İktidarın yolu popülist söylemlerden geçiyor

İktidarın yolu popülist söylemlerden geçiyor

Araştırmacı gazeteci Tolga Şahin, "Türkiye''de Çok Partili Hayatın 76 Yılı" adlı kitabıyla demokrasimizin emekleme döneminden günümüze siyasi hayatımıza ayna tutarken merkez sağ partileri tek başına iktidara taşıyan popülist söylem ve sloganlara da dikkat çekiyor.

Titiz bir araştırmanın ürünü olan kapsamlı çalışma, Türkiye''nin çok partili hayata geçişi olan 1946 yılından yönetim şeklinin değiştiği 2022 yılına kadar olan süreci siyasal açıdan mercek altına alırken birbirinin devamı niteliğindeki Demokrat Parti, Adalet Partisi, Anavatan Partisi, Adalet ve Kalkınma Partisi''nin seçim kampanyalarında kullandıkları reklamların analiziyle de Türkiye''de siyasal iletişim ve reklam stratejilerinin yöntem ve tekniklerini gözler önüne seriyor.

Kitapta çok partili hayata geçişle beraber liberal ekonomi politiği benimseyen politik söylemde ise popülist ideolojiyi benimseyen ve tek başına iktidar olmayı başaran partiler (DP, AP, ANAP ve AK Parti) döneminde yaşanan olayların ve siyasal reklamlarındaki benzerliği ortaya konuluyor. Çalışmada literatür taraması yöntemiyle politik süreç ele alınırken içerik analizi yöntemiyle de siyasi parti reklamlarının tarafsız bir biçimde incelenmesi sağlanıyor.

Benzer politik ve ekonomik görüşü benimseyen partilerin seçim kampanyaları için ürettikleri iletilerin, reklam stratejilerinin tespiti, karşıt reklam stratejisine de çalışmada yer veriliyor.

Mevcut literatürde Demokrat Parti''nin "Yeter söz milletindir" sloganlı afişinin 1950 yılında kullanıldığı yer almasına rağmen yapılan çalışmada bu afişin ilk defa 1946 seçimlerinde kullanıldığı ve yine siyasal iletişim tarihinde ilk kez bugünkü anlamıyla gazete reklamlarının 1957 seçimleri için DP tarafından hazırlatılıp İstanbul Ekspres gazetesinde yayınlatıldığının altı da çiziliyor.

Merkez sağın ilk ekonomik sloganı da DP lideri Adnan Menderes tarafından "Her mahallede bir milyoner yaratacağız" söylemiyle kullanıma sunulduğunu kaydeden Tolga Şahin, çalışmasıyla ortaya koyduğu diğer tespitini de şöyle sıralıyor:

Bu söylem daha sonraki süreçte ANAP, DYP tarafından "Her mahallede trilyoner yaratmak" ve "Her mahallede 100 trilyoner yaratmak" şeklinde yeniden kurgulanarak kullanıldı. Bu açıdan kullanılan bir başka söylem ise DP dönemi, "Nurlu Ufuklar", AP dönemi "Büyük Türkiye", ANAP dönemi "Çağ Atlayan Türkiye" ve AKP dönemi "Güçlü Türkiye" söylemleriyle hayat buldu.

Siyasal reklam stratejileri açısından bakıldığında ise Demokrat Parti''den Adalet ve Kalkınma Partisi''ne geçen sürede siyasi parti reklamları parti odaklı olmaktan çıkmış, daha çok lider odaklı reklam kullanımı tercih edilmiştir.

Bir başka dikkat çeken ayrıntı ise ismi geçen dört parti daha çok ekonomi iletilerini reklamlarında kullanırken Sol İdeolojinin söylem ve argümanlarından da yararlanmış, propaganda tekniklerinden "tekrar" kuralını ideolojik iletilerde yoğun olarak kullanmıştır.

