Kış mevsiminin gelişiyle birlikte cilt sağlığı, hem çevresel faktörler hem de yaşam tarzı değişiklikleri nedeniyle zorlu bir süreçten geçmeye başladı.
Düşük sıcaklıklar ve nem oranındaki azalma, ciltte kuruluk, kaşıntı ve kızarıklık gibi sorunları beraberinde getirdi.
Uluslararası dermatoloji camiası, bu kritik dönemde cilt bariyerini korumanın hayati önem taşıdığını vurguladı.
NEM BARİYERİNE DİKKAT: HYALÜRONİK ASİT VE SERAMİD ÖNERİSİ
ABD merkezli ünlü dermatoloji uzmanı Dr. Patricia Wainwright, kışın karşılaşılan en büyük sorunun transepidermal su kaybı (TEWL) olduğunu belirtti.
Dr. Wainwright, bu kaybı telafi etmek için cilt bakım rutinlerinde nemlendirici bileşenlerin güçlendirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Dr. Wainwright, "Soğuk hava, cildin doğal yağları olan seramidlerin üretimini yavaşlattı. Cildin bariyerini onarmak ve nemi 'kilitlemek' için rutininize seramid içeren ürünleri eklemeniz gerekiyor. Ayrıca, nem mıknatısı olarak bilinen hyalüronik asit molekülleri, nemi cilde çekmede kritik bir rol oynadı ancak kuru ortamlarda tek başına yeterli olmayabilir. Mutlaka bir oklüzif (tıkayıcı) bileşenle desteklenmelidir" diye ekledi.
TEMİZLEYİCİLERDE KRİTİK DEĞİŞİM: SÜLFATLARDAN KAÇINILDI
İngiltere'den dermatoloji araştırmacısı ve uzman Prof. Dr. James O’Connell, cilt temizliğinde yapılan yaygın hataların kış aylarında durumu daha da kötüleştirdiğini söyledi.
Prof. O’Connell, yazın kullanılan köpüren, sert temizleyicilerin cildin koruyucu lipid tabakasını kaldırdığını ve bu durumun cildi soğuğa karşı savunmasız bıraktığını kaydetti.
Prof. O’Connell, "Cildin pH dengesi kışın daha hassas hale geldi. Rutin temizleyicinizin, cildin doğal yağlarını soymayan, pH’ı cilde yakın olan krem veya süt bazlı formüllere geçirilmesi, cilt bariyerinin bütünlüğünü korumak için ilk ve en önemli adım oldu. Sülfat içeren ürünlerden kesinlikle kaçınılması gerekiyor" şeklinde görüşlerini aktardı.
GÜNEŞ KREMİ KIŞIN DA ZORUNLULUK OLDU
Güney Koreli dermatolog ve estetik uzmanı Dr. Min-Jee Kim, birçok kişinin kışın güneş koruyucuyu bıraktığını ancak bunun büyük bir hata olduğunu bildirdi.
Dr. Kim, kar ve buzun, güneşin zararlı ultraviyole (UV) ışınlarını %80'e kadar yansıttığını gösteren bilimsel verileri hatırlattı.
Dr. Kim, "Bulutlu veya karlı günlerde dahi UV ışınları cildin derin katmanlarına nüfuz etti ve kolajen yıkımını hızlandırdı. Kışın bile en az SPF 30 ve geniş spektrumlu koruyucu kullanımı, yaşlanma karşıtı mücadelenin ve cilt sağlığının ayrılmaz bir parçası olmaya devam etti" dedi.
PEELİNG VE RETİNOİD KULLANIMI: DOZAJ AYARI YAPILDI
Uzmanlar, kışın cilt yenilenmesini sağlayan retinoidler ve kimyasal peeling gibi güçlü aktiflerin kullanımına devam edilebileceğini, ancak dikkatli olunması gerektiğini belirtti.
Dr. Wainwright, cildin tahrişe daha açık olduğu bu dönemde, retinoidlerin kullanım sıklığının azaltılması veya daha düşük konsantrasyonlu ürünlere geçilmesi tavsiyesinde bulundu.
Haftada bir veya iki kez uygulanacak kimyasal peeling sonrasında ise cildin hemen yoğun bir nemlendirici ile desteklenmesi gerektiği konusunda uyarılarda bulundu.
Uzmanlar, bu uygulamaların, cildin nem bariyerinin zarar görmesini engellemek için önemli olduğunu ifade etti.