İnanmayın bunlara!

Herkesin "Anlaşma ümidi kalmadı" dediği gün ilginç bir konuşmaya tanık  oldum. Prof. Dr. Ahmet Kasım Han'ın ağzından şu cümle çıktı:

"Bir  bakarsınız Trump -Bütün bunlara Obama sebep oldu- der ve PYD/YPG güçleri geri çeker"

Doğrusu o ortamda bu lafları ciddiye alan olmadı. Ne zaman ki ABD'nin müzakere heyeti Ankara'ya tekrar geldi, işler değişir gibi oldu.

Şartlarımızın neredeyse yüzde 90'ı kabul edildi. Burada tuhaf olan  sadece bu değildi, Pentagon'un Kuzey Suriye Raporu Kongre'ye teslim edildi. Bunda en dikkat çekici madde 100 bin kişilik garnizon devletin sayısının 10 bin kişi daha artırılması talebiydi. Bizim meşhur sözümüzdeki gibi; Bu ne perhiz, peki bu ne lahana turşusu..

Bazılarına 116 sayfalık Pentagon raporunun ilgili bölümünü okumalarını tavsiye ediyorum.

- Geleneksel yalancılık-

Yakın zamandan bir başka örnek daha vermek istiyorum. Başkan Trump "Suriye'den hemen çekiliyoruz" dedi. Bu lafın üstünden kısa süre sonra birliklerini Irak'a kaydırma kararı aldı. Bu da yetmedi, başta Körfez tüm alanda kullanılmak üzere AB ülkelerinden destek aradı.

Bildiğiniz gibi Almanya reddetti. İngiltere ve Fransa koşulsuz eveti bastılar. Zaten bunların yedi sülalerinde kolonicilik ruhu egemen. En başta da ninesi yaşında kadınla evli Macron geliyor. Biliyorsunuz bu hafta  "eşinin  yüzündeki zaman aşımını" restore ettirdi. Hem de yarım milyon avro ödeyerek..

Fransa Cumhurbaşkanı'na tavsiyem, bizimle uğraşmak yerine "sarı gömlekliler"in eylemlerini halletsin.

-Bu vatan bizim-

Kimimiz işbaşındaki hükümete bozuluruz. Hatta uluorta eleştiririz. Ortada ülkenin geleceği olunca havamız anında değişir. O anda birleşir ve diğer sorunları unuturuz. İstiklal Savaşı'nı böyle kazanmadık mı?

- Bir sohbet-

İki gün önce çok sevdiğim bir kardeşimle sohbet ediyorduk. Etnik yapısı ilginç biri; Rize-Pazarlı. Hani koyu Laz denenlerden. Bu dili takır takır konuşanlardan. Aniden bana döndü konuşmaya başladı:

"Ağabey, dinlemeni istiyorum...

Beni iyi tanırsın... Son dönemlerde kimlere kızdığımı da biliyorsun...

Ancak ortada ülke bütünlüğü olunca her şey teferruattır.

Canımı bile feda edebilirim. Etrafımızı bu hale kim getirdiyi tatrışmıyorum. Önemli olan dış tehlikelere karşı dik durabilmektir."

60 yaşlarındaki arkadaşıma sadece "Haklısın" diyebildim.

Uyarılarını tüm politikacılarımıza uyarı olur diye aktardım.

-Girelim-

Diğer önerim Washington DC ile pazarlıklar uzayacaksa önce Kuzey Suriye'ye girmeliyiz.

Böylece müzakerelerde elimiz daha güçlü olacaktır. Ne dersiniz?

-Zorlu'ya dikkat-

NTV'nin Yakın Plan'ında da Suriye konusu ele alındı. İhsan Aktaş gibileri ciddiye almıyorum. Prof. Dr. Nurşin A. Güney için de aynı düşünceyi taşıyorum.

Dikkatimi Prof. Dr. Kürşad Zorlu'ya verdim; "Pazarlıklarda derinlik meselesi en önemli unsur" dedi.

Ardından ekledi; "Terör örgütüyle aramızdaki mesafe ne kadar açılırsa daha rahat ederiz."

Göç meselesinde de kimi kafalara iyi çaktı.

Roller değişti

Dikkat ettiniz mi, devletin para ödeyeceği günleri artık Erdoğan açıklıyor.

Hazine ve Maliye Bakanı pasivize edildi galiba?

Dikkatlerden kaçmaması gereken diğer konu ise emeklilerin her bayram öne çekilmeye alıştığı maaşları rutine bırakıldı. Bu da gerçekten can acıtıyor. İnsanın aklına "bütçedeki büyük delik" gelmiyor değil.

GÜNÜN SÖZÜ

Umut, karanlıkta ellerini açan inançtır.   George Lies

Yazarın Diğer Yazıları