Kazaklar ve kurtlar...
Çimkent’te Kur’an Kursu talebeleriyle beraber
Tanrı dağlarının eteklerinde başlayan Atayurt yolculuğumuz Kazakistan’ın Güneyinde yer alan Çimkent eyaletiyle devam ediyor. Başkanlık sistemiyle yönetilen Türk Cumhuriyetlerinde eyalet kavramıyla karşılaşıyorsunuz. Sadece Kırgızistan’ın kısa bir süre önce parlamenter rejime geçişi hızlandıran bir karar aldığı görülüyor. Buna rağmen Orta Asya genelinde istikrarın sağlanması çok önemli ve stratejik bir mesele... Farklı dinamikler ve çok sayıda küresel şirket bölgede konuşlanmış durumda. Dolayısıyla bu Cumhuriyetlerin kendine özgü koşullarının Başkanlık sistemini daha işlevsel kıldığı söylenebilir.
Bu eyaletlerden birisi olan Çimkent, 2.5 milyon nüfusa sahip ve Özbekistan’ın başkenti Taşkent’e çok yakın. Özbekistan’dan vize almayı başaran bazı dostlarımız Taşkent üzerinden Çimkent’e ulaşımı tercih ediyor. Böylelikle iki ülkeyi de daha kısa zamanda ziyaret etme fırsatı buluyorlar. Eskiden iç hat uçuşlarda pervaneli uçaklar kullanılırdı; şimdi ise daha modern ve güvenilir uçaklarla yolculuk yapılıyor. Almatı-Çimkent arası yaklaşık 700 km ve 1,5 saatlik bir yolcuğun ardından eyaletin merkezi olan Çimkent havalimanına iniliyor Havalimanı eskiye göre oldukça yenilenmiş. Havalimanında güzel Türkçesi ve sempatik tavırları ile belediye meclisi üyesi ve Çimkent Kuran Öğretim Merkezi’nin kurucusu Hayrullah Bey karşılıyor ve her birimize “topraklarınıza şeref verdiniz” diyerek keyifli bir yolculuğun işaretlerini veriyor.
İki katlı lüks bir otobüsle şehre giderken Hayrullah beyin adeta bir mitingi aratmayan konuşması ile birkaç gündür Kazakistan hakkında olumsuz izlenimi olanların görüşlerinin değişmeye başladığını fark ediyoruz. “Türkiye’ye geldiğimde ot (salata benzeri şeyler olsa gerek) yemek istemiyorum, Türk kahvesini de içiyorum ama ne yalan söyleyeyim çok acı, bir de çorbaya gerek yok Kazaklar eti sever bilmiyor musunuz?” diyor. "Nitekim rivayete göre Kazakların et yeme konusundan Kurtlardan sonra ikinci sırada olduğundan söz edilir."
Belirtmek gerekir ki bir Kazak misafiriniz varsa bu hassasiyetlere dikkat etmenizi salık veririm. Kazak dostlarımız Türkiye’deki olayların orada da takip edildiğini, Antalya bölgesine bazı turların iptal edildiğini ve Türkiye’ye okumak için gelen bazı öğrencilerin kararlarından vazgeçtiği bilgisini aktarıyor. Yanlış bir algıyı düzeltmek adına Kazak dostlarımıza olayların içyüzünü ve değerlendirmelerimizi aktarmaya çalıştık. Özellikle bu konuda CHP’li meclis üyesi Emel Ersin ile AKP’li meclis üyeleri arasındaki diyaloglar yol boyunca devam etti. Emel Ersin halen Kırşehir’de avukatlık yapıyor, dünyanın farklı ülkelerine seyahat etme imkanı bulmuş ve yabancı dil biliyor. Son derece girişken ve hedefleri olan birisi. Belki de bu entelektüel durumu nedeniyle bazı kesimlerle fikir ayrılığına düşüyor. Elbette ki siyasette bu tür tartışmaların sonu gözükmüyor. Biz de sabah erkenden Kuran Kursunu ziyaret ediyoruz. Binayı dolaştığımızda benzer merkezlerin sayıca artmasını temenni ediyoruz. Zira Kazakistan’da İslamın yaygınlaşması aşırı dini grupların sözlü ve yazılı materyallerini ve “Vahabizm” benzeri tehlikeleri beraberinde getiriyor.
Çimkent şehir merkezindeki kısa gezintinin ardından asıl odak noktamız olan Türkistan şehrine ve Hoca Ahmet Yesevi’nin türbesine uzanıyoruz.
Haftaya devam edeceğiz...