İYİ Parti’nin Ordu adayı Enver Yılmaz’dan ‘geçersiz oy’ çıkışı: Oylarımızı çaldılar

İYİ Parti’nin Ordu adayı Enver Yılmaz’dan ‘geçersiz oy’ çıkışı: Oylarımızı çaldılar

Ordu Büyükşehir Belediyesi için yapılan yerel seçimlerde, İYİ Parti'nin adayı Enver Yılmaz, seçim sonuçlarına yönelik ciddi şaibelerin olduğunu söyleyerek itirazlarını dile getirdi.

Ordu - Murat Yılmaz

Ordu genelinde, özellikle beş ilçede, toplamda 93 bin 992 geçersiz oy bulunduğu belirtilirken, İYİ Parti'nin adayı Yılmaz, bu oyların bir kısmının partisine verilmiş olabileceğini öne sürdü.

Ayrıca mantığa aykırı şekilde çift tercih sebebiyle geçersiz sayılan oyun sayıca çok yüksek oranlarda olduğu bu durumun da yapılan seçimin şaibelere yol açtığı belirtildi.

Yılmaz, yaptığı açıklamada Ordu'da birçok sandıkta usulsüzlükler ve haksızlıklar yaşandığını iddia etti.

Yılmaz’ın açıklaması şu şekilde:

"93 BİN 992 GEÇERSİZ OY VAR"

"Ordu'da birçok sandıkta usulsüzlükler ve haksızlıklar yaşandığını iddia etti. Hukuk ve etik normlara bağlı olarak yarışmış ve kazanmış olan belediye başkanları ve genel yöneticilerimizi öncelikle tebrik ediyorum. 2240 sandıkta toplam 455 sandığa yönelik itirazlarımızı bugün saat 3 itibarıyla gerçekleştirdik. 19 ilçemizin tamamında itirazlarımızı YSK'lara ve hakimliklerimize başvurma süreciyle tamamladık. Bir sandıkta ortalama 250 seçmenimizin olduğunu hesapladığımızda, toplam 114 bin seçmenin iradesini ortaya koyacak doğru sonucun alınması için itirazlarımızı yaptık. Bu dilekçeyle birlikte elimizdeki delillerle yaptığımız itirazların seçim kurulu tarafından özellikle ve öncelikle ciddiye alınacağına inanıyorum. Buna yönelik konu başlıklarımızı değerli basın mensuplarıyla paylaşarak tüm ülkenin gündemine taşımak istiyorum. Özellikle beş ilçede tam bir hukuk garabeti yaşandığını ve resmen sandıkta bir gasp oluşturulduğunu belirtmek istiyorum. Bu gaspa karşı delillerimizle hukuki sürecimizi mahkemelere ve YSK'ya, seçim kurullarımıza bildiriyoruz. Bu çerçevede, özellikle evraklarla birlikte göstermek istiyorum ki, 14.15'te açıklanmış bir tutanak, 16.00'dan önce açılamaz. 133 oy başka bir partiye, Enver Yılmaz ve İYİ Parti'ye ise 0 oy verilmiş.

Halbuki Çetele'de, bizim almış olduğumuz oyun yazdığı halde, 49 tutanakta yansıtılmamış, birleştirilmiş bir şekilde tutulmuş. Biliyorsunuz, tek zarfa ilçe meclisi, belediye başkanı ve ilçe belediye başkanı oyları konuluyor. Büyükşehir tutanaklarında hiç oy çıkmadığı belirtilmiş. Ancak bu, ilçe belediye seçimlerinde ve meclis üyeliklerindeki evrakların ihmal edilerek büyükşehir tutanaklarına yansıtılmamak için yapılmış bir girişimdir. 201 geçerli oyun 51'i, 39'u ve 43'ü geçersiz sayılmış; 237 oyun 141'i geçersiz sayılmış. Bunun yanında, sadece iki imzalı bir tutanak varken, bu hesap dört imza gerektirdiğini ve eksik imzalı tutanakların geçersiz olacağını söylüyor. Yine, iki yüz otuz bir geçerli oyun kırk yedisi geçersiz sayılmış ve elimizde yüzlerce örnek var. 182 oyun 34'ü, 192 oyun 33'ü geçersiz sayılmış gibi, sayfalarca geçersiz oy örneği sunabilirim. Neden bunu özellikle vurguluyorum?

