Irak politikasındaki değişim
Özellikle son birkaç yıldır Irak’la olan mesafeli, soğuk, hatta gerginlik ve sertlik içeren ilişkilerimizin birden bire yumuşadığını görmekteyiz. Bunun sebeplerini ortaya koyabilmek için ilişkilerimizin yakın geçmişine ve son gelişmelere bakılmasında yarar bulunmaktadır.
2009 yılında ilişkilerimiz “Komşularla sıfır sorun” anlayışı çerçevesinde, Suriye’nin yanında Irak’la da ortak bakanlar kurulu toplantısı yapacak kadar gelişmiş ve “Yüksek Düzeyde Stratejik İşbirliği” düzeyine ulaştığı ilan edilmiştir. Ancak bu ilişki, Irak’ta yapılan seçimler sonrasında iktidara gelen Maliki yönetimiyle, başladığı gibi sürdürülememiştir. İlişkilerin bozulmasını; Maliki’nin Şii olmasına, İran’a yakın durmasına, Esad yönetimini desteklemesine, Türkiye’nin Sünni olan ve hakkında tutuklama kararı çıkarılan Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Haşimi’yi himaye etmesine, Türkiye’nin merkezi yönetimden bağımsız olarak Barzani yönetimiyle enerji anlaşmaları yapmasına bağlamak mümkündür.
***
Türkiye’nin Irak’la olan ilişkileri gerginliğini muhafaza ederken, Suriye politikası da değerlendirilenin tam aksine gelişmiş, sınıra yakın bölgelerde PYD hâkim olmuş ve el-Kaide destekli Irak-Şam İslam devletinin kurulduğu ilan edilmiştir.
Suriye’deki iç savaş, Irak’taki saldırıların artmasına da neden olmuş ve el-Kaide bu saldırılarda önemli bir rol oynamaya başlamıştır.
Ayrıca Barzani yönetimiyle, Irak merkezi hükümetini devre dışı bırakarak yapılan enerji anlaşmaları da, Kuzey Irak yönetiminin statüsünü yükseltmiş ve bu yönetimin bağımsızlık yönündeki iştahını kabartmış, gelinen aşama Irak’ın toprak bütünlüğünü de tehlikeye sokmuştur.
Suriye’nin yanında Irak’ın da toprak bütünlüğü tehlikeye girmiş, bölgede istikrar gittikçe bozulmuş ve gelinen aşama güvenlik sorunları yaratmaya başlamıştır. Bu durum tedirginliği artırmış ve bölgedeki tehdidin bertaraf edilebilmesi için bölgesel politikalarda değişiklik yapılması zaruretini yaratmıştır. Bu kapsamda Türkiye’nin özellikle Irak politikasını yeniden gözden geçirmesi durumu ortaya çıkmıştır.
Diğer taraftan Türkiye’nin aynı kapsamda İran politikasını da olumlu yönde geliştirdiği görülmektedir. Hatta yakın bir gelecekte, geçen haftaki yazımda belirttiğim üzere, Suriye politikasında da değişiklik yapmasını beklemek mümkündür. Belki de Mısır dahil tüm Orta Doğu politikasının yeniden düzenlemesinin gündeme gelmesi dahi sürpriz olmayacaktır.
***
Bu değişime, ABD’nin Orta Doğu politikalarında yeniden yapılandırmaya gitmesinin de önemli katkı sağladığı düşünülmektedir. Hatta bu konuda Türkiye’ye telkin ve tavsiyelerde bulunduğu da değerlendirilmektedir.
Bilindiği üzere ABD, Suriye’de askeri bir müdahaleye karşı olduğunu açık bir şekilde ortaya koymuş, Suriye’nin kimyasal silahlardan temizlenmesini BM’ye bırakmış ve Esad’ın tutumundan da memnun olduğunu ifade etmiştir. Esad’a karşıyken, politikasında Esad’lı bir çözüme doğru değişiklik yapmıştır. İran politikasında değişime gittiği ve diyalog ortamı yaratmaya çalıştığı da bilinmektedir. Irak politikasında da, merkezi hükümetin duruma hâkim olmasını istediği, fazla tasvip etmese de Maliki yönetimine destek verdiği bir gerçektir. Maliki’nin özellikle el-Kaide militanlarına karşı mücadele edebilmek için, silah temini dahil, destek almak üzere ABD’yi ziyaret edeceği de bilinmektedir.
***
Gelinen aşamada Türkiye’nin Irak’la olan ilişkilerindeki yumuşamayı, ortaya çıkan şartlar nedeniyle tercih ettiği anlaşılmaktadır. Özellikle Irak’ta Türkmenleri etkisizleştirme ve yok etme planı çerçevesinde yürütülen katliamlara karşı, merkezi yönetimin otoritesinin Irak’ın bütününde sağlanmasının ve bu kapsamda Maliki hükümetiyle ilişkilerin düzeltilmesinin doğru bir yaklaşım olduğuna inanılmaktadır.
Türkiye’nin İran’la olan ilişkilerinde de bir gelişme içinde olduğu gözlenmektedir. Yakın bir gelecekte Suriye politikasını, hatta daha sonra Mısır politikasını da gözden geçirerek yeniden değerlendireceği düşünülmektedir. Geç de olsa yanlışlardan dönerek, bölgede oluşan istikrarsızlığın ve buna paralel güvenlik sorunlarının giderilmesi yönünde yapılacak politika değişikliklerinin ülke menfaatleri açısından yararlı olduğuna inanılmaktadır.