Kadere bak! Allah Türkleri sevmiyor!

Kadere bak! Allah Türkleri sevmiyor!

Sen kalk, binlerce yıllık Gök Tanrı inancı bırak kitleler halinde Müslüman ol…

Sen kalk, İslam’ın kılıcı ol, Hindistan’dan Anadolu’ya, Balkanlar’a kadar İslam’ı yay…

Senin sayende bugün Balkanlar’da iki tane Müslüman ülke olsun, beş vakit ezanlar okunsun…

Sen kalk,  içerisinde sahabelerin de yer aldığı Müslüman Arap ordularının yapamadığını yap ve İslam peygamberinin müjdesini gerçekleştirip İstanbul’u fetheyle…

Sen kalk, Çanakkale’de kendi kahramanlığının eseri olan zaferi, gökten inen evliyalara bağla!

Sen kalk, Müslümanlık uğruna Arap kültürünü hiç alakası olmadığı halde İslam’ın emri algılayacak kadar aklını kaçır!

Sen kalk, sırf peygamber onlardan çıktı diye, Allah’ın ve peygamberin bile yapmadığını yap ve Arapları “Kavm-i Necip” görecek kadar milli şuurunu kaçır…

Sen kalk, öz Türkçe olan “Tanrı” demeyi küfür kabul et, Allah’a Tanrı’yı yendir!

Sen kalk, “Türkçe ezan zulmü” diyerek, ana diline İslam uğruna zulüm de!

Sen kalk, Anadolu’da kendi insanını yüzyıllarca ihmal et, Anadolu’yu yüzyıllarca köhne bırak ama mübarek şehirler diye Kudüs’ü, Mekke’yi, Medine’yi ihya et…

Sonra gün gelsin, hiç ihmal etmediğin o Arap topraklarında “Kavm-i Necip” dediğin Araplar İngiliz gavuru ile işbirliği yapıp seni arkandan vursun,  “din kardeşlerin” hücuma “Allah Allah” diye kalkan Türk askerinin kanını akıtsın…

Sen kalk, hiç bundan akıllanmamış gibi, milyonlarca Suriyeliyi, Afgan’ı “Ümmet” diyerek ülkene al, ekmeğini bölüş…

Ama Allah seni, yani bütün bunları ve daha fazlasını yapan Türk’ü sevmesin, iyi mi? Kadere bak!

AKP Genel Başkanı’nın Bartın’daki maden faciasına “Kaderin planı” demesinden bu sonuç çıkıyor…

Demek ki Allah; İngiliz’inden Fransız’ına, Alman’ından Japon’una, Amerikalısından Hollandalısına, İtalyan’ından, İspanyol’una, Yunan’ına kadar ne kadar millet varsa seviyor, değer veriyor ama Türkleri sevmiyor, Türklere değer vermiyor…

Hadi öyle demeyelim de, “Demek ki başka milletler Allah katında Türklerden daha değerli” diyelim…

Demek ki öyle ki, o gâvurların kaderine hiç böyle şeyler yazılmıyor!

Genelleme olarak algılamayın sakın! Allah’ın bütün Türkleri sevmediğinden bahsetmiyorum.

“Kader planını” açıp bakarsak, belli ki Allah Türk’ün garibanını sevmiyor…

Öyle ya! Türk olup da, vurguncu, soyguncu, hırsız olanın başına ne geliyor? İfşa oldukları halde, ellerini kollarını sallaya sallaya geziyorlar…

Türk’ün garibi öyle mi peki?

Deprem olur; oturduğu binayı müteahhidin ahlaksızca zayıf inşa etmesi, o binaya inşaat mühendisinin onay, belediyenin de ruhsat vermesi, bürokratın denetlememesi, görmezden gelmesi, siyasetçinin imar affı çıkarması kaderi olur, enkaz altında ölür!

Sel olur, dere yatağına verilen imar izninden ölür!

Çorlu’da tren kazasından ölür!

İnşaatta çalışırken ölür!

Maden ocaklarında ölür!

Soma’da yaşam odası olmaması, Bartın Amasra’da Sayıştay’ın nokta atışı yaptığı raporu dikkate alınmaması kader planı olur, öyle ölür!

Cephede ölür!

Ölür de ölür…

Ve bütün bunlar, Allah Şura Suresi 30. ayette, insanların başlarına gelen kötülüklerin, felaketlerin, uğradıkları zararın, kendi hatalarından, kendi tedbirsizliklerinden, akıllarını kullanmamalarından olduğunu söylediği halde, “kaderin planı” olur!

Görüyorsunuz ya, insan iradesini reddeden bir kader anlayışını Allah bile kabul etmiyor!

Sorsan, bunlardan iyi Müslüman yok!

Bu büyük Müslüman ihmalkâr efendiler kader planına inanıyorlar ama “Tedbiri al, yapman gerekeni yap, sonrasını Allah’a bırak” demek olan tevekkül inancı beylerde hak getire!

“Nasıl olsa Allah tekzip göndermiyor, o yüzden böyle rahat rahat konuşuyorlar” diyeceğim ama Allah kitabında tekzibi dahi yaptığı halde, ihmalleri, tedbirsizlikleri, Allah’ın üstüne yıkıp, üstüne “41 şehide çok çabuk ulaştık” diyerek siyasi prim devşirmeye bile çalışıyorlar…

Amasra''daki taşkömürü ocağının bağlı olduğu Türkiye Taşkömürü Kurumu''nun Genel Müdürü Kazım Eroğlu''nun Kozlu faciasının sanığı olarak yargılanırken genel müdür yapılması, aldığı hapis cezasına rağmen göreve devam ettirilmesi de Allah’ın planı mı?

İş kazası bu be, iş kazası! Doğal afet değil!

Liyakat cellâtlığının, insan hayatını hiçe saymanın eseri olan iş kazası!

İnsanın fıtratında, kaderinde yaşamak, yaşatmak da var oysa…

Kömür madeninde insanlar üşümesin diye ölümün soğuk koynuna giren son 41 canımızla bir defa daha gördük ki, bu ülkede hiç zam gelmeyen, enflasyondan zerre kadar etkilenmeyen, en ucuz şeydir insan hayatı!

O kadar ucuz ki, facialardan sonra bile zam gelmiyor!

Yazarın Diğer Yazıları