Bizim oylarımızın geçersiz kılınması için diğer siyasi partilerin pusulalarının üzerine basım yapıldı. 2019 seçimlerine kıyasla daha az katılım olmasına rağmen, Ordu'da 16 bin 820 geçersiz oy bulunuyor. Türkiye ortalamasının üzerinde bir oranla, maalesef Ordu'da 93.992 geçersiz oy kullanıldı. Enver Yılmaz, özellikle beş ilçede geçersiz sayılan oyların anormal yüksekliğine dikkat ve bu geçersiz oylar, Akkuş'ta, Ünye’de, Çatalpınar'da ve Kumru'da yoğunlaşıyor. Korgan ilçesiyle Kumru ilçesinin sosyolojisi, insan yapısı, siyasi dengeleri birbirine çok benzer olmasına rağmen, birisinde altı bin oy öndeyken, diğerinde altı bin oy gerideyim. Bu kabul edilemez. Ve kırsal yoğunluğu dikkate aldığımızda, Kumru ilçesi, bahsettiğim senaryoya uygun bir zemini hayata geçirdi. Ne mi yaptılar? Sandıkları erken kapattılar, az önce tutanağını gösterdim. 14-15 gün... İkinci olarak, tam iftar saatinde, sandık başkanları ve sandık kurulu üyelerini gönderdiler. Sonrasında ise, biz buradaydık; saat 7'den gece 11'e kadar, hiçbir TV kanalında, ajanslarda, ordu ile ilgili giriş yapılmadı. Saat 7'de %10 öndeyken, gece 11 olduğunda bir baktık ki, başa baş duruma ve daha sonra geriye düşmüşüz.

“SEÇİMİN SEYRİ DEĞİŞECEK”

Seçim kurulundan ve Yüksek Seçim Kurulu’ndan süreci objektif olarak takip edemedik. Bunun yanı sıra, ajanslar, hem Ankara hem Anadolu Ajansı, sağlıklı bilgi geçişi yapamadı; çünkü bilgi geçemediler. Şu an itibariyle elimizde ıslak imzalı tutanakların yüzde doksan sekizi hazır. Talebimiz şudur: seçim kurullarının, sandıkta kazandığımız seçimin, Orduluların gerçek iradesinin gerçeğe yansıtılmasıdır. Biz adalet istiyoruz. Bu adaleti gerçekleştirecek olan hakimlerimize güveniyoruz ve onlardan bu özellikleri bekliyoruz. Ordululardan ne bekliyoruz? Bugün itibariyle itirazlarımızı yaptık. Bu itirazlar, iki günlük hukuki sürece tabi olacak, sonra İl Seçim Kurulu, sonra YSK, Yüksek Seçim Kurulu takvimine tabi olacak. Ordululardan istediğimiz şu: lütfen, bütün ilçelerimizde, sandık kurulları sayımlara tekrar başladığı andan itibaren, hemşehrilerimiz, lütfen adliyelerin önüne gelsinler. Her fikri, zikri, partisi, görüşü ne olursa olsun, bir hak gaspı, bir usulsüzlük, bir adaletsizlik varsa, o adaletsizliği giderecek meslektaşlarımızı sürece müdahale etmeye davet ediyoruz. Bunun yanı sıra, bugün itibariyle, bir saat önce, bütün ilçelerimizdeki başvurumu söyledim, yaptım. Bütün evraklarıyla ve delilleriyle yaptım. Otuz avukat arkadaşımız, Pazar gecesinden itibaren bu saate kadar, iki gün hiç uyumadan, hemşehrilerimizin hassasiyeti çerçevesinde süreci kontrol etme ve yanlışlığı düzeltme konusunda bize yardımcı oldular. Siyasi partilerimizin bazılarıyla dirsek temasına geçmek zorunda kaldık; çünkü ıslak imza tutanaklarını bizim sandık görevlilerimize vermediler, yasaya rağmen vermediler. İl Seçim Kurulu hakimi ve İlçe Seçim Kurulu hakiminin talimatına rağmen vermedik. Vermeyince de, arkadaşlarımızın fiili zor kullanacak hali yoktu. Çatalpınar'da kavga çıktı, önledik. Dünyada, İstanbul seçimleri sonuçlanmış olmasına rağmen, adliyenin yüz metre ötesindeki çuvallar, sabah dörtte geldi. Sabah dörtte geldi; çünkü bunlar, seçimin kaybedileceğini tahmin ediyorlardı. Anketler ortadaydı. Seçime katılımın düşüklüğünü de dikkate alarak, kırsal yoğunluğu olan ilçelerde, sadece sandık başkanının inisiyatif alabileceği yerlerde, sandık görevlilerini, Ramazan ve iftara bahane ederek gönderdiler. Bu göndermeyle birlikte, sandık başkanı, sandıkla baş başa kaldı. Bazı yerlerde mührü kırdılar; çünkü mühür basan, kendileri. Kırdıktan sonra açtılar, açtıkları andan itibaren yaptıkları şu oldu: İYİ Parti'nin, Enver Yılmaz'ın yazılı olduğu bütün oy pusulalarına çift dikiş mühür vurarak, oyları iptal ettiler. Çünkü yirmi beş bine yakın, bu gerekçeyle iptal edildiğini tahmin ettiğimiz oy vardı. Aradaki fark, on altı, on beş bin civarındaydı. Zaten biz, kendiliğinden, yasal süreç başlamadan, itirazlarımızla bin oyu kazandık. Arada, yedi bine düştü. Yedi bin oy, saf değiştirdiği takdirde, zaten seçimin seyri değişecek. Ben şunu tahmin ediyorum:

