Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit <br>YUSUF

Hüseyin Macit
YUSUF

KKTC'nin tanınmasını istemek zorunluluktur

Geçtiğimiz hafta yazdığım yazımda KKTC''de gözle görülür bir başıbozukluk ve ülke idaresinde becerisizlik ve iş bilmezliğin hâkim olduğunu vurgulayarak, millî olduğu iddiasında olan koalisyon hükümetini oluşturan partilerin bu performansla ilk seçimde sandıkta sıkıntı yaşayacağını, bunun ise federasyoncu kanadın yeniden ülke idaresine gelmesi demek olduğunu belirtmiştim. Federasyoncu partilerin iktidara gelmesi Kıbrıs Türk halkının Cumhurbaşkanı Tatar''dan yana kullandığı egemen eşitlik temelinde iki devletli çözüm modelinin sekteye uğraması, federasyon çözüm modelinin hortlaması demektir ki bu da Rum''a yama olacağımız süreci bir kez daha gündeme getirecektir.

KKTC''den yurt dışına gidecek talebelerden özellikle İngiltere ve Avrupa ülkelerine girişlerinde AB Aşı Sertifikası talep edilmiştir. AB Aşı Sertifikası alınması için de, KKTC vatandaşlarının Rum Cumhuriyeti''ne dönüştürülen ''Kıbrıs Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı''na'' müracaat etmeleri istenmektedir. KKTC Hükümeti ve Sağlık Bakanlığı, Anavatan Türkiye yetkili makamları ile görüşerek Türkiye aşı sistemine entegre olmayı ve Türkiye Aşı Sertifikası''nın KKTC vatandaşlarına verilmesini sağlayamamış, Kıbrıs Türklerini Rum''a mecbur bırakmıştır. Bize, yönetenler ''Egemen eşitlik'' diyor, ''ayrı bir devletiz'' diyor ancak gereklerini maalesef yerine getiremiyor. Rum Yönetimi bu aşı konusunu şimdi tepe tepe kullanacak, AB aşı sertifikası verdiği Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı üzerinden aşı sertifikası alması nedeniyle egemenlik savaşını kazandığı propagandası yapacak, KKTC''nin tanınmamış olması gerçeğini yüzümüze vuracaktır. Bizi Rum''a muhtaç edenleri burada şiddetle kınıyorum ve bu konuda ihmali olanların vakit geçirmeden hesap vermeleri gerektiğine dikkat çekmek istiyorum.

Avrupa ve İngiltere''ye gidecek Kıbrıs Türklerinin KKTC aşı sertifikasını kabul etmeyerek, bizi Rum''a, sözde Kıbrıs Cumhuriyeti''ne mecbur bırakan çirkin planın mimarı İngiltere''nin, Kıbrıs sorunu konusunda yeni hazırlıklar içerisinde olduğu görülmektedir.

Güney Kıbrıs''ta yayımlanmakta olan Fileleftheros gazetesi, "Üç Senaryolu Yeni Sahne... İngilizler Perde Gerisinde Hareket Ediyor, Sonraki Hareketler İçin Nabız Yoklamalar... 2014''teki Gibi Ortak Açıklama Yayımlanması Üzerinde Duruluyor" başlık ve spotlarıyla manşete çektiği haberinde müzakerelerin, 75''inci BM Genel Kurulu çalışmalarının ardından New York''taki BM merkezinde başlamasının hedeflendiğini yazdı. İngilizlerin perde gerisinde üç senaryo temelinde hareket ettiğine işaret edilen haberde senaryolar şöyle sıralandı:

"1- New York''a gitmeden önce Tatar ve Anastasiadis arasında mektup teatisinde bulunulması. Tarafların, karşı tarafın endişelerini giderme niyetini gösterecek tezler de sunabilecekleri bu mektuplar, bir çeşit müzakerelerin başlayacağı gayriresmî taahhüdü olacak. Bu da önünde, tarafların karşılıklı niyetlerine dair ana eksenleri bulunacak olan BM''nin yeni bir çaba başlatmasına olanak sağlayacak. Bu, gerçekleştirilmesi zor bir argüman addedildiğinden çekmeceye giriyor görünüyor.

2- Şubat 2014''teki gibi bir ortak açıklama yapılması hedefiyle Tatar ve Anastasiadis''in Genel Sekreter ile görüşmesi. O zamanlar Amerikalı Müsteşar Victoria Nuland''ın müdahalesi ile Eroğlu ile Anastasiadis arasında sonraki görüşmelere dair bir temel-metinde anlaşmaya varılmıştı. Çözüm şekline dair ifadeler içerdiği için olacak, Eroğlu-Anastasiadis ortak açıklamasına atıf yapılmıyor.

3- BM Genel Sekreteri tarafından, detaylara girilmeden ve tarafları rahatsız edebilecek ifadelerden kaçınarak, tarafları Kıbrıs sorununda yeni bir de çabaya davet edeceği bir açıklama yapılması."

Edindiği bilgilere dayanarak İngilizlerin bu aşamada, ortak açıklama yapılmasını öngören ikinci senaryo üzerinde durduğunu yazan gazete, istenilenin, müzakerelerin başlaması ve her şeyin süreç içerisinde ortaya çıkması olduğuna, sonuca varmasının önemine dikkat çektiklerini belirtti. Habere göre İngiltere Dışişleri Bakanlığı Kıbrıs sorunu yetkilisi Ajay Sharma''nın grubu, BM merkezine gitmelerinden önce taraflara sunulacak bir metin üzerinde de çalıştı ve Genel Sekreter''in geçici Kıbrıs Özel Danışmanı Jane Holl Lute''un da Ağustos sonu veya Eylül başında bölgeye yapacağı ziyarette nabız yoklama rolü üstlenmesi muhtemel görünüyor.

Bütün bu çabaların hedefi kapalı Maraş''ın açılması sürecini ve egemen eşitlik temelinde iki devlete dayalı çözüm modelini Türk tarafının ileriye götürmesini, olası tanınma sürecini engellemek, sekteye uğratmaktır. ABD''nin yakında Kıbrıs sorununa daha etkin bir şekilde müdahil olması beklenirken, yeniden federasyon görüşmelerinin önünü açacak tuzaklara karşı uyanık, baskı ve tehditlere de hazırlıklı olunması gerekmektedir. Kıbrıs Türk halkı KKTC''nin tanınması için tarihî bir fırsat yaratmıştır ve bu hedef emperyalist Batı''nın emellerine kurban edilmemelidir. Devletimizin tanınması bu vakitten sonra geri dönülemeyecek zaruri bir hedeftir. Yeni müzakere süreci maskaralıklarıyla, öngörülen siyasetimizde atılacak herhangi bir geri adımın telafisi olmayacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları