Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sabahattin ÖNKİBAR

Sabahattin ÖNKİBAR

Kılıçdaroğlu’nu destekleme gerekçelerim

1) Türkiye hızla ayrışmaya ve hatta fiili olarak bölünmeye gidiyor. Bunun önüne geçilmesi için AKP’nin iktidardan indirilmesi olmazsa olmazdır. AKP’nin indirilmesi de CHP ve Kılıçdaroğlu’nun başarılı olması ile mümkündür. CHP başarılı olmazsa AKP her hal ve şartta iktidarını sürdürecektir.
2) Kılıçdaroğlu’nun kafa karıştıran bazı açıklamaları olmuş ise de üniterlik bağlamında duruşu nettir.
3) Kılıçdaroğlu’nun en önemli özelliği, tartışmasız olan dürüstlüğüdür. ANAP’ın 1984’de iktidara gelmesi ile algılarla değer ölçüleri değişen Türk toplumu, Kılıçdaroğlu’nun iktidara gelmesi ile kendine gelebilir yani dejenerasyon süreci nihayetlenebilir.
4) Kılıçdaroğlu’nun başarısı, iki ya da daha fazla partinin koalisyonu demek olacaktır. Buradan hareketle de böyle bir başarı toplumda oluşan gerginliği ve tansiyonu düşürür.
5) Kılıçdaroğlu’nun alacağı her oy, fundamentalist dönüşümü yaşayan  Türkiye’nin normal haline gelmesi demek olacaktır.
6) Kılıçdaroğlu ile iki dil, iki bayrak ve özerklik gibi talep ve tartışmalar anında rafa kalkacaktır
7) Kılıçdaroğlu mağlup olursa, iki dil ve Kürtlere özerkliğin önü açılacaktır.
8) Kılıçdaroğlu 2011 Haziran’ındaki seçimde şayet başarılı olamazsa, Türkiye fiili olarak parti devleti modeline geçecektir.
10) Kılıçdaroğlu mağlup olursa, merkez medya diye bir kavram kalmayacak, bütün medya AKP’ye biad ve hatta iman etmek zorunda kalacaktır. Dahası Türk Silahlı Kuvvetleri bile ’Bando Takımı’konumuna düşürülecektir.
11) Kılıçdaroğlu’nun başarısızlığı, Türkiye’de yeni bir döneme kapı aralayacak ve ülke ’Başkanlık Sistemi’ne geçecektir.
12) Kılıçdaroğlu mağlup olursa, Tayyip Erdoğan Anayasayı değiştirecek ve ülkeyi yeni idari planlama ambalajı ile bölgelere, yani eyaletlere ayıracaktır.
13) Kılıçdaroğlu yenilirse, işsizlik, yoksulluk gibi konularda AKP bugüne kadar yaptıklarını yapacağından, ülke her geçen gün sosyal patlamaya doğru hızla yol alacaktır.
14) Kılıçdaroğlu kazanırsa, ülkeye yeni bir heyecan gelecek ve ümitler yeşerecektir.
15) Kılıçdaroğlu gelirse, üretimin şahlanması, işsizliğin düşmesi ve ülkenin normalleşmesi ağırlıklı ihtimaldir.
16) Kılıçdaroğlu ile Türkiye, ihracata dayalı büyümeye geçecek, dünya faiz baronlarının Türkiye’yi sömürmesi engellenecektir.
17) Kılıçdaroğlu AKP’yi iktidardan alaşağı edebilirse, çöken tarım ayağa kalkacak ve devlet, tıpkı Cumhuriyetin ilk dönemlerindeki gibi işsize istihdam sağlayacak ekonomik faaliyetlere girebilecektir.
18) Kılıçdaroğlu başarılı olursa, Türkiye diplomasisi emperyalizmin kuyruğu olmaktan çıkıp, Atatürk’ün onurlu ve gururlu dönemlerini hatırlayacaktır.
19) Kılıçdaroğlu hükümeti kuracak güce erişirse, bu ülkenin Başbakanları artık servetleri, villaları, İsviçre’deki gizli hesapları ve çocukları ile anılmayacak, icraatları ile değerlendirilecektir.
20) Kılıçdaroğlu kazanırsa, hukuk araç değil amaç olacak, korku devleti günleri geride kalacaktır.
21) Kılıçdaroğlu AKP’yi yere sererse, Türkiye kanun devleti değil hukuk devleti olacaktır.
22) Kılıçdaroğlu gelirse, yandaş hakim, yandaş polis, yandaş medya, yandaş şu bu olmayacak, herkes hukukun gözetiminde olacaktır.
23) Kısacası Kılıçdaroğlu başarılı olursa, Türkiye büyük bir kâbustan uyanıp hızla normalleşecektir.
Evet Kemal Kılıçdaroğlu, başlangıçta yaptığı bir-iki hataya rağmen bugün bana bu tür beklentileri veriyor. Dilerim başarılı olur ve bu beklentilerim karşılanır... Yok iktidara gelir ve tersini yaparsa hiç kuşkunuz olmasın, onu da topa tutarız... Bizim derdimiz A veya B şahsın Başbakan olması değil, ülkenin iyi yönetilmesidir!
NOT: Bütün okurlarıma mutlu, sağlıklı bir yıl diliyorum.