“TÜRKİYE’NİN SEMBOL İLLERİNDEN BİR TANESİ”

Türkiye'nin sembollerinden bir tanesiydi. Bizimle birlikte, yüzde otuz yediye yakın oy aldık. Şu anda, yüz altmış yedi bin hemşehrimizin oyu var. Toplamda, bu, aşağı yukarı, sandığa giden seçmenimizin yarısı. Bize destek veren bütün hemşehrilerimize canı gönülden teşekkür ediyoruz. Onlara minnettarız. Zira biz, Ordu da, ordu birlikteliği, Ordu ittifakı niyetiyle bu yola çıktık. Onu da gerçekleştirdik. Hemşehrilerimizde yoğun bir teveccüh oldu. Hiç hesap edemediğimiz, aklımızın ucuna gelmeyen alandan vurulduk. Bu, özellikle Ramazan ayı ve yüksek ilçelerdeki muhtarlık seçimlerinin bir an önce bitmesi telaşıyla, sandıklarda, muhtarlık seçimleri sonrası, hiç kimsenin kalmamış olması. Ondan sonra, dediğim gibi, sandık başkanlığının vicdanına kaldık. Bu vicdan, daha önce görüldüğü gibi, vicdanla hesap arasında, kaybettirilmek istenen biz olduk. İnşallah, inanıyorum, tek talebimiz var devletimizde. Bunu daha önceden de söylemiştim. Bu itirazlarımız çerçevesinde, hepsi belgeli. Şu anda, dört yüz elli beş sandığa itirazımız var.

“SADECE YENİDEN SAYIM İSTİYORUZ”

Yüz on beş bin seçmeni ilgilendiren itirazlarımızın olduğu sandıklarda, biz, yeniden sayım istiyoruz. Sadece yeniden sayım, kardeşim. Orada da, sandık kurulları zaten, bütün partilerin temsilcileri var. Hakim nezaretinde, bunu, Yüksek İl Seçim Kurulu'nda, İlçe Seçim Kurulu'nda, kısa bir süre içinde yapacağına inanıyorum. Olmadığı takdirde, biz, gerekli yasal haklarımızı sonuna kadar kullanacağız ve bu süre içinde de, bütün vatandaşlarımızla, sürecin bitmediğini, yasal sürecin bitmediğini, bundan sonra, ordunun çok şeylere gebe olduğunu, hakkımızı sonuna kadar alacağımızı, sandığa giren her oyun, sandıktan da, Enver Yılmaz olarak çıkması konusunda, gece gündüz, bütün ordular, hemşehrilerimiz adına, mücadele edeceğimi tekrar söylüyorum. Bir oyunla, bir konfloyla karşı karşıyayız. Bu gerekçelerle, 2019 yılında, İstanbul seçimleri yenilendi. Yenilenme, son aşama ama, biz, kesinlikle, yeni bir sayımız. O kadar masum talebimiz var ki, o sayımı yapacak olan hakimlerimiz, sandık kurullarının huzurunda, yüz on beş bin seçmenin olduğu, yaklaşık dört yüz elli beş sandığımızın, dört yüz elli beş sandığımızın, yeniden sayılmasını talep ediyoruz. O gerçekleşirse, hem kamuoyunun vicdanı, hem toplum vicdanı, şu anki yapıyı, kazandığı iddia edilen, yarışmış ve kazanmış kabul edeceğimize, inandığımız, mevcut belediyeyi, ancak vicdanlarında kabul eder.

