İYİ Parti Of İlçe Başkanı Abdulhamit Karaahmetoğlu, Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin ÇAYKUR’a bağlı çay fabrikalarının sahalarına gösterdiği özenin, halkın günlük yaşam alanları ve deniz sahillerinde gösterilmediğini belirterek hem Büyükşehir Belediyesi’ni hem de Of Belediyesi’ni hedef aldı. Karaahmetoğlu, bu çifte standardın hem vicdani hem idari anlamda kabul edilemez olduğunu söyledi.
“YOLU ÇAYKUR’A, BOĞULMAYI VATANDAŞA MI REVA GÖRÜYORSUNUZ?”
Karaahmetoğlu açıklamasında, “Trabzon Büyükşehir Belediyesi, kendi bütçesi olan ÇAYKUR’un fabrika sahalarına asfaltlama, çevre düzenlemesi, bakım-onarım gibi hizmetleri sunuyor. Peki ya her yıl Of sahillerinde boğularak hayatını kaybeden gençlerimiz, çocuklarımız? Onlar bu kadar değersiz mi? Vatandaşa hizmet söz konusu olunca suskunluk, kuruma hizmet olunca seferberlik!” diyerek tepki gösterdi.
“DENİZE GİRİLECEK ALANLAR BELİRLENMELİ, ÖNLEM ALINMALI”
Yaz aylarında artan nüfusla birlikte Of’un sahil bölgelerinde güvenlik sorunlarının da arttığını vurgulayan Karaahmetoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Of’un sahilleri kaderine terk edilmiş durumda. Denize girilecek güvenli bölgeler halen belirlenmiş değil. Ne bir cankurtaran var ne de güvenli yüzme alanları. Soyunma kabini, duş, güvenlik şeridi gibi temel altyapı yok. Her yıl aynı acılar yaşanıyor ama belediyeler kulak tıkıyor.”
“OF BELEDİYESİ DE BU SESSİZLİĞİN ORTAĞI”
İlçe belediyesini de eleştiren Karaahmetoğlu, “Of Belediyesi bu ihmali görmezden geliyor. İlçedeki bozuk yolları da, sahildeki tehlikeleri de yıllardır çözemedi. Vatandaş şikayetçi, ama çözüm yok. İlçe belediyesi bu suskunluğuyla Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin bu adaletsiz yaklaşımına ortak oluyor.” dedi.
“AYNI HASSASİYETİ OF HALKI DA HAK EDİYOR”
Karaahmetoğlu açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“ÇAYKUR sahalarına gösterilen titizlik, bu halkın sahillerine de gösterilmeli. Biz ÇAYKUR’a karşı değiliz, ama devletin vatandaştan aldığı vergilerle sadece kurumlara değil halka da hizmet götürmesi gerekiyor. Belediyelerimizi, halkın güvenliği, sağlığı ve yaşam hakkı için harekete geçmeye davet ediyoruz. Bu çağrımız gecikmiş bir çığlıktır.”
