Çalış, çalış, nereye kadar? İşte çok çalışmanın olumsuzlukları...

Çalış, çalış, nereye kadar? İşte çok çalışmanın olumsuzlukları...
Çok çalışmak zaman zaman onur madalyası almak gibi sunulur. Birçok iş sektöründe haftada 60 saat çalışmak, gece yarısı maillerine alışmak çok olası ve normal kabul ediliyor. Ancak University of Georgia’nın bir araştırmasına göre çok fazla çalışmak sağlığınıza ve mutluluğunuza olumsuz etki ediyor. Stres, ruhani çöküntü, depresyon, beden sağlığında sıkıntılar ve iş yerinde yaşanabilecek gerginlikler ise olası sonuçlar.

Çok çalışmanın hayatınıza olumsuz etkileri

Çok çalışmanın hayatnıza olumsuz etkileri;

Hafta sonu maç izlerken kendinizi suçlu hissediyorsunuz

İş dışı bir aktiviteden kendinizi rahatsız ve suçlu hissetmeden keyif alamıyor musunuz? Almanya’da gerçekleştirilen bir araştırmaya göre evlerinde ofisteki hayatlarından tamamen uzaklaşan insanlar, tersini yapmak durumunda kalanlara göre daha mutlu ve enerjik insanlar oluyorlar. Araştırmaya göre işkolikler cuma geceleri bile stresli ve keyifsiz insanlar oluyorlar.

Kanepeye uzanıp kendinizi rahatlatamıyorsanız, kafanızı işten uzaklaştıracak odaklanabileceğiniz bir aktivite bulmaya çalışın. Örneğin; rekabet içeren, sizi havaya sokabilecek bir sporla uğraşmak. Terleyerek stresinizi atarken, rekabetle oyuna bağlanarak kafanızı dağıtabilirsiniz.

İşinizde başarılı olamıyorsanız

7/24 çalışırsanız herkesten çok daha başarılı olabileceğinizi düşünüyor olabilirsiniz. Fakat durum böyle değil. Araştırmalar çok uzun çalışan insanların aslında daha az başarılı olduğunu gösteriyor. Stres ve mental yorgunluk enerjinizi, yaratacılığınızı bitiriyor olabilir.

Uzmanlara göre yapmanız gereken şeyleri listeleyip, öncelikler tanımlamak işe yarayabilir.

Gözleriniz bozulmaya başlıyor

İnsanları çalışmaya isyan ettiren önemli şeylerden biri gözlerinin bozulması. Göz doktoru olan Joshua Dunaief’e göre bir kitap, metin ya da bilgisayar ekranına saatlerce bakmak sonuçta göz bozukluklarına yol açıyor. Bunun ilk göstergesi ise düşük ışıklı yerlerde görme bozukluğu. Örneğin; gece araba kullanmak gibi.

Dr. Dunaief’e göre sürekli baktığınız şeylere periyodik olarak aralıklar vermek, gözünüze verilecek zararları azaltabilir. Zamanınız varken ufak bir yürüyüş size iyi gelebilir. Masanızdan uzaklaşamıyorsanız bile, oturduğunuz yerden başka uzak bir noktaya bakmak da işe yaracaktır.

Aileniz çok çalıştığınızdan sürekli şikayet ediyor

‘Chained to the Desk: A Guidebook for Workaholics, Their Partners and Children, and the Clinicians Who Treat Them’ kitabının yazarı Bryan Robinson’a göre siz ne kadar evinizin masraflarını karşılıyor, destekliyor olsanız bile, eşinizin yemek tekliflerini sürekli reddetmek, ertelemek zorunda kalması güzel bir durum değil. “Eğer ev hayatınızla iş hayatınız arasına bir bariyer koymazsanız, baba ve eş olarak rolünüzü yerine getiremeyebilirsiniz.” diyor Robinson ve uyarıyor “İşe gereğinden fazla zaman ayrıldığı zaman boşanma oranları da oldukça yükseliyor.”

Ailenize zaman ayırın. Gerekirse gece buluşması dahi ayarlayın ama onları kaybetmeyin.

Ofisi en son terk eden hep siz oluyorsunuz

Eğer çalıştığınız yerdeki herkes 60 saat çalışıyorsa siz de ona uymak zorunda kalırsınız. Fakat eğer bir tek siz fazla çalışıyorsanız, beklenen ve gerekenden daha fazlasını yapıyor olabilirsiniz. Kısa vadede patronunuzun beğenisini kazanabilirsiniz ama Robinson’a göre bu durumun ters dönmesi çok olası. Uzun çalışma saatleri sağlık sorunları olarak size geri dönebilir. Bu da üretken olarak geçireceğiniz günleri yatakta hasta olarak geçirebilirsiniz demek.

Robinson kendinize gerçekçi saatler koymanızı tavsiye ediyor. Bu 19:00''da işten çıkmak, cumartesi çalışmamak ve iş dışında iş maillerine bakmamak olabilir. Başlangıçta zor gibi görünse de sonrasında rahat edebilirsiniz.