“OYLARIMIZI ÇALDILAR”

Sayım olmazsa, bu sandıklar tekrar sayılmazsa ben mevcut belediye başkanını, Ordu’nun meşru belediye başkanı olarak kabul etmiyorum. Yeniden sayım yapılmadığı takdirde, Ordulular, hemşerilerimize, yüksek sesle sesleniyorum. Yeniden sayım hakkımız, bizim, kanuni hakkımız. Gerekçeleriyle, dosyalarıyla, evraklarıyla, ıslak imzalarıyla, birlikte bildirdik. Hakimlerimizin, bu konuda, karar verecek, hakimlerimizin, başta ilçe, sonra il, sonra da yüksek seçim kurulu, hepsinin, hiyerarşi çerçevesinde itirazda bulunacağımızın bilinci içinde olalım ve toplumumuzu bu konuda lütfen duyarlı olmaya davet edelim. Bir hak gaspı var. Oylarımızı çaldılar. Çalınan oylarımıza karşı, biz, hukuki sürecimizi, otuz avukatımızla birlikte, yaklaşık, iki gündür, burada, devam ettiriyoruz. Arkadaşlarımız, uykusuz kaldı. Bu millete, sandıktan çıkan sonucu, objektif olarak yansıtmayan, yansıtamayanlara karşı, mahkemelerimizi, seçim kurullarımızı, sonuna kadar, göremede, artık. Bunun altını, çizerek, söylüyorum. İki bin on dokuz, İstanbul seçimlerinin, yenilenmesine sebep olan gerekçelerin, bin katı, burada var. Biz, yeniden seçim isteriz ama, yeniden sayımla, biz, neticenin, değişeceğine, adınız gibi, inanırız. Yeniden sayım istiyoruz. Hukuki süreç, itirazlar, sonuna kadar, yapıldı.

“OYLARIMIZI ÇALDILAR”

Bütün hemşerilerimizin, bu konuyla alakalı, bilgilenmesi, bu marifette, sizler, marifetiyle, bilgilendirmek istedim. Seçim takviminde, uğramış olduğumuz, şantajları, tehditleri, hep beraber, görüyoruz. Ama, bütün bunlara rağmen, milletimizin, yarısı, iktidar partisinden de yaklaşık yüzde on yedilik bir düşüş olmak zorundayız Cumhur İttifakı'nda. Bize teveccüh gösterdiler. 2014’te yeni belediyenin girmesini almışken şu anda yarı yarıya düşmüş bir iktidar partisi oyu var. Milletin oylarının kendisinden gittiğini anladıkça onlar sandıkta gerekli operasyonu yaptılar. Hep bahsetmiştim. İstanbul'dan bir çete marifetiyle yönetilen bir büyükşehir belediyesinden bahsetmiştim. O çetenin belli ilçelerde, özellikle kırsal yoğunluklu, köy yoğunluklu ilçelerde seçmen yoğunluğu fazla olan ilçelerde. Nereler bunlar? Kumru, Akkuş, Ünye ve Çatalpınar. Bir kişi kaldı, gerekli operasyonu yaptı. Biz de o operasyonun sonucunu inşallah göstereceğiz. Bunun haricinde süreçle ilgili çok söyleyeceklerim var ama müsaade ederseniz seçim kurulu takvimi belli olduktan sonra kamuoyunu daha farklı alanlarda delilleriyle birlikte bilgilendirmek istiyoruz. Milletimizin teveccühü olan oylarımıza sonuna kadar sahip çıkacağız. Bu şantajcılara, kumpasçılara karşı gerekli mücadeleyi ve bundan sonra da vereceğiz sonuna kadar alırız. Tek derdimiz vardı. Sandıklara Enver Yılmaz olarak girilen oyun, Enver Yılmaz olarak çıkacağına hep inandım, gördüm ve bildim şimdiye kadar. Otuz yıldır da buna dayalı hiçbir olumsuz tecrübem olmadı. Fakat sandıklara Enver Yılmaz olarak giren oy, Enver Yılmaz olarak çıkmadı. Bunu, bir hakim, bir hukukçu olarak söylüyorum. Bu konuda da toplumumuzun dikkatli olmasını istiyorum. "Hırsız var" diyorum. "Oylarımızı çaldılar" diyorum. Bu hırsızlar, toplum vicdanında kendilerini aklamadıkları müddetçe o belediye binasına oturamazlar. Onun yolu mahkemelerin yeniden sayım suretiyle bu milletin kafasındaki soru işaretlerini gidermezler.”