 

KIYAS...
Tayyip Bey ve Barlar Sokağı Başbakanı!

Orhan Keçeli, “Tayyip Bey’le mücadele etmek zor”  diyor.
Niçin dememle, Demokrat Partili Keçeli başlıyor anlatmaya:
- “Tayyip Bey müthiş çalışkan, haftanın 7 günü sabahtan gece yarılarına kadar koşturuyor. Son örneğin şahidi benim. Meclis’te bütçenin kapanış konuşmasını yaptığı akşam üşenmedi İstanbul’a geldi ve Rizespor’un gecesine katıldı. En önemlisi Başbakan masa masa bütün salonu gezdi ve herkesin elini sıkarak katılımcıların tek tek hatırını sordu. Emin ol, o tutumu herkesi mest etti.”
Keçeli’ye göre Erdoğan’ın bu hali, Demirel’in kopyası imiş ki 9. Cumhurbaşkanının insani ilişkileri de abartısız destansıdır. Zaten öyle olduğu için olsa gerek Güniz Sokak her zaman insanların akınına uğruyor.
Orhan Bey’in bu sözlerinden sonra geçmişe daldım ve 1991 yılına gittim..
Mesut Yılmaz, ANAP kongresinde Karadenizlilerin dayanışması ile Genel Başkan seçilir ve Başbakanlığın yolu açılır. Derken ilk gezilerinden biri Antalya olur ve Talya Oteli’nin açılışına gider. ANAP’lılar, ama özellikle de Karadenizliler Başbakan olan hemşehrilerini görmek ve kucaklamak için otele akın eder ve saatlerce lobi ile otelin girişini işgal eder, lakin Yılmaz’ı hiç göremezler, çünkü Mesut Bey, ’Kral Dairesi’nde tavla oynamaktadır... Hatırladığım bir başka şey, bayram ya da benzeri bir tatil sürecinde Mesut Bey’in soluğu Bodrum’da almasıydı ki kardeşi Turgut Yılmaz’ın,  “Başbakan olarak gitmen gereken yer Bodrum değil, Rize’dir”  dediğini bugün gibi hatırlıyorum. Mesut Bey kardeşini umursamayıp, yanına Kaya Erdem’i aldı ve Bodrum’a gitti, biz de takip için soluğu Bodrum’da aldık.. Yılmaz, Bodrum’a gittiği ilk günün akşamında ’Barlar Sokağı’ turu yaptı ve oranın müdavimleri ile kucaklaştı ki sokak girişinde biz de ayaküstü sohbet etmiştik.
Şimdi bir Tayyip Erdoğan’ı bir de Mesut Yılmaz’ı göz önüne getirin ve kıyaslayın... Biri tavladan başını kaldırıp oteldeki odasından çıkmıyor ve lobiye inip kendisi için gelenlere selam bile vermiyor, diğeri akşamın ilerleyen saatinde bütçe konuşmasından sonra üşenmeden İstanbul’a uçuyor ve Rizespor gecesine katılan bütün hemşehrilerini tek tek  kucaklıyor.
Öyle olduğu için zaten Mesut Yılmaz’ın Başbakanlığı, kısa sürelerle ve tepeden inme mümkün olabilmişken, Tayyip Erdoğan halkın teveccühü ile yıllardır o koltukta oturuyor...
Ne demişler, yiğidi öldür ama hakkını ver!

Yazarın Diğer Yazıları