Gece Kitaplığı

Tel:(0312) 384 80 40

---------------------------------------------------------

Kızının kaleminden Ebülfez Elçibey

Azerbaycan bağımsızlık lideri Ebülfez Elçibey''in çocukluk yıllarından vefatına kadarki hayatının, kızı Çilenay Samedbeyli tarafından anlatıldığı bu kitapta, onu bir devlet adamı, bir ideolog ve bir demokrat olarak şekillendiren dinamikler ele alınmıştır. Kendisinin hem hayatı hem de mücadelesi anlatılırken onun karakteri, ailesi, kurmuş olduğu dostluklar ve sosyal çevresi de konu kapsamında değerlendirilerek bir Elçibey portresi çizilmiştir.

Elçibey, sadece bir devlet adamı, bir ideolog ve bir demokrat değildi. O, bir dava ve aksiyon adamıydı. Bu vasıflar onda sanki doğuştan vardı. Zira o, çocukluğunu da akranları gibi yaşamamış; Azerbaycan meselesi, o yaşlardan itibaren bile bir problem olarak zihnini işgal etmişti.

Henüz çocukluk yıllarından itibaren Azerbaycan''ın tarihî süreç içerisinde yaşadığı değişimlere ilgi duymaya başlamış olan Elçibey, zamanla bölünerek Rus ve Fars hâkimiyetine girmiş olan Azerbaycan''ın geçmişini öğrenmiş, geleceğini inşa etmiştir. Gençlik yıllarından itibaren SSCB hakimiyetindeki Kuzey Azerbaycan''ın bağımsızlığı uğruna mücadele eden Elçibey, bir sonraki hedefini İran hâkimiyetindeki Güney Azerbaycan olarak belirlemiştir. Ufku, ülkesinin sınırlarının çok ötelerine taşan Elçibey''in, hayattaki en büyük ideali ise "Türk Birliği" olmuştur.

Kuzey Azerbaycan''da liderlik yaptığı bağımsızlık hareketinin başarıya ulaşmasının ardından Azerbaycan cumhurbaşkanı seçilen Elçibey, görevini sürdürdüğü kısa süre içerisinde Azerbaycan''ı bağımsız bir Türk cumhuriyeti olarak yeniden yapılandırmıştır. SSCB ve İran''ın ölüm uykusuna yatırmaya çalıştığı Türklük şuurunu hem Kuzey Azerbaycan''da hem Güney Azerbaycan''da bir daha dalmamak üzere uyandırmayı kendisine hedef bilmiştir.

Elçibey''in ömrü, bütün ideallerini gerçekleştirmek için kâfi gelmemiştir ama o, mücadelesi ve şahsiyetiyle ebedîleşmiştir.

Ötüken Neşriyat

Tel: (0212) 251 03 50

---------------------------------------------------------

HAFTANIN KİTABI

Türkler ve din kültürü

Laiklik konusunun Türkiye''de hâlâ üzerinde tartışılan bir konu olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Saray, "Türklerde Dini ve Kültürel Hoşgörü Atatürk ve Laiklik" adlı eserinde meselenin arka planını masaya yatırıyor. Prof. Saray şöyle diyor, "Temelini hoşgörünün teşkil ettiği laik düşüncenin, cumhuriyetimizle birlikte bugünkü konumuna nasıl geldiğini, hayatımıza ne gibi güzellikler katıp, dinimizi saygın bir duruma getirdiğini, tarihimizin başlangıcından itibaren verdiğimiz belgelerle ve meclislerimizde bu konuda yapılan uzun tartışmalardan, konu üzerinde kitap ve makale yazan akademisyenlerin yazılarından örneklerle konuyu bir defa daha kamuoyuna anlatmaya çalıştık. Bu çalışmayı okuyanlar, Atatürk''ün ne kadar haklı olduğunu örnekleriyle ve belgeleriyle göreceklerdir. Dolayısıyla Türk Milletinin ne kadar asil bir millet olduğunu da anlayacaklardır. Ayrıca İslam milletleri içinde Türklerin laik ve demokrat bir hayatı nasıl başarıyla yürüttüklerinin nedenlerini de daha iyi anlayacaklardır."

