İyi başladı kötü bitti
Sezon başında seyircisiz oynadığı 5 maçta 4 galibiyet bir beraberlik alarak büyük başarı yakalayan G.Saray için seyircisiz oynama acaba bir avantajmıydı? Zira, sarı kırmızılar bilindiği gibi daha sonra seyircisiyle oynadığı birçok maçta kötü neticelere imza atarak, hedeflerine birer birer veda etmişti...
Son olarak büyük derbide bir puana razı olarak zirveden uzaklaşan G.Saray, daha sonra futbol adına birşey koyamadığı İstanbul maçından üç puanla ayrılınca, ve rakiplerinin de puan kaybetmeleriyle bir anda kendini yine zirvenin içinde bulmuştu... Hele bu hafta Trabzonspor'un Sivas'a, F.Bahçe'ninde Ankaragücü'ne yenilmesinden sonra Aslan şampiyonluk şarkılarını tekrar söylemeye başladı. Ancak bu şarkıların devam etmesi için G.Saray, dün gece daha önce bir kez yendiği bir kez de berabere kaldığı Ankara'yı yenmek zorundaydı...
Bunu bilen Sarı Kırmızılılar, oyuna sakin ve dikkatli başladı. Bülent Korkmaz elindeki kadrodan en iyi 11'ini sahaya sürmüştü. Oyunu önce kendi sahasında kabul eden G.Saray, Baros, Nonda ve Lincoln'ü ileride tutarak uzun toplarla gol aramayı düşünmüştü. Maçın ilk 15 dakikasında rakip Sarı Kırmızılı kalede daha çok gözüktü. Ancak bu dakikada gelen gol ile G.Saray oyunun hakimiyetini ele geçirdi ve ilk yarı attığı tek golle kapadı. İkinci yarıda görüntü yine aynıydı. Ankara daha çok topla oynuyor. Ancak G.Saray daha çok gol pozisyonuna giriyor. Dün Ali Sami Yen'de ligin başındaki gibi etkili, Lincoln biraz daha çalışkan, Ayhan düzgün pas yapabilseydi, maçı kazanabilirdi. G.Saray dün Ali Sami Yen'de ikinci yarıda yakaladığı gol pozisyonlarını çok kolay harcayınca bir puana razı oldu. Trabzon'un ve F.Bahçe'nin mağlup olduğu haftada son dakikalarda kalesinde gördüğü gol G.Saray'a hiç yakışmadı. Dün Ali Sami Yen'de seyircisiz futbol hiç de hoş değildi. Aynı iyi başlayan kötü biten siyah beyaz sessiz film gibiydi...