Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İsrafil K.KUMBASAR

İsrafil K.KUMBASAR

İmam Hatipler kime karşı neyin isyanı?

Ekonomik anlamda kendi namına ‘marjinal faydayı’ sağlamış, yarınlarını hem ‘sosyal’ hem de ‘maddi’ olarak garanti altına almış bir menfaat güruhunun; ‘ülkenin geleceğine’ nasıl tırpan salladığını ibret ve dehşetle seyrediyoruz. 
Operasyon, Türkiye bir ‘müstemleke’ ülkesine çevrilene kadar devam edecek gibi. 
Millet, olanı biteni azıcık sezmeye başlayınca, anında ‘ulufe’ mantığı devreye giriyor. Damada, yeğene, akrabaya, yandaşa “kamu ihalelerinden’ bir parsa mı koparıldı, anlayın ki aynı gece bir yerlerde ‘kömür çuvalları’ kamyonlara yükleniyordur. 
Evlatların görkemli düğünlerinde cümle ihale erkânının ‘hediye’ yarışına girmesi mi sağlandı, bilin ki o akşam yoksulların kapısına birer ‘erzak paketi’ bırakılıyordur. 
- “Başım gözüm sadakası olsun.”
Olsun tabii, ‘çuvallar dolusu’ takıların yanında ‘bir kaç kolinin’ sözü mü olur hiç?
Yakası ‘ters yüz’edilmekten iflahı kesilmiş olan gömleği atıp, ‘son model’ cipin arka koltuğuna kurulan ‘mücahit’ bozması müteahhidin, ‘imar değişikliklerinden’ elde ettiği kazanç, herhalde ‘bir sokağa üç-beş sofra kurulmasına’ halel getirmez.

***

Öncelikle ‘kusursuz’ bir organizasyona sahip olduklarının hakkını vermek gerek. 
İhaleyi ‘kaç liranın altında’ tutarlarsa ‘denetim dışı’ kalacaklarını, işi verecekleri şahsın ‘nereye’ ve ‘ne kadar’ bağış yapacağını, işi alanın ‘hangi taşeronlar’ ile yürütmesi gerektiğini, o taşeronların da ‘kimleri’ sözleşmeli olarak istihdam edeceğini bütün detayları ile planlamışlar. 
Kamudaki istihdam zaten KPSS üzerinden yapılıyor ki (!) laf etmek haddimize değil. 
‘Yatay geçişler’ ile habire kurumdan kuruma zıplayanları, üç-beş yıl içerisinde ‘müstahdemlikten’ genel müdürlük koltuğuna kurulanları televizyon dizisi yapsalar, izlenme rekorlar kırar herhalde. 
Tüm bunların arka planında bir ‘hak’ yahut ‘adalet’ arayanların aklına şaşmak gerek. Var olan tek gerçek ‘biz’ ve ‘onlar’ ikilemi üzerine kurulu üleşme, köşe kapma ve bozuk paralarla da taban tutma gayretidir.
Hani öyle olmasa iki dize patlatıp yığınları galeyana getiren babayiğitler çıkıp “Kurt yapmaz bu taksimi kuzulara şah olsa” mısraını da bir kez mırıldanır değil mi? 
Ama nerede, o dünkü slogandı. 
Bugün artık ‘taksimat’ makamı kendileri olduğu için öyle küflenmiş, içi boşaltılmış ‘safsatalara’ gerek kalmadı.

***

İşte tam bu ahval ve şeraitin ortasında Sultan hazretleri, şu çok önemli tespiti yaptı:
- “İmam Hatip’ler bir direniş, bir direnç olarak ortaya çıktı. İmam Hatip okulları aslında bir düşüncenin isyanıdır, bir fikrin itirazıdır. 
Milli Eğitim Bakanlığı’nın adeta ‘yan kuruluşu’ gibi hareket eden adı sanı duyulmamış bir takım dernek ve vakıfların ortaya koyduğu intiba neredeyse bütün okulların İmam-Hatip Okulları’na dönüştürüldüğüdür. 
‘Dinini’, ‘diyanetini’bilerek yetişen bir nesil ise asıl hedef, tabii ki isteyen evladını istediği yerde okutur. 
Ama ‘isyanını’, ‘itirazını’ içerisine gömen vatandaş ister istemez şu soruyu soruyor:
- “Memleketi soyup soğana çeviren bu ‘seçkin’ kadro acaba hangi okulların ürünü? Neredeyse tamamı İmam Hatip mezunu değil mi?” 
Arkadan gelen ikinci soru ise şu:
- “Mücahitlik gömleğini bir gecede müteahhitlik ile değiştiren bu kadronun ortaya koyduğu direniş, direnç, isyan, ne tür bir isyandır?” 
Yoksa, tövbe haşa “Kul hakkı yemeyin, beytülmale el uzatmayın, mazlumun ahını almayın” diye buyuran Allah’ın emirlerine karşı isyan mı?

***

‘Kamuya’ ait binalar ve araziler ‘özel üniversite’ adı altında açıkgözlere peşkeş çekiliyor; ‘mısır tarlalarına’ kondurulan ‘kâgir’binalar ‘fakülte’ diye yutturuluyor. 
‘İntihal’ ile güç bela ‘akademik unvan’ elde edebilmiş bir takım tipler, jet hızıyla ‘bölüm başkanı’, ‘dekan’, ‘rektör’ yapılıyor. 
Teslimiyet iktidarı bu çarpık eğitim politikası ile yoksa ‘İmam Hatip Üniversiteleri’ için zemin mi hazırlıyor? 

Yazarın Diğer Yazıları