Atatürk Araştırma Merkezi

Tel:(0312) 285 55 12

----------------------------------------------------------

Unutulmaz bir klasik

Yayımlandığı 1900 yılından bu yana 7''den 70''e geniş bir okur kitlesi edinen "Muhteşem Oz Büyücüsü", yazarı L. Frank Baum''un ifadesiyle "merak ve eğlencenin korunduğu, kederin ve kâbusların dışarıda bırakıldığı modern bir masal" olmayı amaç edinir. Amerikan edebiyatının ilk masalı olarak görülen, hayali ögeleriyle hem çocuklara hem de yetişkinlere hitap eden bu klasikleşmiş eser, bir kasırgaya kapılan küçük Dorothy ile köpeği Toto''nun Kansas''ın uçsuz bucaksız çayırlarından fantastik Oz Diyarı''na uzanan yolculuğunu ve bu serüvende edindikleri sıra dışı dostları anlatır.

Can Çocuk Yayınları

Tel:(0212) 252 56 75

---------------------------------------------------------

KÜTÜPHANEMDEN

Çok partili demokrasinin İnönü''lü seneleri

Demokrasimizin "İsmet Paşa''lı Yılları (1944-1973)" Metin Toker''in yakın tarihimize ayna tutan mufassal bir çalışması. Toker, 30 yıllık bir dönemi 7 ciltlik bir dizide toplamayı başarmış. Dizide yer alan 7 kitap ve anlattığı dönemler şöyle sıralanıyor:

Cilt: 1 / Tek Partiden Çok Partiye (1944-1950)

Cilt: 2 / DP''nin Altın Yılları (1950-1954)

Cilt: 3 / DP Yokuş Aşağı (1954-1957)

Cilt: 4 / Demokrasiden Darbeye (1957-1960)

Cilt: 5 / Yarı Silahlı, Yarı Külahlı Bir Ara Rejim (1960-1961)

Cilt: 6 / İnönü''nün Son Başbakanlığı (1961-1965)

Cilt: 7 / İsmet Paşa''nın Son Yılları (1965-1973)

Tek Partiden Çok Partiye, Demokrasimizin İsmet Paşalı Yılları''nı aydınlatacak dizinin ilk kitabıdır. 1944-1950 arası Türk politika tarihinde bir dönemeç noktasıdır. Tek partiden, çok partili hayata geçilirken, bu döneme damgasını vuran kimi politikacıların, önemli olayların çoğu, bugün iyi bilinmez, çünkü gizli kalmıştır.

Metin Toker, DP''nin Altın Yılları''nı anlattığı bu kitabın girişinde şunları söylüyor:

"Türk demokrasisinde 1950-54 dönemi başka türlü yaşansaydı, siyaset hayatı değişik gelişme gösterecekti. 27 Mayıs, bir açıdan o yaşamın kaçınılmaz sonucu olmuştur..."

demokrasinin kesintisiz sürmesinin imkanını 1960''ın ilkbaharında kıl payı kaçırmış olması büyük bir talihsizliktir. Seçimlerin erkene alınarak o yılın mayıs ayında yapılması fiilen kabul edilmiş, bunu hem iktidar hem de muhalefet onaylamışlar, hatta çalışmalara girişip bunları bir noktaya kadar götürmüşlerdir. Fakat ne olmuş da fırsat demokrasimizi teğet geçmiş, mayısta seçim değil askerî darbe gerçekleşmiştir? "Demokrasimizin İsmet Paşalı Yılları"nın bu 4. kitabı bundan dolayı "Demokrasiden Darbeye" başlığını taşımakta ve olaya aydınlık getirmektedir. (Demokrasimizin İsmet Paşa''lı Yılları / Metin Toker / Bilgi Yayınevi / Genişletilmiş 2. Basım 1991)
Hazırlayan: Ahmet Yabuloğlu