir tuhaflığa da tanık olduk. Adam kendini "İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı" diye tanıtıp telefonla programa bağlattı... İYİ Parti Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın aleyhinde ağzına geleni söyledikten sonra, "Şimdi partide hiç bir görevim yok"u patlattı. Bu nasıl bir siyasi ahlak, adını siz koyun...

Enis Berberoğlu

Siyasette yeni bir gündem konusu da milletvekiliği düşürülen CHP'li Enis Berberoğlu'nun yeniden TBMM'ye dönüp dönemeyeceği... Durumu, Meclis Başkanı Mustafa Şentop'un iki dudağının arasında gibi görünüyor. Eğer Şentop Anayasa Mahkemesi'nin kararını Meclis'de okutursa, bu iş kısa sürede hallolacak. Gazeteciler Şentop'u nerede görseler ilk soruları bu oluyor.

Onun cevabı da: Ha-vet...

Bakalım ne yapacak?..

BM ile telekonferans

Tarihinde ilk kez bir Türk'ün, Büyükelçi Volkan Bozkır'ın başkanlık ettiği BM Genel Kurulu'nun 75. toplantısı dün gerçekleşti. Bunca yıldan sonra Türkiye'nin başkanlık etme fırsatı yakaladığı bu toplantıda Volkan Bozkır'ın tek talihsizliği dünya liderlerinin katılmadığı toplantının korona salgını yüzünden video konferans yöntemiyle gerçekleştirilmiş olmasıydı. Üçüncü sırada konuşan Erdoğan'ın konuşması da her zamanki minvaldeydi. Hatta çoğu zaman Beştepe'den yaptıklarını çağrıştırdı. Cumhurbaşkanını TRT World kanalından seyrettim. Ha gayret... Bu gidişle İngilizce'de Emine Hanım'a yetişecek.

Gevşeme belirtileri

Fransız dolduruşuyla tırmanan Türk-Yunan gerliminin normale dönüşmekte olduğu farkedilmekte. Erdoğan'ın Doğu Akdeniz kongresi toplamada ısrarcı olması bunun önemli kanıtı. Biraz daha sabırlı olursak Türk ve Yunan liderlerini aynı masada görürüz.

Aslında bu iş çoktan olurdu. Ama nifak tanrısı Macron olmasa THY çoktan uçuşlara bile başlamıştı.

Kaz dağları oyulurken

Çevreciler Kaz Dağlarında altın arayanların kapısına grev gömleği astılar. Kim bu altın arayanlar diye baktım, hiç yabancı gelmedi. Şu anamızı seven ihaleci var ya, ta kendisi...

Ajans Gold'un ruhsat süresi çoktan doldu ama çalışmasını sürdürüyor.

Bu ne torpil?..

Yeter artık!..

En uzun tatil

Yine en tatlı haberi Uçan kuş'ta yakaladım. Gittikleri yazlıklarında salgın sebebiyle tatillerini uzatanlarla yapılan röportajları izledim. Koronayı fırsata çeviren çalışan beyler ve emekliler için bu dönemin en güzel tatili devam ediyor. Röportajlarda dikkatimi çeken, yazlıklarına doğalgaz bağlatanların, "Burada 2 yıl daha kalabilirim" diyerek önümüzdeki kışı da geçirmeye niyetli olduklarıydı.

Biraz da futbol

Futboldaki temsilcilerimiz bu akşam yine Avrupa sınavını çıkıyor. Galatasaray, Hırvatistan'ın temsilcisi Hajduk Spilt'i İstanbul'da konuk edecek. Beşiktaş'ın UEFA Avrupa Ligi 3. Eleme Turu'ndaki rakibi ise Portekiz'in Rio Ave takımı. Alanyaspor ise Rosenborg deplasmanında tur arayacak. Alınacak sonuçlar, takımlarımız kadar Türkiye için de çok önemli. Toplayacağımız puanların ülke puanına etkisini belirtmeye gerek yok. Bütün temsilcilerimize başarılar diliyorum.

Günün sözü:

Dağı çemen eğemez. Kaşgarlı Mahmud

 

Yazarın Diğer Yazıları