İhale oyunları Millî Saraylar'da

İhale oyunları Millî Saraylar'da

Müzeler, saraylar, köşkler hepsi Millî Saraylar''a bağlı, Millî Saraylar da Cumhurbaşkanlığına bağlı.

Bizden önce yaşamış uygarlıkların, kültürlerin, devletlerin ve İmparatorlukların tarihçesinin sergilendiği aynı zamanda korunduğu yerlerden bahsediyorum.

Ülkemizde ne durumda peki?

Mesela…

Millî Saraylar''da bünyesinde bulunan müzelerdeki objelerin bir kısmının kurum muhasebe kayıtları dışında ayrı kayıtlarının tutulduğunu öğrendik.

Millî Saraylar İdaresi Başkanlığı yönetiminde bulunan müzelerde sergilenen veya depolarda muhafaza edilen bir kısım tarihi eser ve objelerin kuruma ait taşınır mal kayıtları dışında ayrı kayıtlarının tutulduğunu da öğrendik.

Nasıl olur demeyin.

Olmuş işte.

Aslında Taşınır Mal Yönetmeliği''nin 9''uncu maddesinde müzelerde sergilenen taşınırların örnek 3 numaralı "Müze Defteri"ne kayıt edileceği ve 10''uncu maddesinde de müzedeki eserlerin kayıtlarında örnek 5/A numaralı taşınır işlem fişinin kullanılacağı ayrıntılı şekilde belirtilmiş.

Mevzuat böyle.

Diğer taraftan, tarihi eser ve objeler, anılan yönetmeliğin ekinde bulunan Dayanıklı Taşınırlar Listesi tarihi ve sanat değeri olan demirbaşlar grubu içinde gösterilmiş. Ancak, kuruma ait müzelerdeki tarihi eser ve objelerin bir kısmı 2020 yılı mali tablolarında yer almamış.

Yıllardır böyle ne yazık ki…

Kim kime dum duma…

Esas anlatmak istediğime gelelim.

Hadi tarihi eserlerimizin kayıtları yanlış tutuluyor amenna. Korunsun yeter diyoruz mecbur. Ama restorasyon işlerinde milyonlarca liramız yanlış harcanıyor.

Hayır restoratör değilim, restorasyon çalışmalarının yanlış yapıldığını söyleyecek kadar şaşırmadım. İhaleler ile iş ve işlemlerde sorunlar olduğunu anlatmak istiyorum.

Hem de 19 milyon liracık kadar…

Mesela İstanbul Topkapı Sarayı Harem Yapıları restorasyon işi var.

1.Etap (Hasekiler Dairesi, Çeşmeli Sofa, Ocaklı Sofa, Valide Taşlığı, Kalfalar ve Ustalar Dairesi) Restorasyonu ve Teşhir Tanzim işine başlanılmış ancak öngörülemeyen (!) yüzde 50 iş artışı olmuş. İş artışı sınırları içerisinde yapılamayacağı anlaşılmasına rağmen, sözleşmenin feshi ve kalan işlerin yaptırılması yoluna gidilmemiş.

Söz konusu iş 16 Aralık 2013 tarihinde ihale edilmiş ve 13 milyon 219 bin TL üzerinden 9 Ocak 2014 tarihinde sözleşmesi imzalanmış.

Daha sonra 18 Ekim 2018 tarihinde 6 milyon 608 bin TL yani yüzde 49,9 iş artışı yapılmış ve ihale bedeli 19 milyon 827 bin TL''ye çıkmış.

Gerek görüldükçe ilk sözleşme bedelinin yüzde ellisi aşılarak gerek bazı eski iş kalemlerinde artışa gidilerek gerekse yeni iş kalemleri eklenerek sözleşmenin uygulanmasına devam edilmiş.

İhale kapsamında 11 Eylül 2020 tarihinde 43 No''lu hakediş ile iş artışlı sözleşme bedeli olan 19 milyon 827 bin TL toplam hakediş bedeline ulaşılmış ve iş durdurulmuş.

Yerinde yapılan incelemelerde ve hakediş ödemesi eki yapılan iş kalemleri gerçekleşmelerinde sözleşme kapsamında belirlenen iş kalemlerinin (yapılması acil ya da değil) önemli bir kısmının tamamlanmadığı görülmüş.

Yani…

İhalede işi alan firma ne artış yapılacağını biliyor ve iş artışı yapılacak kalemlere yüksek fiyat veriyor önemsiz işlere düşük fiyat veriyor.

İşe başladığında Allah''ın hikmeti yüksek fiyat verdiği işlerde artış yapılıyor ve bütçe bitene kadar devam ediliyor. Sonra bütçe bitince iş duruyor.

Hop, hadi tekrar ihale!

Kültür Varlıkları İhale Yönetmeliği''nin 33''üncü maddesinde bu duruma önlem alınmış.

Şöyle deniyor:

"Sözleşmenin uygulanması sırasında taahhüt edilen işte; projede, malzemede, detayda, imalat veya imalat miktarlarında öngörülemeyen durumlar nedeniyle zorunlu olarak revizyon yapılması halinde bu değişikliklerle ilgili işin bedelinde artma veya eksilme meydana geldiği takdirde, artışa konu olan işin, sözleşmeye esas proje içinde kalması ve idareyi külfete sokmaksızın asıl işten ayrılmasının teknik veya ekonomik olarak mümkün olmaması halinde yüklenici sözleşme bedelinin yüzde 50''si (yüzde ellisi) içinde kalan fazlasını veya eksiğini aynı sözleşme hükümleri çerçevesinde yapmaya mecburdur.

Değiştirilen veya ilave edilen iş oranında ek teminat almak kaydıyla arttırılacak işe gerekli süre verilir. Yüklenici bu suretle işin artmış veya eksilmiş olmasından dolayı süre hariç hiç bir istek ve iddiada bulunamaz."

Sonuç olarak işleri yüzde 50 sınırına kadar getirip tamamlamadan bırakıyorlar ki aynı işe iki ihale parası alsınlar.

Devletin bürokratları da bunu "yutuyor."

Olan bizim paramıza oluyor.

Yazarın Diğer Yazıları